“Risale-i Nur’da Kadın” konusuyla düzenlenen 3. Hizmetiçi Eğitim programında, “Hanımlar neşr-i envar-ı Kur’âniye’de yekdiğerine kuvvet olduğu gibi, şevk noktasında da numune-i imtisal olmuşlardır” diye konuşuldu.
Yeni Asya Vakfı’nda düzenlenen Hizmetiçi Eğitim Programının üçüncüsü, “Risale-i Nur’da Kadın” konusuyla gerçekleşti.Geçtiğimiz Pazartesi günü, yapılan seminer dört ayrı başlıkta değerlendirildi.
Hanımların önemli bir rolü destek olmaktır
“Hizmette Kadın” başlığına Fatma Nur Bıçakçı, Selma Ulu, Betül Karacan, Nurefşan Köseoğlu, Bedia Nur Kurt ve Semra Baran hazırlandı. Semineri sunan Semra Baran, “Kadınlar erkeklerin bütüne tamamlayan yarım parçalarıdır” hadis-i şerifini hatırlatarak şöyle konuştu: “Hanımlar, hizmette erkeklerin hizmetini tamamlayıcı roldedir. En bariz örneğini Hz. Hatice (ra) annemizin ve saffı evvel ablalarımızın hayatlarında görmekteyiz. Sahabe mesleği olan Risale-i Nur hizmetinde de, hanımların en önemli rolü ünsiyet etmek vazifesidir. Çünkü fitne-i ahir zamanda, iman kurtarmak dâvâsında, nazik ve nazenin yaratılmış hanımların hizmetlerinin en önemli vechi erkeklere olan destekleri, onlara gönül rahatlığı vermeleri olacaktır. Ne bahtiyardır o hanımlar ki, Risale-i Nur’un bu mukaddes iman hizmetinde çalıştıkları için, daima hayırla yâd edilecek, ahiretlerine Nurlar gönderilecek ve âhirette de en yüksek mertebelere ulaşacaklardır inşaallah.”
Tesettür Risalesi, bir kadın eğitimi risalesidir
Eğitimi bir kişinin yolda olması olarak değerlendiren Nesibe Ersoylu, “Kadın Ve Eğitim” seminerinde, “Risale-i Nur, bir eğitim kitabıdır. Cenab-ı Hakk’ı bulma yolunda ilerlememize vesile olmaktadır. Tesettür Risalesi, bir kadın eğitimi risalesidir . Dört nüktesi de eğitimi ilgilendirmektedir. Birinci nükte fıtrat eğitimine, 2. Nükte kadın erkek münasebetlerine dikkatleri çekmektedir. 3. Nükte ise aile ilişkileri, 4. Nükte toplumsal muhtevalıdır. Kadının her alandaki konumuna değinilerek, kadın eğitimine vurgu yapılmıştır.”
Kadınlar, fıtrÎ gayelerine meyletmeli
“Kadın ve Fıtrat” konusuna ise Melike Nursultan Akkaya, Şükran Gül Durum ve Nuriye Sultan Kostak çalıştı. Semineri sunan Nuriye Sultan Kostak, “Risale-i Nur’da ve Kur’ân’da insanın fıtrat gayesinden bahsedilirken kadın-erkek ayrımı yapılmamış, beşer-insan ayrımı var. Ancak duyguların ve cihazatların kullanılmasında ve derecelerinde farklar var. Hakim esmaları farklı, esmaların cüziyet ve külliyetleri, zılliyet ve asliyetleri farklı ve tamamlayıcılık esas. Aynı esmalara mazhar olmasalar birbirleriyle vahid-i kıyasi yapamazlar ve birbirlerine muhatap olamazlar. Hiçbir fıtrat birbirinin aynısı olmadığı, her fıtrat ehadiyet tecellisi olarak farklı bir kemal noktasına sahip olduğu için kadının erkeğin fıtrat gayesine meyletmesi, kendi terakkisinin önüne geçer.” şeklinde konuştu.
Şefkat, aşktan keskindir
Emine Bayram ile “Kadın ve Şefkat” seminerine hazırlanan Arife Aksakal, şöyle konuştu: “Şefkatin en üst mertebesini daha doğduğu anda “ümmeti ümmeti” diyerek hayatı boyunca hakikî şefkati bize ders veren Resulullah Efendimizin (asm) hayatında görüyoruz. Ve yine hanımlar taifesini şefkat madeni, şefkat kahramanı payesini veren asrın sesi Said Nursî’nin bizzat hayatında görüyoruz. “Karşımda müthiş bir yangın var” derken, yananların bile hissetmediği acıyı ta derinden duyup hayatından vazgeçebiliyor. Adeta evlâd-ı vatanın imansızlık hastalığını fark edip, bir külliyat dolusu şefkatle hakikâte dâvet ediyor. Evet bir valide veledini tehlikeden kurtarmak için hiçbir ücret istemeden, ruhunu feda etmesi ve hakikî bir ihlâs ile vazife-i fıtriyesi itibariyle kendini evlâdına kurban etmesi gösteriyor ki, hanımlarda gayet yüksek bir kahramanlık var, bu kahramanlığın inkişafı ile hem hayat-ı dünyevisini hem hayat-ı ebediyesini onunla kurtarabilir. Bu şefkatin halis ve mukabele istemediğini, samimi ve ivazsız olduğunu buna karşılık aşkın ücret ve mukabele talep ettiğini, hatta aşkın ağlamalarının bir nevi talep ve ücret olduğu Bediüzzaman’ın Mektubat adlı eserinde, şefkat, aşk ve muhabbetten keskindir ifadesiyle görmekteyiz.”
Haber: Kübra Örnek
[email protected]