Takip Et

/>

SON DAKİKA

Habere giderken haber olan gazeteci

17 Nisan 2016, Pazar 12:00

     


Bu hafta ‘Basından Hayatlar’ röportajımıza Madran Gazetesi Muhabiri Murat Şenbaklavacı konuk oldu. Polis, adliye muhabirliğiyle öne çıkan Şenbaklavacı, 12 yıl önce gazetecilikle tanışmış. Gazete mutfağının hemen hemen her köşesinde bulunmuş. İlk başta mesleğe ısınamasa da şimdi hayatı mesleği olmuş. Birçok zorluk çekse de asla pes etmeyen Şenbaklavacı, birçok anı biriktirmiş bu meslekte. İçindeki meslek aşkı ve heyecanıyla birçok olayın içerisine dalmış. Kimi zaman büyük kazalar geçirmiş ve habere giderken haber olmuş. İşte Basından Hayatlar röportajımızda anılarıyla, tecrübeleriyle ve hikayesiyle Murat Şenbaklavacı….

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

RÖPORTAJ: ÖZGE SÖNMEZ

-Murat Şenbaklavacı kimdir?

1974 yılında Çine’de doğdum. İlk ve ortaöğretimimi Çine’de tamamladım. Liseden sonra babamın yanında işe başladım. Babam iflas edince başka işlerle uğraştım, daha sonra gazetecilikle tanıştım ve 12 yıldır gazetecilik yapıyorum.

-Nasıl oldu gazetecilikle tanışma hikayeniz?

Babam yedek parça ustasıydı. Babam iflas edince başka işlerle uğraştım. Askerlik görevimi tamamladıktan sonra Çine’ye geri döndüm. Kısa bir süreliğine Çine Belediyesi’nde çalıştım. Belediyedeki adaletsizlikleri görünce işi bıraktım. Çine Meslek Yüksekokulu’nda çalışmaya başladım, oranın hem yazı işleriyle hem de kantiniyle ilgileniyordum. Siyasi birtakım nedenlerden dolayı işten çıkarıldım. Daha sonra 4 yıl gibi bir süre arkadaşımla beraber ortak iş yaptık, iflas edince işsiz olduğum bir dönemde gazetecilikle tanıştım.

-Size teklif mi geldi?

Evet, 2004 yılında Haber Uğur Gazetesi’nde Yılmaz Ağabey, 'Bizimle çalışır mısın' dedi. İşim de olmadığı için teklifi kabul ettim. Sadece muhabirlik değil, gazetenin birçok işine koştum. İlk etapta bu mesleği sevmedim, çünkü hayalim bu değildi.

-Neydi hayaliniz?

Hayalimde hep polis ya da jandarma olmak vardı. Hayalim gerçekleşmeyince birçok meslekle uğraştım. En sonra yolum gazetecilikle kesişti. Bu meslek sayesinde polis ve jandarmayı daha yakından takip etme imkanı buldum. Hayalimdeki mesleği yapmadım, ama bu meslek sayesinde yapmış kadar oldum. Gazeteciliğin çok yönlü bir meslek olduğunu gördüm. Gazeteciliğin en çok asayiş birimini sevdim. Gazeteciliğin heyecanı bence asayiştedir.

-İlk haberiniz hatırlıyor musunuz?

Hiç unutmadım ki. (Gülüyor) O dönemde Ferhat Çağlar Çine Kaymakamlığına atanmıştı. Gelen çiçekleri açık artırmayla satışa sundular. Sanırım gelirini de bir yerlere bağışlayacaklardı. Haberi ben takip edecektim. Ofisten bana bir fotoğraf makinesi verdiler. İnsanların fotoğrafını çekmek için bir araya getirdim. Makinenin düğmesine bastım, fakat makine çekmedi. Anlayacağınız rezil olmuştum.(Gülüyor) Fotoğraf çekemeden haberden geldim.

-Haber Uğur Gazetesi’nde devam ettiniz mi?

