Güneşin doğmadığı, acıların, hüzünlerin, çığlıkların yükseldiği şehir… Nemrut’un ateşe attığı, ölüm kusan şehir… Yavrularını korumak için kahpe kurşunlara göğüslerini siper eden namus abidesi kadınların şahadet şerbetini içtiği şehir… İnsanlık onurunun katledildiği, meleklerin ağladığı şehir… Gardiyanı zalim olan şehir… Gazze …
Her fırsatta güzelim ülkemizi karıştırmak isteyen küresel kazanda kaynayan ne idüğü belirsiz yosmalar, hümanistler, barış elçileri neredesiniz? Yirmi dört saat canlı yayın yapan TV kanalları neredesiniz? Neden gıkınız çıkmıyor? Millet olarak yüzünüze taktığınız maskeleri evveliyatından biliriz. Kimlerin değirmenine su taşıdığınızı ve efendilerinizin kimler olduğu iyi biliriz.
Gazze’den yükselen feryatlara ilk kulak veren yine bu aziz millet ve onun temsilcileri olmuştur. Tepkiler en yüksek perdeden seslendirilmiş ve dünyayı bu zulmü durdurmaya çağırmıştır.
Sermayeleri onursuzluk olan Arap şeyhleri, petrol kuyularından kazandıkları milyar dolarlarla dünyanın zevki sefasını sürerken vicdanları petrol karasına dönüşüp b… çukuruna düşmüş, Gazze’deki çığlıkları duymamış, ölümleri görmemiş, vicdanları sızlamamıştır. Cenabı Allah, Araf /179. Ayetinde şöyle buyuruyor: Andolsun, Cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık. Kalpleri vardır bununla kavrayıp anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvan gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır.
Arap dünyası ne zaman bu gafletten uyanacak onu bilmem ama bu işin çözümü bellidir arkadaş.
Çözüm: Bir olacağız, diri olacağız, iri olacağız. Aslan yattığı yerden kalkacak, kınına giren kılıç kınından çıkacak, Kürşat’ın delileri zafer meydanlarını Allahu Ekber nidalarıyla inletecek, ilimde, fende, iktisatta beş kıtada hüküm sürecek işte o zaman yağız atlarımızın kişnemesi Kafkaslardan, Orta Doğudan, Afrika’dan işitilecek ve tüm insanlık siyonizmin ve kapitalizmin zulmünden kurtulacak. Nemrut’un yakmış olduğu ateş gül bahçesine dönecektir.
Her fırsatta güzelim ülkemizi karıştırmak isteyen küresel kazanda kaynayan ne idüğü belirsiz yosmalar, hümanistler, barış elçileri neredesiniz? Yirmi dört saat canlı yayın yapan TV kanalları neredesiniz? Neden gıkınız çıkmıyor? Millet olarak yüzünüze taktığınız maskeleri evveliyatından biliriz. Kimlerin değirmenine su taşıdığınızı ve efendilerinizin kimler olduğu iyi biliriz.
Gazze’den yükselen feryatlara ilk kulak veren yine bu aziz millet ve onun temsilcileri olmuştur. Tepkiler en yüksek perdeden seslendirilmiş ve dünyayı bu zulmü durdurmaya çağırmıştır.
Sermayeleri onursuzluk olan Arap şeyhleri, petrol kuyularından kazandıkları milyar dolarlarla dünyanın zevki sefasını sürerken vicdanları petrol karasına dönüşüp b… çukuruna düşmüş, Gazze’deki çığlıkları duymamış, ölümleri görmemiş, vicdanları sızlamamıştır. Cenabı Allah, Araf /179. Ayetinde şöyle buyuruyor: Andolsun, Cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık. Kalpleri vardır bununla kavrayıp anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvan gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır.
Arap dünyası ne zaman bu gafletten uyanacak onu bilmem ama bu işin çözümü bellidir arkadaş.
Çözüm: Bir olacağız, diri olacağız, iri olacağız. Aslan yattığı yerden kalkacak, kınına giren kılıç kınından çıkacak, Kürşat’ın delileri zafer meydanlarını Allahu Ekber nidalarıyla inletecek, ilimde, fende, iktisatta beş kıtada hüküm sürecek işte o zaman yağız atlarımızın kişnemesi Kafkaslardan, Orta Doğudan, Afrika’dan işitilecek ve tüm insanlık siyonizmin ve kapitalizmin zulmünden kurtulacak. Nemrut’un yakmış olduğu ateş gül bahçesine dönecektir.