25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Güneşe tırmanan yaramaz çocuk

Yaşar Atan

Yaşar Atan

Eski Yazar

A+ A-

Denizler ve karalar tanrısı Poseydon’un yönlendirdiği yazgı uyarınca, bütün Girit’i ve giderek bütün Yunanistan’ı kasıp kavuracak bir canavar doğurdu kraliçe Pasifae!

Bu yeni doğan canavara, kraliçe Pasifae’nin kocası ve Girit kralı Minos’u anıştıracak şekilde, “Minotauros” adını verdiler.. Ve bu ad, “Minos’un Boğası” anlamına geliyordu..

Ne var ki insan bedenli, boğa başlı bu canavar Minotauros’u da öyle halatlarla zincirlerle bağlayıp tutmak olası değildi!.. Bu yüzden kral Minos; her sıkıştığında başvurduğu gibi, sanatçı Daydalos’a danışmak zorunda kaldı… Daydalos birsüre düşünüp taşındıktan sonra, bu canavar sorununa çözüm olarak, Labirintos adını verdiği çok büyük ve içi dehlizlerle dolu bir bina yapmayı önerdi krala. Canavar Minotauros oray kapatılacak ve oradan da artık yaşam boyu çıkamayacaktı! Mimarın bu önerisini kral çok beğendi ve hemen Labirintos’u yapmasını buyurdu…

Daydalos%E2%80%99un%20kanat%20tak%C4%B1p%20u%C3%A7urdu%C4%9Fu%20o%C4%9Flu%20%C4%B0karos
Daydalos’un kanat takıp uçurduğu oğlu İkaros

Daydalos da binbir odalı ve karmakarışık geçitlerle örülü ve bir benzeri olmayan bu yapıyı, kısa sürede bitirdi. Gerçekten de bu yapının odalarından birine dalan bir insan bir daha geri dönüp dışarı çıkamıyordu!… İçi dehlizlerle dolu böylesi yapılar, eski Mısır’da kral mezarlarını korumak için yeraltlarında yapılırdı.

CANAVARI LABİRİNTOS’A KAPATTILAR

Artık Minotauros denen kralın canavarı; Labirintos’un o karanlık dehlizlerine kapatıldı. Ne var ki sorun burada bitmiyordu. Çünkü bu canavara her yıl yedi delikanlıyla yedi güzel gençkızı kurban etmek gerekiyordu! Bu bir tanrı buyruğuydu… Kral Minos da bu kurbanlık gençleri, o zamanlar egemenliği altındaki Atina krallığından isteyip getirtiyordu. Haliyle böylesi bir cezadan bıkıp usanan Atina kralı da; halkın en büyük ulusal kahramanı olarak benimsediği oğlu Teseusu, Labirintos’a kapatılmış canavarı öldürmekle görevlendirdi…

Teseus, hemen Girit adasına gitti gizlice. Adada bir yolunu bulup kral Minos’un güzel kızı Aryadne ile tanıştı. Ve prenses Aryadne de, kısa sürede çok ısındı bu gence. Teseus, prensesin kendine duyduğu bu sevgiye güvenerek kimliğini ve de adaya geliş nedenini açıkladı… Sonra da Atina halkını her yıl ondört kurbanlık genç göndermek zorunda bırakan Minotauros adlı canavarı öldürmek istediğini söyledi… Bunun üzerine sımsıcak gönüllü Aryadne; sözde ülkesinin düşmanı olan ve sevgilisi bellediği Teseus’a hak verdiğini söyledi…

Aryadne%20sevgilisi%20Teseus%E2%80%99a%20bir%20iplik%20yuma%C4%9F%C4%B1%20veriyor
Aryadne sevgilisi Teseus’a bir iplik yumağı veriyor

DEHLİZLERDEN ÇIKMANIN YOLUNU ÖĞRETTİ

Bu konuşmadan sonra Aryadne, dehlizde tutuklu ama insan öğüten canavarı öldürmesi için ona yardımcı olacağına söz verdi… Ne var ki sevgilisi Teseus, canavarı öldürdükten sonra Labirintos’un o karanlık ve karmakarışık dehlizlerinden nasıl gerisingeri gelip dışarı çıkabilecekti? Bu konuda binanın mimarı Daydalos’a başvurdu güzel Aryadne. Mimar; Teseus’un dehlizlere girerken eline aldığı bir yumak ipliği çöze çöze ilerlemesini; canavarı öldürdükten sonra da gene bu ip yardımıyla dışarı çıkmasını önerdi. Gerçekten de mimarın verdiği öğüdün yardımıyla Aryadne ile Teseus; canavarı birlikte öldürüp rahatça dışarı çıkabildiler…

Daha sonraki günlerde de aynı yöntemle, dehlizlere birlikte girip çıkmaya ve böylece kimselere görünmeden aşklarının tadını çıkarmaya başladılar…

Tanr%C4%B1%20Poseydon%20ve%20tanr%C4%B1%C3%A7a%20Atena
Tanrı Poseydon ve tanrıça Atena

Ama kral Minos’a sürekli kin tutan tanrı Poseydon; onu öfkeden kudurtmak için bir gece düşüne girdi ve dostu saydığı Daydalos’un sarayda çevirdiği dolapları anlattı...

