Merkez'den tarım ve gıdaya 'bütüncül' yaklaşım modeli

Merkez Bankası, enflasyona etkisi nedeniyle yüksek gıda fiyatlarını mercek altına aldı. Bir süreden beri gıda fiyatlarının enflasyona etkisinin azaltılması için bir dizi çalışma yapılıyor. TCMB Başkanı Murat Çetinkaya konuyu bütüncül bir yaklaşımla ele aldıklarını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ALİ EKBER YILDIRIM

Gıda fiyatlarının enflasyona etkisi nedeniyle Merkez Bankası, tarım ve gıda piyasasıyla yakından ilgileniyor. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek başkanlığında oluşturulan Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi’nin sekretaryasının Merkez Bankası’nda olması bu konudaki çalışmaları daha da etkin yapılmasını sağlıyor.

Son dönemde gıda fiyatları üzerine birçok yazı yazıldı. Biz de zaman zaman yazıyoruz. Özellikle tarımsal üretim kaynaklı sorunların gıda fiyatlarına yansımasını ele alıyoruz. Çünkü tarımdaki sorunları çözmeden gıda fiyatlarındaki artışın önlenemeyeceğini düşünüyoruz.

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın daveti ile çarşamba günü Ankara’da uzun sayılabilecek bir sohbet yaptık. Merkez Bankası Yapısal Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürü Doç. Dr. Semih Tümen ve Merkez Bankası Baş Ekonomisti Hakan Kara’nın da olduğu sohbette tarım, gıda fiyatları ve Gıda Komitesi’nin yaptığı çalışmalar üzerine konuştuk.

Öncelikle, Merkez Bankası’nın tarım konusunda bu kadar ayrıntılı bir çalışma içerisinde olduğunu tahmin etmemiştim. Daha çok para piyasaları konusunda çalışan Merkez Bankası’nın tarıma olan duyarlılığı sorunların çözümü konusunda umut verici olduğunu belirtmekte yarar var. Ankara’da Merkez Bankası’nda gerçekleştirdiğimiz sohbetten yansıyanları şöyle özetleyebiliriz:

Bütüncül yaklaşım modeli

Merkez Bankası’nın genel yaklaşımı, her ay enflasyon verileri açıklandığında gıda konusunu tartışmak doğru değil. Fiyatın bir sonuç olduğu ve bu sonucu doğuran nedenler üzerinde çalışmalar yapılmalı. Bunun için de oluşturulan Gıda Komitesi önemli bir fırsat olarak değerlendiriliyor.

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, yapısal bir konu olan gıda ve tarıma bütüncül bir yaklaşımla bakmak gerektiğini söylüyor. Bunun için üretim, lojistik, tedarik ve perakende başlıkları altında yapılması gereken önemli çalışmalar var. Bu çalışmalar yapılırken bu alanların her biri aynı zamanda birbiriyle etkileşim içinde olduğu için koordineli ve bütüncül bir model ortaya koyma zorunluluğu var.

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya (soldan ikinci) Baş Ekonomist Hakan Kara (sol başta) ve Doç. Dr. Semih Tümen (en sağda); yazarımız Ali Ekber Yıldırım'a bütüncül yaklaşım modelini anlattı.

Veri altyapısı oluşturulacak

Üretim konusunda, üretimin planlanması, verilen teşvikler, kritik ürünlerden başlanarak sürdürülebilirlik ki bu konuda 25 ürün üzerinde çalışmalar yapılıyor. Ani dalgalanmaların olmaması, üretimden çekilmelerin gerçekleşmemesi ve olabildiğince maliyetlerin makul ve üretimi destekleyici olması için çalışılıyor. Finansmana erişim; yani ürüne, bölgeye, ölçeğe uygun finansmana erişimin sağlanması önemli. Bir yandan da lisanslı depoculuk gibi alanlar da finansmanda etkili araçlar olabilir. Üretim başlığı altında üretici örgütlenmesi çok önemli. Üretim maliyetlerinin düşürülmesi, planlama ve sürdürülebilirlik açısından önemli. Birlikler, üretici örgütleri finansmanda şartları iyileştirebilecek bir alan. Bu konuda zaten Tarım Bakanlığı’nın çalışmaları da var. Tarım ve gıda konusunda çalışmalar yapılırken, kritik noktanın veri altyapısı olduğu düşünülüyor. Daha en başta üretim kararı verdiğinde çiftçiden “bu sene tarlamda şu ürünü ekmeyi düşünüyorum”dan başlayarak, ondan sonraki üretim süreçleri yani arz nasıl gelişiyor gibi erken uyarı sisteminin devreye girmesi öngörülüyor. Bu uygulama ile arz talep dalgalanmalarında üreticiyi mağdur edecek dalgalanmaların önüne geçilmesi amaçlanıyor.

