Herkes kendisine yakışanı yapar

Spor Toto 2.ligde mücadele eden temsilcimiz Gümüşhanespor'da olağan genel kurul, Ramazan ayının ilk gününde yapıldı ve mevcut başkan İdris Çimen, yeniden başkanlığa seçildi.

Kongrenin özeti ise kısa ve net oldu. Yapılan kongre Gümüşhane'ye ve Gümüşhanespor'a yakışmadı. Günler öncesinden kulüp başkanı İdris Çimen basın aracılığıyla kamuoyuna çağrıda bulunup kongreye davet etti. Kimseden para-pul istediği yoktu. Sadece kongre bir şenlik, bayram havasında geçsin istiyordu. İşlerin nasıl yürüdüğünü insanlar daha yakından görsün istiyordu. Kahve veya çay bahçelerinde değil futbolun ait olduğu yer olan kulüpte konuşulsun, istişare edilsin istiyordu. Eleştirileri aracılar olmadan insanların kendi gözlerinin içine bakarak yapmasını istiyordu. Ama olmadı. Zaten olacağını beklemekte fazla hayalcilik olurdu. Çünkü insanların eğilimleri her geçen gün kaygan zemin üzerinde eğreti duruyor gibi. Bananecilik ve menfaate duyarlı kişilikler. Hal böyle olunca kongrede ortaya çıkan tabloya şaşırmadık. Çünkü herkes kendine yakışanı yaparmış.

İnsanoğlu doğduğundan itibaren genetik ve toplumun etkisiyle kişiliğini oluşturmaya başlar. Yani iyi-kötü-doğru -yanlış kavramlarını ve sonuçlarını ayırt edebilir. Yaratılışının güzelliğinin farkına varıp ona yakışanı yapma veya yapmama yetisine sahip olur. Kendine yakışanı yapabilene ne mutlu. Ne yazık ki herkesin başarabildiği bir şey değil bu. Yapamayanlar, bunu başaramayanlar hep bir bahane bulurlar. 'Bu benim doğrum' derler. Böylece herkes kendine göre bir doğru oluşturur. Aslında doğru tektir. Ve herkesin de bunu bildiğinden eminim. Onu kabullenmek ve o doğrultuda yaşamak zor geldiği için çevresindekilere ben kendi doğrularımı yaşıyorum der.

Mesela onursal başkanımız Sayın Osman Akgül'ün en önemli doğrusu Gümüşhane’dir. Gümüşhane isminin var olduğu her yer, her olay onun için tek doğrudur. Kongrede Sayın Akgül'ün bir sözünü herkesin iyi irdelemesi ve tahlil etmesi gerekiyor. Ne dedi Sayın Akgül; "Valinin ve Belediye Başkanının olmadığı bir kongreyi yapmaktan hicap duyuyorum." Kongrenin özeti budur.

Kongreye gitmeyeceksin, maça gitmeyeceksin ama her türlü eleştiri hakkını kendinde bulacaksın. Kimse kusura bakmasın ama buna en güzel cevap rahmetli Erbakan Hoca'nın deyimiyle 'Hadi Oradan' olur. Kaç gündür her köşeden duyuyoruz. Efenim Yılmaz Can niye satılmış. Öyle bir futbolcu elden kaçar mıymış, falan, filan. İnanın bunları söyleyenlerin yarısından fazlası Yılmaz Can'ı hiç izlememiştir. Hatta hangi mevkide oynadığını dahi bilmezler. Sırf eleştirsin ve laf olsun diye konuşurlar o kadar.
İdris başkan Yılmaz Can konusunda yüzde yüz doğru bir karar almıştır. Bu transferin birçok iyi tarafı var. Birincisi adam kafasında Gümüşhanespor'u bitirmiş, artık ondan hayıt gelmez. İkincisi hadi satmadın zorla bir yıl daha oynattın, seneye şimdiki değeri bulacağın garanti mi? Hayır.

Ayrıca; kampa gidilecek, yeni transferlere peşinat verilecek, malzeme alınacak vs. bunlar için Yılmaz Can'ın transferi iyi kaynak olmuştur. Sadece Yılmaz Can değil, değerini bulan her futbolcunun satılabileceğini, artık futbolun spordan çok endüstri olduğunu anlamamız lazım.

Söz transferden açılmışken, geçen yıl yapılan doğruların meyvelerini bu yıl toplamaya başladık. Yıllarca sil baştan takım yapma yanlışına bu yıl düşmememizin en önemli sebebi alınan futbolcularla   2-3 yıllık sözleşmeler imzalanmasıdır. Son aldığımız duyumlara göre geçtiğimiz yıldan 13 isimle anlaşılmış, 2 isimle de görüşmeler devam ediyormuş. Yani bir başka deyişle takımın iskeleti korunmuş. Dolayısıyla bu durum başkan ve yönetimin elini oldukça rahatlatacaktır.

Bu rahatlamaya rağmen, İdris başkanın yükü gerçekten ağır. Allah yardımcısı olsun. Görünen o ki, takımın yükü yine Osman Akgül ve İdris Çimen'in omuzlarında kalacak.
Yukarıda dediğim gibi, herkes kendisine yakışanı yapıyor. Kimi, köşe bucak kaçarak duyarsızlığını sergili-yor, kimi de Osman Akgül gibi insanlığının gereğini yapıyor.
YORUM EKLE