2007 yılında dönemin Belediye Başkanı Osman Aydın ile beraber Rahmetli Yılmaz Ağabey Yeni Uğur diye bir gazete kurdu. Osman Aydın paraları ödemedi. Yılmaz Ağabey ile aralarındaki husumetten dolayı gazete 7-8 ay gibi süre ayakta kalabildi. Ben o süreçte 24 saatin 20 saati sürekli çalışıyordum. Gazetenin basımını, dağıtımını, muhabirliğini yapıyordum. Mesleğe başlarken haksız kazanç elde etmeyeceğim, alet olmayacağım demiştim, fakat içinde bulunduğum durum beni o tarafa itiyordu. 2007’de babam vefat ettikten sonra gidişatın iyi olmadığını gördüm. Gazete kapanınca bir daha gazetecilik yapmama kararı aldım.

-Neden böle bir karar aldınız?

Hem küstüm hem haksızlıkları gördüm, o yüzden vazgeçtim. Ayrıca 15-20 günde bir çıkan bir gazeteden ne bekleyebilirsiniz ki…

KAZA MİLADIM OLDU

-Peki fikrinizi değiştiren ne oldu?

İşi bir daha dönemeyeceğim dediğim 10’uncu günü Çine’de biz kaza oldu. Bir baktım kazanın içerisindeyim. Hemen fotoğraflarını çektim. Gazete kapandığı için başka gazeteci arkadaşlara fotoğrafları verdim. Yaşanan kaza mesleğe tekrar dönmeme sebep oldu. Mesleğe, olaylara kayıtsız kalamadığımı gördüm.

-Nerede devam ettiniz peki?

2008 yılında Anadolu Ajansı’ndan teklif geldi o dönemde yereldeki olumsuzlukları gördüğüm için ajansın teklifini mecburen kabul ettim.

-Madran Gazetesi’yle tanışmanız nasıl oldu?

Emin Aydın Madran Gazetesi’nde beraber çalışmayı teklif etti. Ajansta sigortam olmadığı için bir yerden başlamam gerektiğini düşündüm. Teklifi kabul ettim ve 2012’den bu yana Madran Gazetesi’nde çalışıyorum.

-Bu meslekte hedefleriniz var mı?

Çine gibi küçük bir yerde ulusala birçok haber gönderdim. Haberlerim gazetenin güzel yerlerinde kullanıldı. Kendi kendime 'Ulusalda haberim çıksın başka bir şey istemiyorum' derdim. Daha sonra ulusal basında bir haberim çıktı. Çıkmaya devam edince 'Keşke bir manşet haberim girse' dedim. O da çıkınca bu sefer doyumsuzluk başladı. Televizyona da haberim çıkmasını istedim, o da gerçekleşti ve farklı arayışlar içerisine girdim. Kendime daha büyük bir hedef koydum ve Aydın’da asayişe bakan en iyi kişi olmak istedim. Güzel haberler yaptım. Fakat Aydın’a bakarken Çine’yi boşladım.

-Çine’deki asayiş olaylarını mı atladınız

Kendi bölgemde gol yedim.(Gülüyor) Kaçakçılık şubesi bir gecede iki kere operasyon yaptı. Bu bende şok etkisi yarattı, çünkü hakim olduğum bir bölgeydi. Müdürle akşamdan görüşmüştüm bana yarın Çine’ye geleceğini söylemişti. Ben de zannettim ki ziyarete gelecek. Oysaki işin aslı çok başkaymış. Operasyon yapacaklarmış. Bu işlerin böyle yürüdüğünü öğrendim. Bir gün müdürü aradım ‘neredesiniz’ diye sorunca, Didim’de olduklarını söyledi. Hemen operasyon olduğunu düşündüm. Kalkıp hemen Didim’e gittim. Beni karşılarında görünce şok oldular. Nereden haberim olduğunu sorduklarında, ‘Bir insana bir kere gol atarsınız iki kere atamazsınız’ dedim.(Gülüyor)

-Asayişte bu kadar ilerlemeniz, söz sahibi olmanız nasıl gerçekleşti?

