'Seçim arası' sona erdi. Güvenlik ve ekonomi temelli sorunlar çözüm bekliyor

ABD'nin S-400 üzerinden Türkiye'ye yönelik tehditleri, Doğu Akdeniz'deki gerginlik ve yükselen ekonomik kriz... Yenilenen İstanbul seçimlerinin de sonuçlanmasıyla beraber Türkiye güvenlik ve ekonomi temelli gerçek gündemine dönüyor. Türkiye'nin önündeki sorunlar, sorunların çözümleri ve bu çözümlerin hangi yol haritasıyla hayata geçirileceğini eski TBMM Başkan Vekili ve Vatan Partisi Başkanlık Kurulu Üyesi Hasan Korkmazcan ile konuştuk.

'TÜRKİYE YENİDEN KONUM BELİRLEMEKLE KARŞI KARŞIYADIR'

Korkmazcan, Türkiye'nin 1920'lerde Atatürk'ün Ankara'da karargahını kurduğu yılları yaşadığını belirterek, tehditlerin milli güçlerin seferber edilerek çözülebileceğini vurguladı: “Türk demokrasisi önemli bir krize dönüşen yerel seçimler dönemecini başarıyla geçmiştir. Ülke yönetimlerinde esas olan, her kavşağın aşılmasından sonra doğrultunun geçmişten ders alarak çizilebilmesidir. Tekrarlanan İstanbul seçimleri, göstermiştir ki milli politikalara uygun olmayan strateji, taktik ve arayışlar siyasi kurumları ülke gündeminden koparabilir. Umut ediyorum ki bu açık gerçek önümüzdeki süreçte iktidarı, muhalefeti ve ülkenin her kesimini acilen ülke gündemine döndürecektir.
Türkiye ve dünya geçen yüzyılın ilk çeyreğindeki gibi yeniden konum belirlemekle karşı karşıyadır. İnsanların geleceğe umutla bakabilmesi için siyasal, ekonomik ve güvenlik alanlarında atılması gereken önemli adımlar bulunmaktadır.

1920'LERDE OLDUĞU GİBİ...

Özellikle Türkiye gibi hem ülkenin jeostratejik ve tarihi sebeplerle tehdit edildiği bir coğrafyada günlük kısa erimli adımlarla ülke sorunları çözülemez. Bu kısa erimli adımlarla insanlık değerlerine de katkıda bulunulamaz. Türkiye 100 yıl önce olduğu gibi, bugün de dünyanın şekillenmesinde doğrultu belirleyecek güçlerin ön sıralarında yer almaktadır. Adeta Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1920'lerde Ankara'da karargahını kurduğu dönemi yaşamaktayız. Geleceğimizi emperyalist güçlere bırakamayız. Milli güçlerin tamamını seferber ederek hem bize silah doğrultanların tehditlerini boşa çıkarmamız hem de ekonomimizi, merkezinde bilim bulunan üretim seferberliğine yöneltmemiz gerekmektedir.”

'EMPERYALİZMİN KARŞISINDA SAF TUTANLAR BİRLEŞMELİDİR'

“Türkiye’ye ve Bölgemize yönelik tehditleri sonlandırma ve ekonomik krizden çıkma zorunluluğu en acil sorunlarımızdır. Uzun yılların tahribatı dolayısıyla her iki alanda atılacak adımlar milli güçleri topyekun bütünleştirmekten geçer. Bunun için öncelikli konumuz Mehmetçiğin 2015'de başlattığı terörü ortadan kaldırma sürecini başarıya ulaştırmaktır. Bu yolla ülkemize ve bölge ülkelerine yeni sınır ve düzen dayatan emperyalizmin etkisizleştirilmiş olacaktır. Mavi Vatan'da ve başta Kıbrıs olmak üzere Doğu Akdeniz ve Ege'deki tarihi haklarımızı güvenceye almak için emperyalizmin karşısında saf tutan tüm güçlerle ittifaklarımızı sağlamlaştırmak gerekir. Ekonomimiz son 70 yıldan beri sömürgenlerin çıkarlarına uygun olarak kurdukları sistemin duvarına toslamış bulunmaktadır. Buradan çıkışın yolu aynen 1930'larda olduğu gibi aktörlerini intihara sürükleyen sistemlerin ayak bağlarından bir an önce kurtularak mili üretim sürecini başlatmaktır.”

'KİMSE YANLIŞ HESAP YAPMASIN'

“Bir yıl önce tam bugünlerde yürürlüğe sokulan Cumhurbaşkanlığı sisteminin uygulamaları, bu dayatmanın sorun çözme yeteneği olmadığını ortaya koymuştur. Türk siyasi yaşamına bu aşı uymamıştır. İktidarı güçlendirmek için yola çıkanlar her türlü marjinal güce muhtaç duruma düşmüşlerdir. Batıdaki monarşilerin uzantıları olarak ortaya çıkan başkanlık sistemleri Türkiye'nin tarihi kurultay geleneğiyle bağdaşmamıştır ve bağdaşmayacaktır. Bu sistem kendi doğal ortamlarında dahi sorunlar üretmektedir. Ülkemizdeyse her türlü bozguncu, iç ve dış odağın pazarlık ve tehditlerine cüret vermektedir. Son seçimler bu sistemin doğurduğu sorunlarla milli projelerin önüne takoz koymakta olduğunu bir kere daha kanıtlamıştır. Şu anda terör örgütlerinin uzantılarınca bir diyet bedeli gibi ortaya atılan anayasa tartışmaları gündemimizde yoktur. Olamazda. Önceliğimiz Türk milletine silah doğrultanların ve onların maşalarının etkisizleştirilmesidir. Aynı insanlık dışı çevrelerin kurduğu ekonomik tuzaklara da düşülmemelidir. Kimse yanlış hesap yapmasın Türk milleti geçen yüzyılın ilk çeyreğinde olduğu gibi dünya tarihine doğrultu belirlemeye hazırdır. Günümüzün tüm siyasi sorumlularının adımlarını bu gerçeğe göre atmaları ülkemizin zaman kaybına mani olacaktır.”