logo
19 NİSAN 2024

Manevi değerler giderse, devlet de gider

Tarihçi-Yazar Tahsin Aydın, İcmal Gençlik Derneği Trabzon Şubesi'nin organize ettiği 'Kaybolan Değerlerimiz' panelinde yaptığı konuşmada, "Eğer bir toplumun maddi unsurları ayakta ama manevi unsurlarını kaybetmişse, o toplum maddi unsurlarını da kaybedecek ve bir daha devlet kuramayacaktır" dedi
20.09.2019 00:00:00
Manevi değerler giderse, devlet de gider
Manevi değerler giderse, devlet de gider
YENİ MESAJ / DETAY HABER

Son dönemlerde özellikle Türk medyası tarafından söz birliği edilmişçesine aralıksız olarak ekranları işgal eden gayriahlaki dizi bombardımanlarıyla Türk gençliği hedef alınıyor.

İcmal Gençlik Derneği Trabzon Şubesi tarafından organize edilen 'Kaybolan Değerlerimiz' konulu panelle bu vahim gidişata dikkat çekilerek, çözümler ortaya konuldu.

Üçüncü kez gerçekleştirilen panel Trabzon Ortahisar Belediyesi salonunda yapıldı. Halkın yoğun bir katılım sağlayarak ilgi gösterdiği panelin onur konuğu ise BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tı.

Moderatörlüğünü Av. Haydar Ergan'ın yaptığı panelin konuşmacıları; Eğitimci-Tarihçi Tahsin Aydın, İlahiyatçı Ali Altunbaş ve Av. Mustafa Hayri Ergan'dı.

Adliye koridorları ibretlik

Panelin ilk konuşmacısı Av. Mustafa Hayri Ergan özellikle son yıllarda yaşanan ve adliye koridorlarına yansıyan gayri ahlaki olaylardan çok çarpıcı örnekler verdi.

Ergan, özellikle son 20 yıllık zaman diliminde medyanın da olumsuz yayın bombardımanlarıyla Türk gençliğinin gayri ahlaki yollara evrildiğini ve maalesef bu olumsuz gelişmelerin giderek toplumda normalmiş gibi kabul görmeye başladığının altını çizdi.

Ergan, Türk milletinin nasıl bir gençliğe sahip olması halinde maddi ve manevi hastalıklardan korunabileceğine ilişkin en canlı örnek olarak da Prof. Dr. Haydar Baş'ın nefesiyle yetişen İcmal Gençliği'ni adres gösterdi.

Devleti ayakta tutan iki unsur

Panelin son konuşmacısı Eğitimci ve Tarihçi-Yazar Tahsin Aydın ise yaptığı konuşmasında, toplumsal ahlaki çöküntüye dair tarihten günümüze çarpıcı örnekler verdi.

Toplumda yaşanan ahlaki yozlaşmanın önüne geçebilmek için her bireye görevler düştüğünü belirterek, ahlaken çöküş içinde olan bir toplumun devletini bile kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceği tespitini yapan Aydın, şöyle konuştu: "İsmail Hami Danişmend ismini, bilmem bilir misiniz? Osmanlı devleti üzerine İslam medeniyeti ve Türkler üzerine sayısız eseri olan bir ilim insanı. Danişmend'e göre devletleri kuran ve ayakta tutan iki ana unsur vardır. Danişmend maddi unsuru, toprak, asker, millet vb. öğelerle tanımlarken manevi unsuru da din, ahlak, gelenek ve görenek olarak tanımlamakta ve şu hayati noktayı eklemektedir: 'Eğer bir toplum maddi unsurunu kaybetmiş lakin manevi unsurları sağlam ise yeniden bir devlet kurabilir. Eğer bir toplumun maddi unsurları ayakta ama manevi unsurlarını kaybetmiş ise maddi unsurlarını da kaybedecek ve bir daha devlet kuramayacak. Ve o toplum başka milletlerin uşağı durumuna düşecektir.' Danişmend Hocanın dediklerini doğrular birkaç örnek verelim; Endülüs'teki İslam devleti son dönemlerine bakıldığında maddi unsuru ayakta olmasına rağmen manevi unsurlarını tamamen kaybettiler. Müslümanlar Kur'an'dan ziyade Aristo ve Eflatun'u öne çıkarmaya başladılar, Yahudi ve Hıristiyanlar ile diyalog içerisinde olup kendi inanç ve akaitlerini bozmaya başladılar. İçki, fuhuş, faiz, adam kayırma, rüşvet toplumda artmaya başladı. Sonuç; İspanyollar geldi Endülüs'ü yıktı bir tane bile Müslüman bırakmadı.