Asayişte söz sahibi olmanın en büyük etkisi beraber çalıştığım polis arkadaşların farklı birimlere geçmesi oldu. Böylelikle farklı birimlerde birçok arkadaşım oldu. Ben vatanını, milletini, polisini ve jandarmasını seven bir insanım. Hayalim polis olmak olunca diyaloğum daha güçlü oldu. Sadece asayişte değil, birçok alanda söz sahibi olmak istiyorsanız ikili diyaloglarınız iyi olacak. Bunları söylüyoruz fakat arada da mesafe koymayı unutmayın. Ben yeri geldiğinde polisle bile ters düşüp işimi yapıyorum.

-Gazetecilik sizin için ne ifade ediyor?

Ben miladım dediğim kazadan sonra gördüm ki duygularımla düşüncelerim aynı değil. O kazadan sonra bütün benliğimle bu mesleği yapmak istediğimi gördüm. Gazetecilik o yüzden kelimelerle anlatılmayacak kadar farklı bir meslek. Bir sanat, belki de bir aşk. Kelimelerle bir kalıba sığdırabilecek bir tanımı yok benim için. Nasıl bir anne bebeğini gözü gibi bakar ya ben de mesleğime bu hislerle bağlıyım. Bu mesleği her insan yapamaz çünkü sanattır. Topluma faydalı ve yararlı olabiliyorsan bu mesleğin gerekliliğini yerine getirmişsin demektir.

“GAZETECİLİK NELERE VESİLE OLUYOR”

-Yaptığınız haberle bir şeyleri değiştirdiniz mi?

En büyük hedefim, bu saatten sonra insanlara faydalı olmaktır. İnsan kendini işe yaradığını hissettiğinde çok mutlu oluyor. Engelli bir vatandaş vardı, elektrik borçlarını ödeyemediği için elektriği kesilecekti. Bunun haberini yapmıştık. Bir gün sonra da bir etkinlikte Belediye Başkanını ve Esnaf Odası Başkanını gördüm. Onlara konuyu anlattım. ‘Biz destek çıkalım’ dediklerinde, inanın çok mutlu oldum. O zamanın TEDAŞ Müdürü ile de konuştum. Elektrik borcunu ödeyince sonrasında ücretsiz olarak elektrikten yararlanacaktı. Elektrik borcunu kapatmak için paraları topladım. İnsanlar hakkımda yanlış düşünmesin diye dekontu çoğaltıp paraları aldığım kişilere verdim. Yine gazetecilik sayesinde yardıma muhtaç bir kıza yardım parası çıkarttık. Bir şeylere vesile olmaktan gerçekten çok güzel.

ALÇILI AYAKLA HABERLERE GİTTİ

-Unutamadığınız anılarınız var mı?

İzmir’e bir operasyona gitmiştim. Polis arkadaş operaysan yapılmadan önce yerleri gösteriyordu. Bana arkada beklememi söylediler. O anda uzaktan köpeklerin geldiğini gördüm fakat umursamadım. Geçip giderler diye düşündüm. Köpek geçerken birden ayağımı ısırdı. Pantolonumu da yeni almıştım. İşin garip yani köpek küçük süs köpeklerindendi.

2009 yılında bir kaza yaşadım, belki ölümüme bile malolabilirdi. Çine’de bir cinayet yaşanmıştı. O günün sabahı polis arkadaşımızla randevum vardı. Onu hastaneye götürecektim. 3 telefonum vardı, hepsinin saati de farklıydı. Saatin kaç olduğunu bilmeden polis merkezine gittim. Arkadaşımın da elinde bir evrak vardı onunla ilgileniyordu. Ben de beklemeye başladım. Birden silah sesleri duyduk. Olay Emniyetin yakın bir noktasında gerçekleşmişti. Hemen silah sesinin olduğu yere koşmaya başladım. Fotoğraf makinem de elimdeydi. Adam kadını gözümün önünde vurdu. Daha sonra silaha bize doğrulttu. En önde ben vardım. Adamın silahında da bir tane kurşun var. Eğer polis arkadaşlar dur biz polisiz demeselerdi. Belki adam o psikolojiyle beni vuracaktı. Gözümün önünde bir insan öldürülmesi psikolojimi sarstı. Kendime gelip görüntümü çektim.

