20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Gerçekler gölgenizdir, onlardan kaçamazsınız!

Uğur Civelek

Uğur Civelek

Eski Yazar

A+ A-

Bu hafta içinde açıklanan eylül ayı sanayi üretim verilerine bakarak, faizlerin gerilemesi işe yaradı ve ekonomi durgunluktan çıkmaya başladı diyenler çıkabilir! Güven bunalımının yarattığı kısır döngüyü tek sorun olarak görenler, ya bu türden bazı rakamları iyimser hikayeler yazmak için kullanabilir; ya da olumsuz değerlendirme yapanları örtülü bir şekilde tehdit ederek sonuç alınabileceği gafletine düşmekten kurtulamayabilir!
***
Evet, eylül ayı sanayi üretimi bir yıl öncesinin aynı dönemine göre yüzde 3.4 oranında artmış. Mevsimlik olarak eylül ayı ekonomik faaliyetlerin zirve yaptığı bir dönemdir ve takip eden aylarda ivme kaybı yaşanır; bu nedenle açıklanan rakam üzerine abartılı yorumlar yapmak pek anlamlı olmaz. Ayrıca bir önceki eylül ayındaki genel durum hatırlanır ise, ortaya çıkan yükselişin baz etkisi ile şekillenmiş olabileceği ve durgunluktan çıkış anlamına gelmeyebileceğinin daha ciddi bir olasılık olduğu görülebilir.
***
Mevsimlik olumlu koşullara, seri faiz indirimlerine ve jeopolitik gerginliklerdeki ivme kaybına rağmen ekonomi toparlanamıyor. İç talep durgun, yatırım eğilimi ise tükenmiş bir görünüm sergiliyor. Bütçenin iki yakası bir araya gelemiyor. Genel durum böyle olunca ödemeler dengesi biraz rahatlıyor; eylül ayı verileri durgunluktan çıkılmadığı yönündeki beklentileri destekleyecek bir görünüm sergiliyor.
***
Bir çeşit güven bunalımı yaşıyoruz ve bunun ağırlaşmış sorunlara bağlı bir sonuç olduğunu unutmamak gerekiyor. Eğer sorunlara kalıcı çözüm üretmek üzere müdahale eder ve benimsenen yaklaşımda tüm kesimleri uzlaştırabilirseniz, zaman içinde normalleşme yaşanabilir. Fakat herkesin varlığından emin olduğu sorunları görmezden gelir ve sorun yokmuş havası ile piyasaları yapay bir şekilde yönlendirerek herkesi son bir kez daha aldatmaya çalışırsanız, güven bunalımını beslediğiniz için çıkış yolunu bulamazsınız!
***
Çoğunluk ne olup bittiğinin farkına vardığı için, bu kısır oyunu kendi çıkarlarını gözeterek oynamaya çalışır! Aldatmak ve aldatılmak zorlaştığı için geçmiş yıllardaki hovardalığın faturasını paylaştırmak giderek zorlaşır! İçinde bulunduğu koşullar nedeniyle tüm kesimler kendisi için pozitif ayrımcılık talep eder; bu gerçekleşmeyince faturayı siyasi iradeye çıkarır. Kısa vadedeki uygulamalar üzerinde belirleyici olan, Siyasilerin geniş kesimleri bir kez daha aldatabileceği veya artık bunu yapamayacağı algısında yaşanacak dalgalanmalardır.
***
2020 mali yılı bütçe tasarısına ilişkin gelişmeler, bunlar üzerine yapılan lobiler ve olumsuz beklentilerin gerçekleşme olasılığının yükselmesi türünden gelişmeler hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı algısını destekliyor. Bütçe açığını sınırlı tutmaya yönelik çalışmalar, işçi ve işveren kesimlerini çok rahatsız ediyor! Bütçe açığını sınırlı tutmak konusunda kararlı olur iseniz, ekonomik durgunluk derinleşecek; kimseyi üzmeden sadece görüntüyü kurtarmaya çalışırsanız yine sonuç değişmeyecek! İlk olasılıkta sıkıntı ekonomik eğilimlerden, ikincisinde ise finansal çalkantılardan tetiklenecek. Ben yaptım oldu türünden yaklaşımlar, kısa vadeden öteye belirleyici olamayacak.
***
Ekonomide gelir ve servet dağılımını aşırılık sınırlarını zorlayacak şekilde bozdu ve iş dünyasını rekabet gücünü tüketerek borç batağına itti iseniz, bugün ön plana çıkardığınız yaklaşımlar hiçbir işe yaramaz. Bunlardan nemalanacak olanlar kısa vadede bu hayal tacirliğini destekleyebilir, fakat sonuç alınamayacağını anlamaya başlayınca herkes başının çaresine bakmaya çalışır. Bu yapı, güven bunalımını besler ve ekonomiyi kırılganlaştırır. Son beş yıl genelinde yaşadığımız budur! Bir çeşit koalisyon olan siyasi irade bünyesindeki çatırdama ve metal yorgunlukları, kesinlikle sürpriz sayılamaz.
***
Haberiniz olsun, mevcut işleyişin kurgusu radikal şekilde değişmek zorunda kalacak! Çünkü çok ciddi sorunlar var ve kalıcı çözümler peşinen bedeller ödenmesini gerektiriyor; fakat dokunabildiklerinizin ödeme kapasitesi yok ve olan da kaçınmanın her yolunu zorluyor! Sorunların boyutu ve kalıcı çözüm yolları konusundaki uzlaşmazlıklar ise hiç konuşulmuyor; uzun süredir ilk defa, gerçeklerden kaçmanın bedeli giderek ağırlaşıyor ve ekonomimizi kırılganlaştırıyor! Gerçekleriniz gölgenizdir, görmezden gelebilir veya böyle olmadığı konusunda bazı kesimleri geçici bir süre için aldatabilirsiniz; fakat sonsuza kadar onlardan kaçamazsınız!