24 KASIM VE ÖĞRETMENLER

Önümüzdeki 24 Kasım’ın “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmasının 34. yılındayız.

Büyük Atatürk e Başöğretmenlik ünvanı verilmesi anısının yaşatılmaya çalışıldığı bu günde, çalışan ve emekli olan öğretmenlere de “ eli öpülesi” yakıştırması ile övgüler yağdırılıp methiyeler düzenlenerek senede bir gün de olsa hatırlanmanın keyfi yaşatılmaya çalışılmaktadır.

Ya diğer günler!.. Yani geriye kalan senenin 364 gününde, öğretmenler bilindiği üzere paylaştıkları gerçekler mutsuzluklarıdır. Oysaki bir ülkenin kurtuluşu eğitimdeki başarı ile doğrudan orantılıdır. Bunun temel öğesi de öğretmendir.

Bu gerçeği daha iyi anlamak için, Rus yazar Grıgory Petrov un, “ Beyaz zambaklar ülkesinde” adlı yapıtını okuyarak özümlemek yeterli olur kanısındayım. Esere konu olan, Finlandiya, öğretmenler sayesinde bataklık olmaktan kurtarılarak “ beyaz zambaklar” ülkesine dönüştürülmüş bu gün ise uluslararasında eğitimdeki yeri; 3.sıra ve NOKİA nın memleketi olma onurunu taşıyor.

Öğretmenlik yüce bir meslektir. Doğru bir tespittir. Ne varki henüz farkında değiliz. Çalışanların kendini güvende hissetmesi motivasyonun birinci ayağıdır. Gel gör ki elinde silah olarak kaleminden başka bir şeyi bulunmayan savunmasız öğretmenlerimiz, darp edilip acımasızca hayatlarına kast edildiği olaylar sıradan olaylarmış gibi algılanıyor. Alınan güvenlik tedbirleri tatmin edici olmuyor. Arkadan gelen ücret politikaları ise yetersiz kalıyor. Aynı bütçeden maaş alan bir kesim senede dört ikramiye ile ödüllendirilirken, büyük özveri ile çalışan öğretmenlere hiç olmazsa 24 Kasım öğretmenler günü hatırasına bir maaş bile ödül verilmez mi? Anlamak mümkün değil.

Öğretmenden verim bekleniyorsa motivasyonu tamamlayacak olan ögeler noksansız yerine getirilmelidir.  Nedeni ise, geleceğin neslini yetiştirecek olan hiç kuşku yok ki öğretmenlerimizdir. Konumuz her ne kadar “24 Kasım Öğretmenler Günü “ olsa da öğretmen gerçeğine de vurgu yapmak gerekiyor. Çünkü bir ülke gücünü temeli sağlam olan eğitim kurumlarından ve onun temel ögesi öğretmenden alır. Tarihten bir örnekle konumuzu sonlandıracak olursak:

2.dünya savaşında Fransızlar hiç direnmeden Alman ordularına teslim olunca, o zamanın akıllı devlet büyüklerinden birisi,” Fransa’yı Alman ordusu değil, Fransız öğretmenleri yenilgiye uğrattı” demişti. Sebep: öğretmeni çürük bir toplumun insanından sağlamlık beklenemez de ondan.

Kısada olsa yukarda sıraladığım gerçeklere dayalı olarak yetkililer öğretmene bakış açılarını değiştirmelidirler. Özlük hakları başta olmak üzere diğer sosyal hakları statüsün de iyileştirmeler yapılmalıdır. Öğretmenlere rahat çalışacakları ortam hazırlanmalıdır. Eğer kısa sürede ülke olarak toptan kalkınmak istiyorsak, öğretmenlerle birlikte, toplumun her kesimi aydınlar, hukukçular, doktorlar, mühendisler, ticaret erbapları, hasılı herkes sürdürülebilir. Özverili bir çalışma içinde olmalıdırlar. Tıpku Finlandiya örneğinde olduğu gibi.

Bu nedenle “ 24 Kasım Öğretmenler Günü” bu işler için bir fırsat ve yeniden hız alma günü olarak da değerlendirilmelidir.

Bu duygularla emekli bir Milli Eğitim Müdürü olarak tüm öğretmenlerimizin, meslektaşlarımızın, eğitim yöneticilerinin öğretmenler gününü yürekten kutluyor ebediyete intikal eden meslektaş abilerimize bu günü bize hediye eden dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam Paşamıza Allah’tan rahmet diliyorum.
YORUM EKLE