Arz zinciri izlenecek

Üzerinde hassasiyetle durulan konulardan birisi de üretimden sonraki ikinci halka olan lojistik. Hasat sonrasındaki ilk aşamadan başlayarak ürünün ayıklanması, sınıflandırılması gerekiyor. Ambalaj konusu daha ilk aşamadan itibaren fire oranlarını etkileyebilecek bir konu. Bu nedenle üzerinde durulması gerekiyor. Bir diğeri nakliyenin uygun şartlarda yapılması, soğuk zincir sıklıkla gündeme getirilen bir konu. Bu konuda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın çalışmaları var. Ürünlerin standardizasyonu ve pazara arzı. Toptancı halleriyle ilgili çalışmalar var. Lojistik kısmı şu açıdan çok önemseniyor; üretilen ürünün olabildiğince firesiz, iyi şartlarda, raf ömrünü uzatan, daha dayanıklı bir biçimde tüketiciye ulaşımın sağlanması. Buradaki iyileşmeler toplam fiyat faktörüne de ciddi etkisi olacak.

Tedarik modeli çalışılıyor

Zincirin üçüncü halkası olan tedarik konusunda, daha iyi bir model nasıl olur bu konuda çalışmalar yapılıyor. Hem fiyatlar, hem ulaşım hem de erişim açısından tedarik zinciri daha nasıl optimal hale gelebilir bu konuda sürdürülen çalışmalar var. Üretim ve arz zincirinde olduğu gibi tedarik konusunda da kritik nokta üretici örgütlenmesinin güçlendirilmesi, örgütler eliyle bunun yapılması üzerinde duruluyor. O zinciri kısaltabilmek, üreticinin eline geçen miktarın artmasını sağlamak ve şartları iyileştirerek pazara erişimi sağlamak için üretici örgütlenmesinin güçlü olması sağlanacak.

Tedarik konusunda gündeme gelen dış ticaret önlemleri konusunda ise, üreticiyi de tüketiciyi de koruyabilecek dengeli bir modelin ortaya konulması hedefleniyor. Toptancı hallerinin iyileştirilmesi konusunda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın yoğun bir çalışması var. Bu çalışmalar beraberinde kayıt dışılığın azaltılmasını sağlayacak.

Burada da yine kritik nokta veri altyapısı. Yani arz zincirinin izlenmesi. Bir ürün tarladan çıktığı andan itibaren hangi aşamalarda arz zincirinden geçerek, hatta nasıl fiyatlanarak, miktar olarak perakende kısmına yani tüketiciye ulaşıyor. Bunun izlenmesi çok önemli.

Perakendeciye yakın takip

Gıda ve işlenmemiş tarım ürünlerinde son halka perakende sektörü. Yani tüketicinin ürüne erişim yeri. Perakende sektörü, yakın takibe alınacak. Sözleşmeli tarım uygulamalarının önemi üzerinde duruluyor. Özellikle büyük perakendecilerin üretici örgütleriyle, üreticilerle sözleşmeli tarım uygulamaları örnek bir model olarak geliştirilmesi öngörülüyor. Çünkü perakendeciler açısından tedarikte öngörülebilirlik önemli. O yüzden tedarik zincirinin istenen zamanda istenen ambalajda, istenen şartlarda, kalitede, standartta, onlara ürünü sağlaması gerekiyor. Bu anlamda perakende ile tedarik çok içi içe geçiyor. Perakendecilikte üzerinde çalışılan bir başka önemli nokta ise, rekabetçilik, rekabetin güçlü olması isteniyor.

Perakendecilikte yine en çok öne çıkan konu; fiyatlama mekanizmaları. Buradaki veri altyapısı ile fiyatlar izlemeye alınıyor. Fiyatlama nasıl gerçekleşiyor? Büyük farklılaşmalar var mı? Ani hareketler var mı? Bölgesel farklar var mı? Ürün altyapılarında farklar var mı? Buna dair bir mekanizma geliştiriliyor.

Tarım ve gıdada yapılmak istenen; yapısal bir konu olduğu için olabildiğince üretim, lojistik, tedarik ve perakendede eş zamanlı olarak iyileşmelerin sağlanması. Ürünler firesiz ve kaliteli bir biçimde üretilsin. Uygun lojistikle taşınsın, güçlü bir tedarik altyapısı olsun, bunlar üreticiyi desteklesin. Perakende tarafında da doğru fiyatlamalar olsun. Hem üretici hem tüketici desteklensin. Tam olarak yapılmak istenen bu.

Özetle, Merkez Bankası, gıda fiyatlarının enflasyona etkisini azaltmaya çalışırken işin kaynağına inerek fiyatı artıran nedenler üzerinde duruyor. Bunu da tek bir noktaya odaklanarak değil, üretim, lojistik, tedarik ve perakende olmak üzere zincirin halkalarında yapılması gerekenleri bütüncül bir anlayışla ele alıyor. Bu yaklaşım, çok kısa vadede olmasa da orta vadede tarım ve gıda piyasalarında etkisini gösterecektir.