06 Ağustos 2020 00:29

Görünmeyen prangalar

Dardanel işçisi kadınlar

Görsel: 'Balık Uzmanı' adlı YouTube kanalında yayımlanan 'Dardanel Çanakkale Fabrika' adlı videodan alınmıştır

Paylaş

Uzunca bir süredir, çalışma yaşamı başta olmak üzere, emekçilerin günlük yaşamının neredeyse bütün alanları sermayenin nihai çıkarları ve dönemsel ihtiyaçları doğrultusunda sürekli olarak yeniden düzenlenmeye çalışılıyor. Bugüne kadar emekçilerin haklarını gasbetmek için karşısına çıkan her fırsatı değerlendiren iktidar ve patronlar, Kovid-19 dönemini de pas geçmiyorlar.

İşsizlik Sigortası Fonu (İSF) kaynaklarının işsizlerden çok patronlar için kullanıldığını, işçilerin talepleri gündeme gelince bin dereden su getirenlerin, patronların talepleri söz konusu olunca İSF ve bütçe kaynaklarını hemen seferber ediyorlar.

İşçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının nasıl olacağından, nerede, ne kadar ve nasıl çalışacaklarına kadar hemen her şey sermaye sınıfı ve siyasi temsilcileri tarafından belirleniyor. Kovid-19 ile birlikte güvenceli çalışmanın sınırları hızla belirsizleşirken, çalışma şansına sahip olanlar, artan işsizlik tehdidi sonucunda mutlak itaat ve boyun eğme ilişkisi içinde çalışmaya zorlanıyor.

İktidarın bugüne kadar attığı her adımda, patronların çıkarlarına paralel davrandığını, patronların fiili uygulamaları karşısında yasa ya da hukuk kurallarının işletilmediğini biliyoruz. Özellikle Kovid-19 sonrasında ülkenin çeşitli illerindeki çeşitli fabrikalardan gelen haberler, işçilerin sağlığını ve canını hiçe sayan çok sayıda fiili uygulamanın yaşandığını gösteriyor.

Yıllarca ‘Özel sektörün ayağına takılan her türlü prangayı çözeceğiz’ iddiasında olanlar, patronların ayaklarındaki prangaları çözüp, işçilerin ayaklarına bağlamaya başladılar. Salgın döneminde işçiler için askeri kışla ya da cezaevinden farksız hale gelen büyük fabrikalar, giderek herkesin her hareketinin gözlendiği, 7 gün 24 saat izlendiği çalışma kamplarına dönüştürülmeye başlandı.

Kovid-19 koşullarında işçilerin canının, patronların kazancına kurban edilmeye çalışıldığına ilişkin örnekler ortaya çıkmaya başladı. Örneğin geçen hafta Çanakkale’deki Dardanel fabrikasında 40’a yakın işçide koronavirüse rastlandı (DİSK’in açıklaması bu sayının katlandığını söylüyor). Normal koşullarda üretime ara verilip hasta işçilerin tedavisine başlanması, diğer işçilerin ise test ve sağlık taramasından geçirilerek karantinaya alınması gerekiyordu. Ancak söz konusu işçiler ve üretim olunca bütün kurallar hiçe sayıldı ve işçiler ve aileleri açısından son derece tehlikeli sonuçlara yol açacak skandal uygulamalar hayata geçirildi.

Çanakkale Valiliği İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu kararı doğrultusunda işçilerin yasa dışı bir şekilde ‘kapalı devre’ çalıştırılması, mesai bitiminde ise fabrika sahasındaki/yakınındaki konaklama yerlerinde gözetim altında tutulması kararı alındı. Fabrikada çalışan bine yakın işçinin canını tehlikeye atarak 14 gün fabrika içinde ve kalacakları yurtlarda gözetimli karantinaya alınarak zorla çalıştırılması, ‘vahşi kapitalizm’ dönemine özgü ‘prangalı çalışmanın’ 21. yüzyıla taşındığını gösteriyor.

Kovid-19’un daha önce görüldüğü işyerlerinde böyle bir uygulamaya rastlanmadığı gibi, salgının yayılma hızının arttığı bir dönemde işçilerin bir arada çalışmaya ve konaklamaya zorlanması fabrikada çalışan tüm işçilerin canına açıkça kast etmek anlamına geliyor. 

Ülke genelinde sokağa çıkma yasakları ilan edildiğinde bile çeşitli iş kollarında işçiler resmi makamlardan alınan özel izinlerle çalıştırıldılar. Resmi ağızlardan herkese ‘Evde kal’ çağrıları yapılırken, yüz binlerce işçiye ‘İşe git’ denildi ve işçiler fiilen uygulanan ‘sürü bağışıklığı’nın canlı kobayları haline getirildiler. Bugüne kadar çok sayıda işçi salgına rağmen çalışmak zorunda bırakıldığı için hastalandı, tedavi altına alındı, bir çoğu Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi.  

Giderek ağırlaşan salgın koşullarında binlerce işçinin işini koruma kaygısıyla patronların her uygulamasına boyun eğmesi, sağlığı ve canı söz konusu olduğunda bile itiraz edememesi emekçilerin günlük yaşamını dört bir yandan kuşatan egemenlik ve bağımlılık ilişkilerinin nasıl görünmeyen prangalara dönüştüğünü açıkça gösteriyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...