2012’de Kapruzlu’da bir şehit cenazesine gitmiştim. Köydeki herkes olayı biliyordu, fakat anne baba bilmiyordu. O an jandarma, kaymakam sağlık ekipleriyle gidildi. Anne o konvoyu görünce ayağımdan can kesildi sanki… Görüntü çekiyorum, fakat ellerimin ayaklarımın kitlendiğini hissediyorum. Mesleğin en zor tarafı burası en çok etkilendiğim olay buydu.

2013’de bir habere gitmiştim. Orada kendim haber oldum. Arkadaşlarım Kavşit yolunda kaza olduğunu söyledi. Her hafta Aydın’a gelirken o hafta Aydın’a gitmemiştim. Herkes izne ayrılmıştı ben de Çine’de kalmak zorunda kaldım. Arkadaşlarım kazanın olduğunu haber verdiler fakat çok umursamadım. Gitmek içimden gelmiyordu. Belki içime doğdu bir şeyler olacağı… Arkadaşlar çok ısrar edince gitmeye karar verdim. Araç olmadığı için arkadaşımı aradım motorunu getirdi. Yolda bir araba denk geldi ona binip olay yerine geldik. Mesleğin heyecanıyla bir an önce fotoğraflamak istedim. Olay yerine koştum. Olay yerine inecektim, ben orada yol var sandım. Adımımı atmamla birlikte uçtum. Belki 15-20 metre yuvarlandım. Çukura düşerken ayağım duvara çarptı. Ayağımın kırıldığını hissettim. Çukurdan kalktım, arkadaşıma seslendim. Ayağımı kırdığımı söyledim. 12 gün sonra ameliyat oldum. Kırık ayakla da çalıştığım günlerim oldu.

HER ŞEYİ BIRAKIRIM BU MESLEĞİ BIRAKAMAM

-Kırık ayağınızla çalıştınız meslek aşkı bu olsa gerek?

Her şeyi bırakırım ama bu mesleği asla bırakamam. Kırık ayağım birçok problem yaratmasına rağmen mesleğimi yapmama engel olmadı. Ayağımın kırdığım dönemde keşke magazinle, siyasetle ilgilenseydim dedim, fakat o dönemde çevremde polis ve jandarma olduğunu gördüm. Beni her gün ziyaret ediyorlardı. Kendi meslektaşlarım çevremde yoktu. İyi ki de asayişi seçmişim dedim. Asla bu mesleği yaptığıma pişman olmadım.

“YAPTIĞIM HER HABERDE VİCDANIM RAHAT”

-İnsanların gazeteciye, gazetelere bakış açıları nasıl sizce?

İnsanları mutlu etmek hiçbir zaman kolay değildir. Ben bu mesleğe başlamadan önce 95 kişi beni severken mesleğe başladıktan sonra 5 kişi sevmeye devam etti. Gazeteciler yanlışın karşısındadır. Ben her zaman olanı yazdım. Olanı yazmasam vicdanım rahat etmez. Yaptığım haberlerde de vicdanımın sesini dinledim. Ayrıca birileri gazetecileri her zaman kullanmak ister buna meslek ahlakı için hiçbir zaman izin vermeyelim. İnsanların gazetecilere bakış açısı çok farklı ‘gazeteciyiz’ deyince farklı yaklaşıyorlar. Bununla ilgili bir örnek vermek istiyorum; polis arkadaşımla beraber bir kuruma gitmiştik. Oradaki müdürde beni polis zannetti. Siz hangi birimdesiniz deyince ‘polis değilim gazeteciyim’ dedim. Müdür bozuldu, tavırları değişti. Söyleseydin baştan diye söylenmeye başladı. Amacımın haber yapmak olmadığını sadece sohbet etmek olduğunu söylesem de müdürü çok bozuldu.

“HABER İÇİN EMEK SARF EDİN”

-Gazetecilik mesleğinde değişimler yaşandı mı?

