YENİ BİRŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM

Eğitim; kafayı, düşünce yapısını geliştirmek demektir, belleği doldurmak değil. Peki bizler eğitim verirken amaç insanımızın düşünce yapısını, muhakeme yeteneğini geliştirmek mi yoksa onların belleğini doldurmak mı? Bizler insanımızın belleğini bilgi ile doldururken onların hayatta çok kaliteli, entelektüel birer insan olabileceklerini düşünüyoruz. Halbuki çağı ve daha ötesini görebilmek için sadece ve sadece bilgi ile bellekleri doldurmanın pek de yeterli olmadığını görüyoruz. Nasıl olmalı ne yapmalıyız? Geleceğin mimarları olarak çocuklarımıza bilgiye ulaşma yollarını, analitik düşünme yolarını, analiz- sentez yapma, çıkarımlarda bulunma ve bunları pratiğe dökme yollarını da öğretmeliyiz. Böylece kafaları bilgi ile doldurup bırakmamalı günlük hayatın her alanında fikir üretecek, teknoloji üretecek, ülkenin bütün yer altı ve yer üstü kaynaklarını harekete geçirecek nesiller yetiştirmeliyiz. Biz de eğitimi sadece belleği bilgi doldurmanın ötesine taşıyarak ülkemizin milli hedeflerine ulaşma aracı olarak görmeliyiz ve okullarımızı eğitimin son halkası değil başlangıç noktası haline getirerek hayatın her anında eğitimimize devam etmeliyiz.

“Dünle beraber gitti düne ait ne varsa, bu gün yeni şeyler söylemek lazım.” der Mevlana Hazretleri. Bu gün yeni şeyler söylemeli, yeni fikirler üretmeli, geleceği inşa edecek bu nesli ciddi bir eğitim süreci ile iyice pişirmeli; eğitimin uzun soluklu bir yol olduğunu unutmadan sabırla, azimle, kararlılıkla, usanmadan, hedeften şaşmadan, engelleri bir bir aşarak.

Huan Ce şöyle der.’’ Planınız bir yıl içinse pirinç ekin, on yıl içinse ağaç dikin, planınız yüzyıl içinse insanları eğitin. “Bizim planlarımız bu güne kadar hep kısa süreli oldu hatta günübirlik oldu. Orta ve uzun süreli planlar hatta yüzyıllık planlar yapmalıyız ki geleceğe daha umutla daha sevgiyle bakabilelim. Bunu da bilgi sahibi fikir sahibi olarak ancak ve ancak yapabiliriz. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz. Bilgi sahibi olanlar ancak fikir üretebilir. Bilginin tek başına bir güç olduğu dünyamızda bilgiye ulaşma yollarını sonuna kadar açmalı ve bunun için bütün kaynaklarımızı gerekirse tüketmeliyiz ki dünyanın gelişmiş ekonomi ve devletleri ile en azından yarışabilelim. Öğrencilerimizi, genç dimağları, bilgi ve irfana susamış gönülleri hakiki anlamda mükemmel bir eğitimle beslemeliyiz.

Son söz olarak şunu söyleyelim. “Eğitimin yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Hiçbir şey onun etki alanının dışında kalamaz. Kötü ahlakları iyiye çevirebilir; kötü ilkeleri yıkar ve yerine yenilerini koyar; insanları melekler seviyesine çıkarabilir."
YORUM EKLE