Zayıflar 13-18 kilo almalı

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Akkuş, hamilelikte kilo alımıyla şunları söyledi:

“Eğer hamilelik öncesi vücut kitle indeksiniz 20’nin altındaysa yani zayıf kabul edilen gruptaysanız hamileliğinizde normal kilolu olanlara göre daha fazla kilo almanız önerilir. Bu durumda tüm hamilelik süresince 13-18 kilo arasında almanız idealdir. İkinci 3 aydan başlayarak haftada 400-600 gram almalısınız. Hamile kalmadan önce vücut kitle indeksiniz 26-29 arasındaysa yani fazla kiloluysanız tüm hamileliğinizde 7-11.5 kilo arasında almanız önerilmektedir. Eğer aşırı obez kabul edilen bir kadınsanız tüm gebelik sürenizde 7 kilodan fazla almamak gerekir.”

Türkiye aşırı tuz tüketiyor

Tuzun vücutta suyun tutulması, kas ve sinirlerin çalışması için gerekli bir gıda olduğunu belirten Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük aşırı tuz tüketilmemesi konusunda da uyarılar da bulundu.

Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, “Tuz vücudumuz için gerekliliği tartışmasız bir besin fakat yeterince tüketildiğinde. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye, tuz tüketiminde oldukça yüksek bir orana sahip. Aşırı tuz tüketiminin çok ciddi hastalıklara risk oluşturduğunu biliyoruz, bu yüzden tuz tüketiminde aşırıya kaçmamaya dikkat. Besinlerin bileşiminde bulunduğu gibi göllerden, denizlerden ve kayalardan saf olarak da elde edilir. Elde edilen bu tuz, besinleri işleyerek saklamak ve yemeklerin lezzetini arttırmak için kullanılır. Medical Park Tokat Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Candan Aktaş, Dünya Sağlık Örgütü verilerine dikkat çekiyor ve DSÖ’nün hipertansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere obezite, diyabet ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığını olumsuz etkilememek amacıyla günlük olarak tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gram olarak önerdiğinin altını çiziyor. Bu miktar yemeklere tuz eklenmeden doğal olarak günlük tüketilen yiyecek ve içeceklerle sağlanabilecek bir oran” dedi.

Bitkisel yöntemler ile mantarla başa çıkmanız kolay olacak

Mantar hastalığına sebep olan kandida bir çeşit maya türüdür. Bağışıklık sisteminiz güçlü olduğu sürece mantar hastalığıyla başa çıkmanız kolaylaşacaktır. İşte vücutta oluşan her tür mantar hastalığına karşı etkin bitkisel tedavi yöntemleri ;  Mantar hastalığına karşı sarımsağı çiğ olarak tüketirseniz daha çabuk sonuç alırsınız.  Her gün 2 ya da 3 diş sarımsağı salatalarınıza veya yemeklerinize katabilirsiniz.  Nişasta oranı daha düşük olan brokoli, karnabahar ve kuşkonmaz gibi haşlanmış taze organik sebzeleri tercih edin. Elma sirkesinin antifungal özelliği, içinde bulunan asit ve diğer enzimlerden kaynaklıdır. Ayrıca potasyum, kalsiyum, demir ve magnezyum mineralleri açısından da oldukça zengin olması sebebiyle, vücudun bağışıklı sistemini güçlendirerek mantar hastalığının geçmesini kolaylaştıracaktır. Laktik asit bakterileri ile mayalanan süt ürünleri çok iyi birer probiyotik kaynağıdır. Ayran, yoğurt, peynir, kefir gibi süt ürünleri faydalı mikropların popülasyonunun arttırarak mantar hastalığına karşı vücudu desteklerler. Keten ve chia tohumlarında bulunan polifenoller, probiyotiklerin büyümesini destekleyerek mantar hastalığına karşı vücuda direnç kazandırır.  Keten ve chia tohumlarını salatanıza veya yoğurda katarak tüketebilirsiniz. Baharatlar Zerdeçal ve tarçın gibi baharatların mantar hastalığına karşı etkili bir rol oynadıklarını kanıtlayan bilimsel araştırmalar mevcut.

'Grip aşısının tam zamanı'

ENFEKDER Başkanı Prof. Dr. Köksal,grip aşısının koruyuculuğunun kesin olduğunu, bu nedenle özellikle risk grubundaki kişilerin mutlaka bu aşıyı yaptırmalarını istediklerini söyledi.

Enfeksiyon Hastalıklarından Korunma ve Savaşım Derneği (ENFEKDER) Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, gribin birçok tipi bulunduğuna işaret ederek bu sene görülen vakalarda önceki yıllara göre henüz çok büyük bir farklılık gözlemlemediklerini aktardı. Köksal, çocuklar, yaşlılar, gebeler ile kalp, obezite, tansiyon, şeker ve kanser gibi hastalıkları bulunanların risk grubunda yer aldığını anımsatarak özellikle bu grupta yer alan kişiler başta olmak üzere herkesin birtakım önlemler alınması gerektiğini söyledi.

“Koruyuculuğu kesin”

Risk grubundaki kişilerin aşılanmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Köksal, şu değerlendirmede bulundu: "Ben aşı bilincinin artık oluştuğunu düşünüyorum çünkü hastalardan artık bize talep geliyor 'Grip aşısı geldi mi? Ben aşımı yaptırmak istiyorum' diye. Bu çok güzel bir gelişme çünkü eskiden insanlar aşı yaptırmak istemezdi. Grip aşısının koruyuculuğu kesin, bu nedenle özellikle risk grubundaki kişilerin mutlaka bu aşıyı yaptırmalarını istiyoruz. "
Editör: TE Bilisim