Teknoloji olarak çok büyük değişimler yaşadı. Habere ulaşmak artık daha kolay, fakat sosyal medya aracılığıyla herkes gazeteci oldu. Bu ayırıma dikkat edilmesi gerekiyor. Gazeteci haberi için emek sarf eden kişidir. Hazıra alıp kullanmak gazetecilik değildir. Teknolojin sağladığı kolaylıkları avantaja çevirirken bazı şeylerin dikkat edilmesi gerekiyor.

-Çine’de değil de başka yerlerde çalışmak ister miydiniz?

Çine benim için özel bir yer. Çine’den başka bir yerde bu mesleği yapmak istemezdim. Tabii ki her yerde bu meslek icra edilir, fakat insanın doğduğu şehre hizmet etmesi güzel bir duygu. Ayrıca öyle büyük gazetelerde çalışmak gibi bir isteğimde olmadı. Yerelde çalışmanın hazzı daha başka olduğunu düşünüyorum. Yerel olmazsa ulusal olmaz ve mesleğin kalbi her zaman yereller de atar.

BABAMIN ACISINI YAŞAYAMADIM

-Neden evlenmediniz?

Ekonomik şartlar ve mesleğe olan bağlılığım bekar kalmama sebep oldu. Benim ilk aşkım bu meslek oldu. Asayiş olaylarıyla daha çok ilgilendiğim için hep bir koşuşturma içerisinde oldum. Mesleğimden dolayı Rahmetli babamın acısını bile yaşayamadım. Bunlar bir şeylere sorumlu olmaktan kaynaklanıyor. Gazetecilerin topluma karşı sorumlulukları vardır.

-Murat Şenbaklavacı nasıl biridir?

Titiz bir insanım yaşadığım yer düzenli ve tertipli olmak zorundadır. Eskiden çok kitap okurdum, şimdi eskisi gibi okuyamıyorum. Polis arkadaşlarımla sohbet etmeyi çok seviyorum. Ramazan aylarında sahurda birlikte oluyoruz. Geleneksel hale getirmeye başladık. Sakin ve yardımsever bir insanımdır.

-Gazetecilik size ne kazandırdı ne kaybettirdi?

Bu meslek sayesinde çok güzel insanlarla tanıştım. Birçok anı biriktirdim. Bir sürü yeni bilgi öğrendim, kendimi keşfettim. Eksiklerimi görürken, yeteneklerimi fark ettim. Bu meslekte bir şey kazanmazsınız kazandığınızı da mesleğinizi yatırırsınız. Gazetecilik bana bir şey kaybettirmedi. Aksine sahip olduğum her şeyi gazetecilik sayesinde elde ettim. İyi yerlerde oldum ve iyi insanlarla tanıştım. Gazetecilik, ülkenin gerçeklerini daha yakından görme fırsatı sundu. Gazeteci olduğuma asla pişman değilim.

-Fedakarlık isteyen bir meslek mi?

Bizler meşakkatli işlerin peşinden koşturuyoruz. Bu yüzden mesleğimiz bazı şeylerden fedakarlık gerektiriyor. Örneğin arkadaşlarımla buluşacak fırsatım olmuyor. Onlara ‘şu saatte buluşalım’ ifadesini kullanamıyorum çünkü saati saatine uymayan bir meslek yapıyoruz. Ben mesleğimi sevdiğim için seve seve bir şeylerden fedakarlık ediyorum.

-Gençlere neler önerirsin?

İlk önce yaptıkları işi sevsinler. Bir yerde kurum müdürü olmak basittir ama gazetecilik basit bir iş değildir. Yaptığın her haberin milyonlara hitap ettiğini unutmayacaksın. İlkeli ve dürüst bir şekilde gazetecilik yapılmalı. Bizim mesleğimiz hassas bir meslek. Gazeteci olmak isteyen insan mutlaka çok okumalıdır. Bu mesleği isteyen kişilerin bu işi sevip çilesine katlanması gerekiyor. 







 
Son Eklenen Haberler