Endülüs'te böyle oldu da (!) Anadolu da olmadı mı? Anadolu Selçuklu Devleti en parlak dönemi Alaaddin Keykubad zamanıdır. Devletin maddi unsurları güçlü olduğu gibi manevi unsurlar da güçlüydü. Çünkü Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre ve Ahi Evran bu dönemde halkın eğitim ve ahlakı için çalışıyorlardı. Devlet de bu mana erlerine sahip çıkıyordu. Keykubad'ın zehirlenerek öldürülmesinden sonra devlet kademelerine gelenler, Frenklerden oluşan ordular kurarak Anadolu'da, Türkmen katliamına başladı. Bu mana erlerine düşman oldular. Devlet kademelerinde zevk-i sefa artarken içki ve fuhuş toplumda yaygınlaşmaya başladı. Sonuç; Moğollar geldi. Anadolu'da tabiri caizse taş üstünde taş bırakmayarak, büyük bir katliam yaptı. Selçuklular yıkıldı. Bu örnekleri başka devletlerle de çoğaltabiliriz. Eğer bugün biz, devletimizin yıkılmasını istemiyorsak aynı hatalara düşmememiz, devleti oluşturan hem maddi, hem de manevi unsurlara sahip çıkmamız gerekmektedir. Bugün konuşulan belki maddi kayıplardır ama asıl kayıpları maneviyatta yaşıyoruz. Bakın topluma. Kur'an'da geçen kavimlerin helak olmasına sebep olan bütün günahlar, ahlaksızlıklar her tarafı sarmış ve kimsenin de itirazı yok. Son söz olarak derim ki tek bir çare-çözüm ve adres vardır. O da Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in kendisi ve ortaya koyduğu eşsiz çözümlerdir."

Toplumsal çürümeye doğru yol alınıyor

Panelin ikinci konuşmacısı İlahiyatçı Ali Altunbaş ise çürümeye yüz tutmuş toplumsal gayri ahlaki olumsuzluklara, ayetler ve hadisler ışığında yer erdi. Türk milletinin sağlam örf-adet ve gelenekleri olduğuna işaret eden Altunbaş, maalesef bu sermayenin de hoyratça kullanıldığına ve manevi olarak toplumsal bir çürümeye doğru yol alındığına dikkat çekti.

 Türk eğitim sisteminin mutlaka bir Türk delikanlı ve Türk hanımefendi modeline ihtiyaç olduğuna vurgu yapan İlahiyatçı Ali Altunbaş, ne yazık ki bu alanda da hiç bir gayret ve niyetin olmadığını üzülerek görmekteyiz şeklinde konuştu.

Çözüm olarak milli ve manevi değerlerimize peygamberi bir ölçüde sahip çıkmak gerektiğinin altını çizen Altunbaş, özellikle yeni nesillerimizin eğitiminde Atatürk'ün çok iyi anlatılması ve anlaşılmasına gayret gösterilmesi, bunun da ancak Prof. Dr. Haydar Baş Bey tarafından kaleme alınan "Hoş Geldin Atatürk" eseriyle mümkün olabileceğine dikkat çekti.



Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'

Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi

Eyüpsultan'da yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlunun karıştığı kaza sonucu Oğuz Murat Aci'nın hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturmada anne ile oğlu havalimanına götürdüğü iddia edilen çalışanın tahliyesine karar verildi.
18.04.2024 23:27:00
İhlas Haber Ajansı
Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi
Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi
Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C.'nin karıştığı trafik kazası sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybetmesine ve anne oğulun ABD'ye kaçmasına ilişkin soruşturma sürüyor.

Anne ile oğulu havalimanına götüren çalışana tahliye

Soruşturma çerçevesinde baba Bülent Cihantimur'un şirketinde reklam-pazarlama bölümünde çalışan ve olay günü şüpheli Eylem Tok ile suça sürüklenen çocuk T.C.'yi havalimanına götürdüğü iddiasıyla tutuklanan şüpheli Ayşe Ceren S., İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği'nce tahliye edildi.

Olayın geçmişi

Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de iddiaya göre yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C., saat 23.50 sıralarında 34 EEG 06 plakalı araçla seyir halindeyken yol kenarında arıza nedeniyle park halinde bulunan 3 adet ATV tipi araca çarpmış, kaza sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci hayatını kaybederken orada bulunan diğer kişiler yaralanmıştı. Kazanın ardından polis ekiplerinden önce olay yerine gelen anne Eylem Tok, oğlu T.C.'yi olay yerinden kaçırmış, ekiplerce yapılan incelemeler sonucunda anne ile oğlunun ertesi gün saat 03.50 sıralarında havalimanından Mısır'a çıkış yaptıkları tespit edilmişti.

Olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde ise aynı gün şüpheli Eylem Tok hakkında 'suçluyu kayırma' suçundan, şüpheli T.C. hakkında 'bir kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak' suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılırken, kırmızı bülten çıkarılması da talep edilmişti. Soruşturma çerçevesinde daha sonra şüphelilerin ABD'ye kaçtıkları ortaya çıkmıştı ve iade talebinde bulunulduğu da öğrenilmişti. Ayrıca baba Bülent Cihantimur'a 'yurt dışına çıkış yasağı' ve 'imza atma' şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmıştı.

