• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İlhan Oral
İlhan Oral
TÜM YAZILARI

Halis din, Allah’ın dinidir 

22 Temmuz 2018
A


İlhan Oral İletişim: [email protected]

İslam evrensel bir sistemdir. Kur’an bu sistemi anlatır. Arşın, kürsün küresel yapısını ve içindeki varlıkları insanın bilgi hazinesine yüklemeyi ve insanı yüceltmeyi hedefler.

Arşın ve kürsün, sonsuzluğun içinde ulaşılmazlığını hissettirir. Yedi kat gök sisteminin hacim küçülterek bunların çekirdeği mesabesinde gezegenler âlemini, insan dikkatine sunar. Milyarlarca sayıda tahmin edilen galaksiler topluluğunu anlatır. Bütün bunların her birinin atomlarına varıncaya kadar her şeyi hikmet hafızası içine alır. Her şeyin her an Allah tarafından yönetildiğini açıklar. İşte bu gerçekler karşısında akıl nimeti ile yaratılan insanın tavrını çok iyi ayarlaması gerekir. Tavrını Allah’tan yana koymayan, Kur’an’ okumayan ve “yaşayan Kur’an Peygamberin” sünnetine uymayan ve tağûtî sistemi kabul eden, Müslüman da olsa âkibeti felakettir. İslam’dan başka herhangi bir sistemi tercih etmek ya da karma bir düzen oluşturmak, kâinatın mutlak hükümranı Allah’a isyandır ve hükmüne başkaldırmadır.

Kâinatta tek hükümran Allah Teâlâ’dır. O’nun katındaki din de İslam’dır. İslam tevhid dinidir. Tevhid sistemini farklı yorumlarla farklılaştırmak, Allah Teâlâ’nın yetkisine ve tasarrufuna müdahaledir. Bu da din dışı bir eylemdir. Hak noktadan ayrılışın bedeli çok risklidir. Hak din olan İslam’dan yorum yaparak ayrılmak şirktir. İşte bu şirk yüzünden İslam âleminde karmaşa hâkimdir ve huzursuzluk yaygındır. Onun için İslam’ı, Allah Teâlâ’nın halis dini olarak kabul etmekten başka yol yoktur. Halis din, Allah Teâlâ’nın gönderdiği kitabı, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in beşerî yorumlara tevessül etmeden yaşadığı dindir. Halis dini yaşamayıp dinî hükümleri çıkara uydurmaya kalkışmak haddi aşmaktır ve sahtekârlıktır. Sahtekârlık kalp bozukluğundan kaynaklanır. Kalbin bozukluğu, bütün kötülüklerin kaynağıdır. Kalbin bozulması ile bütün kötülükler sel gibi akmaya başlar.

Bu zehirli akışın her kötülüğe zemin hazırlaması kaçınılmaz olur. Toplumda önce ulema ve ümera bozulur. Ulema ve ümeranın bozulmasından sonra sarsıntılar birbirini kovalar. Sonra toplum da bozulur. Bu iki sorumlu kesimin lider kadroyu kurması bütün ümmetin boynunun borcudur. Bu da Allah Teâlâ’nın kesin emirleri arasındadır. Âli İmran suresinin yüz dördüncü ayeti, bu büyük itikadî, idarî ve sosyolojik görevi tüm inananlara yöneltir. Lider kadroyu kurmayan Müslümanların tamamı sorumludur ve tümü günahkârdır.

Faiz gibi korkunç bir cürmü, o kadro olmaksızın kim kaldırıp yerine İslam’ın ekonomik sistemi olan “infakı” icraata koyabilir? Kim devlet malını ve tüyü bitmedik yetimin hakkını talan eden çıkarcıları engelleyebilir? Kim yaygınlaşan hırsızlığı önleyebilir? Kim gittikçe devleşen ve ahtapot gibi bütün İslam toplumlarını kolları arasına alan tefrikayı önleyebilir? Kim Allah’ın sistemini sahiplenir ve İslam’ı gölgeleyen gayri İslami yönetim tarzlarını tasfiye edebilir? Kim, kimliğini kaybeden aileyi yeniden ihya edebilir? Kim Kur’an’ın her derde deva reçetelerini yazabilir? Kim geciktirmeden, sarpa sarmadan adaleti kaim kılabilir? Kul hakkı ve kamu hakkı denince, hakka tecavüz edenin yüreğini zonklatarak kim caydırıp hakka döndürecek? Kim, insanları afet girdabı sömürüden kurtarabilecek?...!

“Gıda maddelerinin bozulmasını önleyen genelde tuzdur. Tuz bozulursa gıda maddelerinin hali nicedir? Ümmetin tuzu âlimlerdir. Ya âlimler bozulursa ümmetin hali nicedir.” Ne gariptir ki bu bozulma eğitimin çöküşü ile başlar. Ruhsuz, fikirsiz, zikirsiz sorumsuz ve yavaşlatılmış eğitim, insana, artı değer kazandırmıyor. Bugün eğitim sistemi bencil, dar kafalı ve çıkarcı insan üretiyor. Bencil, dar kafalı ve çıkarcı insan, hırsızlığa daha eğitim çağında başlıyor ve imkân buldukça kopya çekmek ile işe başlıyor. Kopya çekerek yetişen insan kamu malını kötüye kullanmaktan, hukuk ihlali yapmaktan çekinmiyor. Lükse dalıyor. İsrafa gömülüyor. Böylesi insanların şeytanların kardeşleri oldukları Kur’an’ın açık beyanıdır. Müslümanlardan mümin olabilenlerin, dinin aslına dönmeleri, vahyin, tevhidin, aklın ve güçlü iradenin tezahürüdür. Mülevves klikleşmeler, tahripkâr virüslü yamalardır!

Onlar ancak dinde muhlisler olarak batıl inançlardan arınarak Allah’a kulluk etsinler, namazı kılsınlar, zekâtı versinler diye emrolundular. Ve işte sapasağlam din, bu dindir. (Beyyine:98/5) Derin derin düşünmek gerekmez mi? Esselamu aleykum.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23