Çocuğunun dondurma parasını bakın nereye bağışladı?

Gerçek sevgi ve fedakarlık laf değil eylemdir.

Kimileri vatan için nutuk atar, kimileri maddi-manevi bedel öder.

Bulunduğum konjonktürde ben Ulusal Kanal’ı Türkiye’nin beka teminatlarından biri gibi görürüm zira yayınları ortadadır.

Evet Ulusal Kanal vatandır, bayraktır, antiemperyalizmdir, hürriyettir, cumhuriyettir, Atatürk’tür, İnönü’dür, Bayar’dır, laikliktir, halkçılıktır, milliyetçiliktir, devrimciliktir. Kısacası Türkiye ve geleceğidir.

ULUSAL GÖNÜLLÜLERİNE ALKIŞ

Önceki gün Ulusal Gönüllüleri’yle yapılan buluşmada dinlediklerimin özeti bu ülkede vatanseverliğin çok şükür hala köreltilemediğinin mini hikayeleriydi. Bütün Ulusal Gönüllüleri’ni bu anlamda alkışlayıp selamlıyorum.

Ve Ulusal Kanal’ın kurulup serpilme günlerinden bir anektot ki aktaran Ulusal Kanal’ın cefakar isimlerinden Yönetim Kurulu Başkanı Sevgili Turan Özlü bey’dir:

Şule ve Doğu Perinçek karar verirler.

Neleri varsa satıp Ulusal Kanal’a aktaracaklar.

BUNU KAÇIMIZ YAPABİLİRİZ?

Aslında sahip oldukları tek şey İstanbul’daki evleridir ve tereddütsüz ondan vazgeçerler.

Doğu bey ilaveten Ankara’da babasından kalan evi için de satış kararı verir.

Bu istişare sahnesini izleyen küçük oğulları Can Perinçek şunu söyler:

“Babacağım her şeyi satarsanız benim dondurmamı nasıl alacaksınız?”

Doğu bey gülümser:

“Alırız oğlum, senin dondurmanı da alırız.”

Bütün içtenliğinizle şöyle bir arkaya yaslanın ve düşünün.

4 çocuklu bir aile olan Perinçekler’in ülkeyi sahiplenme adına yaptığı bu fedakarlığı bu ülkede yapabilecek kaç kişi var?

MİLLİYETÇİ-DEVRİMİCİ YAN YANA

Bakın Perinçek’lerin çocuğunun dondurma parasını bile riske etme pahasına kurduğu televizyonda bugün milliyetçisi-devrimcisi ayırım yapılmadan vatan nöbetinde yan yana olabiliyor... Ben Ulusal Kanal olayını vatan savunmanın yanısıra Türkiye’yi topyekün barıştırma ve bütünleştirme projesi olarak görüyorum...

Ayinesi laf değil de işse kişinin her şey ortadadır.

Türkiye adına yaptığınız bütün fedekarlıklara teşekkürler Sayın Şule ve Doğu Perinçek!

Bu vesile ile Ulusal Kanal’ı sırtlanan yeni yönetim kadrosu bağlamında birkaç satır:

ÖZLÜ-TÜRKAN-KAYA ÜÇLÜSÜ!

30 küsür senelik meslek yaşamının 25 yılı büyük medya guruplarında yöneticilikle geçen biri olarak hükmüm Turan Özlü’nün büyük bir orkestra şefi yani yönetici olduğudur.

Keza Genel Yayın Yönetmeni Adnan Türkkan yaratıcılığı ile bana göre medyamızın parlayan yeni yıldızıdır.

Mustafa Kaya aynı şekilde Ulusal Kanal’ı çok daha ötelere taşıyacak enerji ve birikime sahip müthiş bir yetenektir.

Bu pırıltılı kadroya İsmail Hakkı Pekin ve Soner Polat gibi iki önemli kurmay katkı sunuyor.

FEYMAN-NEBİLER VE DESTEK ÇAĞRISI

Kısacası Ulusal Kanal onca imkansızlığa ve zorluğa karşın inançla yoluna devam ediyor.

Kanalın programcıları ayrı bir bahis lakin Gülgün Feyman ile Halil Nebiler gibi kaliteler abartısız tek başına ordu misaliler.

Yolun açık olsun Atatürk Cumhuriyetinin teminatı Ulusal kanal!

Ve son çağrım:

Gelin Laik-milli-üniter Türkiye’yi yaşatma adına bu Kanal’a omuz verin zira Atatürk diyenlerin dışında tek bir sahipleneni yoktur.