Hopa Tarımsal Kalkınma Kooperatifi‘nin düzenlediği kooperatif çalıştayında öne çıkan konu halkın güvenilir ve doğal gıdaya ulaşma problemi, çiftçilerin sorunları ile kooperatifler arası dayanışmaydı

Halk İçin Kooperatifleşme Çalıştayı düzenlendi: Doğal gıdaya ulaşmak halkın büyük talebi

Dilan Şahinbaş

Hopa Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, “Halk İçin Kooperatifleşme Çalıştayı” düzenledi. Hopa Ticaret Odası Atatürk Konferans Salonu’nda gerçekleştiren çalıştayın açılış konuşmasını Kooperatif Başkanı Şerafettin Çelik yaptı. Çelik, “2017 yılında 400 ton çay üretildi ve 5 binin üzerinde insanla iletişim kuruldu” dedi.


‘Alternatif mülkiyet biçimidir kooperatifler
Çalıştayda ilk sunumu Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu gerçekleştirdi. Kozanoğlu kooperatiflerin çıkarcılara, sömürenlere ve özel sisteme karşı alternatif mülkiyet biçimi olduğunu söyleyerek, “Piyasa toplumunun, neoliberalizmin yaygınlaştığı ve en son şeker fabrikalarının kapatıldığı dönemde kooperatifçiliğe sahip çıkılmalıdır. Türkiye’de AKP rejiminde, saray rejiminde, bizim nefes alabileceğimiz alanların olduğu, ırkçılığın, cinsiyetçiliğin, faşizmin olmadığı alanlar yaratabileceğimiz için kooperatifler çok önemlidir” dedi.

Çiftçi, politikalarla yalnızlaştırıldı
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da çalıştayda sunum yapan isimler arasındaydı. “Türkiye’de Tarım ve Kooperatifçilik” başlıklı sunum gerçekleştiren Sarıbal, 12 Eylül’den sonra devlet politikasının çiftçiyi yalnızlaştırıp şirketleri devreye soktuğunu, yerli üretimin azaldığını ve bu politikaların kırsal kesimde yaşayan halkı fakirleştirdiğini sonra da kredilerle biat eden bir toplum haline getirdiğini belirtti.

Sarıbal ayrıca, Türkiye’nin seksen öncesi tarım ürünlerinde ihracat yapan konumdayken, şimdiki süreçte kullanılan tohumların bile yaklaşık yüzde seksen beşinin ithal edildiğini ifade etti.

halk-icin-kooperatiflesme-calistayi-duzenlendi-dogal-gidaya-ulasmak-halkin-buyuk-talebi-440493-1.

Hem üretim hem güvenilir gıda
Orhan Sarıbal’ın sunumunun ardından söz alan Dr. Uygar Yıldırım ise “Kamusallık ve Kooperatifçilik” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Yıldırım, son yıllarda Türkiye’nin neoliberal politikalarından dolayı kooperatifleşmenin zorunlu bir hale geldiğini dile getirdi. “Halkın kurduğu kooperatifler, toplumların bir araya gelmesini sağlar. Halk, hem üretim gücünü elde eder hem de güvenilir gıdaya erişim elde eder” dedi ve sözlerine kooperatifleşme sayesinde üreticilerin borç batağından kurtulup büyümeye başladığını ilave ederek devam etti.

Bir başka sunum ise “Üreticilerin Örgütlenmesi” başlığı ile Doç. Dr. Özgür Narin tarafından gerçekleştirildi. Narin, konuşmasında Ordu- Fatsa örneğini vererek, üretenlerin yönettiği bir toplum biçimini savundu. Kooperatifin sisteme direkt çözüm olmadığını belirten Narin, “Kooperatiflerde yapılan işin kadından, emekten oluşması o işin sürekliliği açısından çok önemlidir” dedi.

‘Çiftçinin tek kurtuluş yolu kooperatif’
“Çay Tarımı ve Kooperatifleşme” başlığıyla son sunumu araştırmacı-yazar Fatma Genç gerçekleştirdi. “Saray rejimi karşısında gün geçtikçe yoksullaşan çiftçinin tek kurtuluş yolunun kooperatifleşme” olduğunu vurgulayan Genç, “Kooperatifler, kapitalist sermaye karşısında ilerici bir çözüm olduğu için tarih boyunca hükümetler tarafından saldırıya uğradı, sendikalı işçiler ağır bedeller ödedi, baskılara rağmen kooperatifler halkın desteği ile daha güçlü bir hale geldi” dedi.

Genç sözlerini “Tarım kooperatifleri, organik gübre kullanması, sağlıklı ürün elde etmek ve hayvancılık yapan köylüler ve kooperatiflere destek olması açısından önemlidir” ifadeleriyle sonlandırdı.

***

Üreticiden tüketiciye kooperatifler

“Kooperatifleşme Deneyimleri” başlıklı 2’nci oturumda ise sırayla Boğaziçi Mensupları Tüketim Kooperatifi (BÜKOOP), Kadıköy Kooperatif, Dayanışma Kooperatifi ve Halkbeskoop adına temsilciler sunum gerçekleştirdi.

BÜKOOP adına konuşma yapan Hacer Ocak kooperatifin kuruluşundan, amaçlarından, faaliyetlerinden ve işleyişlerinden bahsetti. “Neoliberal sistemlerle tükettiğimiz gıdaların güvenirliği tehlikede ve biz BÜKOOP olarak bunun önüne geçip aracıyı ortadan kaldırıp, üreticinin emeğinin karşılığını alabilmesini sağlamak amacıyla çalışıyoruz” diyen Ocak, kâr amacı gütmediklerini, yaptıkları her işin gönüllüler tarafından yapıldığını belirtti.

‘Kadıköy Kooperatif’ adına ise İrem Soayal Al ve Selma Değirmenci konuşma yaptı. Kooperatiflerinin üreticilere ulaşma aşamasından bahseden Eroğlu, kooperatifleşmenin üretici ve tüketici için ne kadar önemli olduğuna değinerek, üretici ve tüketici kooperatifleri arasındaki ilişki ve örgütlenmenin geliştirilmesi gerektiğine vurgu yaptılar.

Oturumda 3’üncü sunumu gerçekleştiren Halkbeskoop adına konuşma yapan Abdullah Aydın, kooperatiflerinin henüz yeni olduğunu belirterek, “Ankara, Mersin ve Hatay’da gittiğimiz yerlerde şahit olduğumuz deneyimler daha somut adımlar atmamıza sebep oldu” dedi.

“Kooperatifleşme Deneyimleri” başlıklı oturumda son konuşmacı olan Dayanışma Kooperatif Temsilcisi Murat Çağrı Aliş, tüketicinin temel sorununun doğal ve menşei belli gıdaya uzaklık olduğunu belirterek, “Kooperatifler, bu sorunu ortadan kaldıracak yapılardır. Ülkenin çeşitli yerlerinde aile üreticiliği yapan kişileri ziyaret ettik ve organik tarımın ne denli zorluklarla yapıldığını gördük. Doğal ve menşei belli gıda sloganıyla çıktığımız yolda üreticiyle ve tüketiciyle birçok buluşma gerçekleştirdik, genel kooperatifçilik anlayışına biraz uzak olarak üretim ve tüketim ayağında aynı anda mücadele ediyoruz” dedi.