Yaz sezonunun açılmasıyla canlı müzik sektöründe bir hareket gözleniyor ama sektörün ve sektör emekçilerinin sorunları olduğu gibi duruyor. Müzik sektörünün güvencesiz çalışma koşullarına tabi olduğu bir gerçek.

Halimiz iyi değil
Fotoğraf: Depo Photos

İstanbul bu hafta iki önemli konsere ev sahipliği yapıyor. Birincisi bugün Küçükçiftlik Park’taki İnti-İllimani Historica konseri. Bu konserin öncesinde Moğollar ve Peyk sahne alacak. Konserin sonuna doğru ise “Venceromos”u dev bir koro seslendirecek bu efsane grupla beraber. Cumartesi günü ise büyük usta Bülent Ortaçgil’in 50’inci sanat yılını Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda kutlayacağız, yine geniş bir sanatçı katılımıyla. Müzik severlerin kaçırmaması gereken iki konser bence.

Yaz sezonunun açılmasıyla canlı müzik sektöründe bir hareket gözleniyor ama sektörün ve sektör emekçilerinin sorunları olduğu gibi duruyor. Bunu göz ardı etmeyen üç değerli isim Selda Dudu (Sevilla Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Doktora Öğrencisi), Evrim Hikmet Öğüt (Mimar Sinan Üniversitesi Müzikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr) ve Özge Ç. Denizci (Müzik yazarı, müzikolog) “Türkiye’de Müzik Emekçilerinin Çalışma Koşulları ve Gelir Durumları” hakkında “Türkiye’de Müzik Emeğinin Durumu” isimli bir rapor hazırladılar. Yapılan anketler ve araştırmalar sadece müzisyenleri değil tüm sektör çalışanlarını kapsadığı için bu başlık bu raporun içeriğini çok doğru yansıtıyor.

Özetlersek, araştırma üç noktada müzik sektörü üzerine yapılmış çalışmalara özgün katkı sunuyor. İlk olarak, Türkiye’de müzik sektörünün güvencesiz çalışma koşullarına tabi olduğu bilinen bir gerçek. Bunun bir sebebi, emek piyasasının giderek esnek ve güvencesiz hale gelmesiyse, bir diğeri de aralıklı çalışma gibi müzik sektöründeki işlerin doğası. Ancak, bu gerçeği somut olarak ortaya koyacak sayısal veri bulunmuyor.

İkinci olarak, bu araştırma, müzik emekçilerinin olumsuz çalışma koşulları arasında saymaya sıra gelmeyen ve genellikle kendileri tarafından dahi tanımlanmamış bazı sorunları ilk kez tespit etmesi açısından özgün. Örneğin, araştırmaya katılan müzik emekçilerinin neredeyse hiçbirinin prova gibi sahne/ ofis dışı çalışma saatlerinin çalışma süresinden sayılması gerektiğinin farkında değil. Bir diğer tespit ise iş ve işyeri güvenliği gibi konuların konuşulmayanlar arasında yer alması.

ÇALIŞAN YOKSULLUĞU

Son olarak, bu araştırma, müzik emekçilerinin ciddi bir çalışan yoksulluğu içinde olduklarını ortaya koyuyor. Müzik sektöründe, yapılan işin sadece niteliğine değil mekâna, bölgeye ve benzeri çok çeşitli parametrelere bağlı adaletsiz gelir dağılımı olduğu bir gerçek. Buna paralel olarak, müzik emekçilerinin önemli bir kısmı tek kişilik yaşam maliyetini karşılamamakta. Diğer deyişle, müzik emekçilerinin yine dikkate değer bir kısmı, diğer sektörler kadar yoğun çalıştıkları halde değil ailelerini kendilerini bile geçindirmeye yetecek kazancı elde edememekteler.

RAPORDA YER ALAN TESPİTLER

• Müzik emekçilerinin yaklaşık yüzde 60’ı örgütsüz.
• 2019 yılında müzik emekçilerinin yüzde 30’u asgari ücretin ve yüzde 80’i dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının altında gelir elde etti.
• Pandemi koşullarında müzik emekçilerinin yüzde 60’ı işsizlikle karşı karşıya kaldı.
• Müzik emekçilerinin yüzde 85’i gelirinden memnun değil.
• Müzik emekçilerinin yüzde 83’ünün yükseköğrenim derecesine sahip olduğu gerçeği, çalışma koşulları ya da gelire ilişkin tabloyu değiştirmiyor.
• Kadın müzik emekçileri, cinsiyetlerinden dolayı sektör içinde bazı meslekleri yapamamakta ya da nadiren yapabilmekte. Ayrıca, çalıştıkları ortamda erkek meslektaşlarına oranla çeşitli ayrımcılık türlerine maruz kalmaktalar. Sosyal güvenceden yoksun çalışmanın yanı sıra, sektörde kural haline emekçilerini mobbing ve iş kazaları karşısında kırılgan bir konumda bırakıyor.
•Kayıtsız çalışmanın görünmez kıldığı büyük bir gelir eşitsizliği ve adaletsizliği sektöre hâkim.
•Müzik emekçilerinin yaşlarına paralel olarak deneyimlerinin artması gelirlerine olumlu etki ediyor. Ancak ileri yaş, fiziksel olarak güç gerektiren (rodilik gibi) işlerin yapılamaması anlamına da gelebilmekte.