TANRI POSEYDON KRALI KIŞKIRTTI

Daydolos’un nasıl yardımcı olduğunu ve kızının da Atinalı hasım prense iplik yardımıyla Minotoros’u nasıl öldürttüğünü bir bir açıkladı. Haliyle kral Minos; kızının gizlice bir düşman prensle sevişmekte olduğuna önce inanmak istemedi… Ama bir yandan da öfkesi kabardı da kabardı… Daydalos’u artık can düşmanı olarak görmeye başladı. Tam tanrı Poseydon’un istediği gibi öfkeden çılgına dönen kral Minos; bu kez Daydalos’u ve küçük oğlu İkaros’u, Labirintos’un çıkışı olmayan dehlizlerine kapattırdı! Daydalos; özellikle hiçbir suçu olmayan oğlu İkaros’u bağışlaması için krala uzun uzun yalvardı. Ama olumlu bir sonuç alamadı! Birsüre sonra kralın karısı Pasifae; bir yolunu bulup çok sevdiği sanatçı Daydalos ve oğlu İkaros’un Labirintos’tan kaçıp kurtulmalarına yardımcı oldu.

Ne var ki olayı anında öğrenen kral, Girit adasındaki bütün deniz ve karayollarını hemen kapattırdı…

YOKSA GÜNEŞ TANRISI ÇOK ÖFKELENİRDİ!

Öyle de olsa sanatçı Daydolos’un o sınırsız yaratıcılığı hiç biter miydi! Sanatçımız hemen düşündü taşındı… Anladı ki Girit adasından tek kaçış yolu vardı; o da o uçsuz bucaksız, kimselerin ne üstünde yürüyebildiği, ne de içinde uçabildiği masmavi gökyüzüydü!.. Hemen biryerlerden bulup buluşturduğu balmumuyla, kuş kanatlarından derlediği sağlam tüyleri birbirlerine yapıştıraraktan hem oğlu hem kendisi için iki çift kanat yaptı. Bu kanatları hem oğlunun hem de kendinin omuzlarına gene balmumuyla yapıştırdı. Böylece kanatlanan baba-oğul; artık kırlangıçlar, kartallar gibi özgürce uçabileceklerdi gökyüzlerinde!

Y%C3%BCre%C4%9Findeki%20hi%C3%A7%20s%C3%B6nmeyen%20ate%C5%9Fle%20d%C3%BC%C5%9Fen%20yaramaz%20%C4%B0karos%20(%20Ressam%20Matisse)
Yüreğindeki hiç sönmeyen ateşle düşen yaramaz İkaros ( Ressam Matisse)

Daydalos; havalandıklarında oğlunun alçaktan da yüksekten de uçmasını engellemek için, tanrıların kıskançlığından söz etti ona uzun uzun. Tanrılar, insanların kendilerine yaklaşmalarını, hele hele kendileriyle yarışmaya kalkmalarını hiç istemezlerdi. Üstelik o güne dek insan bedeninin hiç dolaşmadığı gökyüzünde çok yüksekten uçarsa, atların çektiği arabasında güneşi koşturan tanrı Helyos hemen öfkelenirdi.

%E2%80%8BYar%C4%B1%20insan%20yar%C4%B1%20bo%C4%9Fa%20olan%20Minotauros
​Yarı insan yarı boğa olan Minotauros

O yüzden de kanadındaki balmumunu kızgın ışıklarıyla ossaat eritir, üstünde uçtuğu denize fırlatıp atıverirdi onu!. Çok alçaktan uçarsa da bir martı sürüsüne çarpabilirdi örneğin. Böyle böyle, gökyüzünde sürdürecekleri mavi yolculuğun başarılı geçmesi konusunda uzun uzun öğütler verdi delişmen oğlu İkaros’a...

GÜNEŞE DOĞRU HABİRE YÜKSELDİ

Ne var ki baba oğul olarak birlikte havalanmalarından az sonra yaramaz İkaros; gökyüzünde ilk uçan çocuk olmanın esrikliğinden ve havalardaki maviyle, ışıklarla, bulutlarla oynaşmanın tadına doyamadığından, güneşe doğru yükseldi de yükseldi… O anda güneşi gökyüzünde atlarıyla koşturmakta olan tanrı Helyos; insanoğlunun şımarıp havalarda bunca yükselmesine, kendisine doğru yaklaşmasına haliyle çok öfkelendi… Üstelik kendisine doğru uçaraktan gelmekte olan yaramaz çocuk, atları ürkütüp güneşi yeryüzüne düşürebilirdi! O yüzden hemen kızgın ışınlarıyla İkaros’un kanatlarını omuzlarına yapıştıran balmumunu eritiverdi!.. Omuzlarındaki kanatların kopmasıyla tersyüz olan İkaros; savrula savrula düşmeye başladı ve çok geçmeden Ege’deki Sisam adası yakınlarında denize çakılıp sulara gömüldü… Onun düştüğü yere de artık „İkaros” adını verdi dünya halkları…

Ne var ki yaramaz İkaros’un uçsuz bucaksız göklerde güneşi elleriyle tutacakmışçasına habire yükselme tutkusu, kendisinden sonraki bütün çocukları coşturacak ve nice sanatçılara, bilim adamlarına, evrenin fethi yolunda esin kaynağı olacaktı…

Örneğin ressam Matisse; yaramaz İkaros’un göğsüne kıpkırmızı ve hiç sönmeyen bir kor olarak nakışlayacaktı bu tutkuyu...

(*) Mitolojiyle ilgilenen okurlarımıza aşağıdaki kitapları öneriyoruz:

Güneşe tırmanan yaramaz çocuk - Resim : 6 Homeros’un İzinde - Troya’dan Savaş Efsaneleri
Güneşe tırmanan yaramaz çocuk - Resim : 7 Akdenizli Tanrılar
Güneşe tırmanan yaramaz çocuk - Resim : 8 Küçük Prens