Sulusaray'da vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki deprem sonrası vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor.
18.04.2024 22:39:00 / Güncelleme: 18.04.2024 22:43:07
İhlas Haber Ajansı
Sulusaray'da vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor
Sulusaray'da vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor
Akşam saat 18.11'de Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5.6'lık deprem sonrası vatandaşlar soluğu dışarıda aldı.

Depreme evinde ve işyerinde yakalanan vatandaşlar yeni bir deprem korkusuyla kendilerini dışarıya attı.

Bazı vatandaşlar evlerinin önünde ateş yakarak soğuktan korunurken bazı vatandaşlar ise evlerinin önünde toplanarak çay içerek yemeklerini yedi.



Evlerinin önünde ailecek vakit geçiren vatandaşlar çocukların etkilenmemesi için piknik ortamı oluşturdu.

Depreme evinde yakalanan 70 yaşındaki Osman Erten, korku dolu anları anlattı.

Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?

Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları, genellikle kaya, kılavuz delme, kompakt ve sıkı, kumlu ve kılıf gibi dayanıklı ve sağlam zemin türleridir. Bu zeminlerde inşa edilen binalar, depremlere karşı daha dirençli olabilir ve daha az hasar görebilirler.
18.04.2024 22:14:00
Ahmet Turan Yiğit
Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?
Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?
Deprem, dünyanın birçok yerinde ciddi yıkımlara ve can kayıplarına neden olan doğal felaketlerden biri. Deprem kuşağı ülkesi olan Türkiye ise iki günden bu yana Tokat'ta peş peşe yaşanan depremler nedeniyle yine diken üstünde.

Depremin neden olduğu yıkımın önüne geçmek için yapı mühendisliğinin imkanlarınından yararlanmak kadar, bina yapımı için zemin seçimi de o kadar önemli.

Mühendislik biliminin imkanları ile bugün dünyada 9'un üstündeki depremlere dayanıklı yapılar üretmek mümkün. Ancak yarattığı maliyet nedeniyle özellikle az gelişmiş ve geri kalmış ülkelerde bu tür yapıların yeterli sayıda üretilmesi mevcut ekonomi modellerle imkansız gibi görünüyor.

Depremlerin etkilerini azaltmanın en önemli yollarından biri, binaların güvenli zeminler üzerine inşa edilmesi.

Yapıların inşa edileceği alanların zemin analizi ve mühendislik değerlendirmeleri dikkate alınmalı.

Peki deprem riskine karşı en dayanıklı zemin yapıları hangileri?

Kaya Zeminler

Kaya zeminler, deprem riskinin en düşük olduğu zemin türlerinden biridir. Kaya zemine sahip olan bölgelerde yapılan binalar, doğal olarak daha sağlam bir temele otururlar ve depremlere karşı daha dirençli olabilirler. Kaya zeminler, binaların sallanmasını ve yer değiştirmesini en aza indirerek deprem etkilerini absorbe ederler.

Kılavuz Delme Zeminleri

Kılavuz delme zeminleri, yüksek mukavemetli kaya katmanlarının altında bulunan ve mühendislik teknikleri kullanılarak oluşturulan özel zemin yapılarıdır. Bu tür zeminler, depremlere karşı dayanıklı olmalarıyla bilinirler. Kılavuz delme zeminleri, yapıların sismik hareketlere karşı daha iyi direnç göstermesine yardımcı olur.

Kompakt ve Sıkı Zeminler

Kompakt ve sıkı zeminler, deprem riskinin düşük olduğu diğer bir zemin türüdür. Bu zeminler, genellikle sıkıştırılmış kum, çakıl veya sert toprak gibi malzemelerden oluşur. Bu tür zeminler, depremlerde yapıların hareketini azaltabilir ve yapıların sabit kalmasına yardımcı olabilir.

Kumlu ve Kılıf Zeminler

Kumlu ve kılıf zeminler, deprem riskinin en düşük olduğu zemin türlerinden biridir. Bu tür zeminler genellikle kum, çakıl ve kil karışımından oluşur. Kumlu ve kılıf zeminler, deprem sırasında suyun çıkarılması veya eklenmesiyle sıkıştırılabilecek esnek malzemelerdir. Bu özellikleri, deprem sırasında yapıların zarar görmesini azaltabilir.



Tokat'ta okullar 1 gün tatil edildi

Tokat'ta meydana gelen deprem nedeniyle il genelinde okullarda eğitime 1 gün ara verildi.
18.04.2024 21:34:00 / Güncelleme: 18.04.2024 21:39:10
Haber Merkezi
Tokat'ta okullar 1 gün tatil edildi
Tokat'ta okullar 1 gün tatil edildi
Tokat Valiliğinden yapılan açıklamada, deprem dolayısıyla il genelinde okullarda Cuma günü eğitim ve öğretime ara verildiği duyuruldu.

Öte yandan evlerine girmekte çekinen vatandaşların spor salonlarında misafir edileceği belirtildi.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.