Servet Yıldırım

Servet Yıldırım

servet.yildirim@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Üniversitede işletme okumuş biri olarak iktisadi ve idari bilimler fakültelerindeki bölümlerden birini tercih etmeyi planlayanlara birkaç tavsiye de benden. Türkiye’de bu alanlarda 10’larca üniversite her yıl binlerce mezun veriyor. Potansiyelinin altında büyüyebilen Türkiye ekonomisi ise ne yazık ki bu kadar mezuna iş yaratamıyor. Bu nedenle her yıl çok sayıda diplomalı üniversite mezunu işsizler arasına katılıyor. Türkiye’de genel işsizlik oranı yüzde 10.5 iken, üniversite mezunları arasında yüzde 11.5. Yani daha yüksek, hatta ilköğretim mezunlarından bile 2 puan daha fazla. Bu demektir ki fark yaratabilen mezunların iş bulma şansının daha fazla olduğu bir dönem var önünüzde.

Haberin Devamı

Üniversiteler öğrenciye temelde iki şeyi verir: Öğretim ve eğitim. Öğretim aşağı yukarı bütün üniversitelerde aynıdır. Müfredat çerçevesinde benzer kaynaklarla aynı konular öğretilir. Üniversiteler arasında asıl farkı yaratan ise verdikleri eğitimdir. Üniversite öğrenciye sadece müfredatı vermemeli, aynı zamanda ufuk, vizyon, dünyaya bakış, kültür ve renk kazandırmalıdır. Ne yazık ki bazı üniversiteler bugün bu noktadan çok uzaktadır.

Üniversiteye girecek öğrenciler, 4 yıl boyunca üniversitenin verdiği öğretim ve eğitimi alırken, aynı zamanda kendilerini farklı ve değerli kılacak yatırımları yapmalılar. İşte bu yatırımlardan bazıları:

İngilizceyi mutlaka halledin. İngilizceyi iyi seviyede konuşmak ve bu dilde okuryazar olmak hayatınızı kolaylaştırabilecek bir destek unsuru değil, iş hayatında var olabilmeniz için olmazsa olmazdır. Hayatınızı kolaylaştıracak ve fark yaratacak olan ise ikinci, hatta üçüncü bir yabancı dili öğrenmektir.

Yukarıdaki bölümlerin hemen hepsinde bugün temel bir bilgisayar eğitimi veriliyor. Ancak bunu kesinlikle yeterli görmeyin. Fark yaratmak ve iş ararken avantaj sağlamak istiyorsanız bilişim teknolojisini kendi meslek dalınızda etkin kullanmak zorundasınız. Bunu ya dışarıdan alacağınız kurslarla, ya okulda alacağınız seçmeli derslerle ya da bulduğunuz online imkânlarla yapmalısınız. Unutmayın, birçok şirket ve organizasyon eleman alırken temel bilgisayar okuryazarlığını şart koşuyor.

Haberin Devamı

Alacağınız seçmeli derslerle ileride gireceğiniz sıkıcı ve zorlu iş sınavlarına hazırlanmaya çalışın. Hukuk ve muhasebe gibi alanlarda zorunlu dersler yetersizse açığınızı diğer bölümlerden alacağınız seçmeli derslerle kapatmaya çalışın.

Üniversite yaşamınız boyunca iyi ilişkiler geliştirmeye, dostluklar kurmaya çalışın. Ünlü sözü unutmayın: “Önemli olan ne bildiğiniz değil, kimi tanıdığınızdır.” Bu tavsiyenin ne kadar önemli olduğunu iş hayatınızın ilerleyen yıllarında daha iyi fark edeceksiniz. “İlişki yönetimi” denilen bir kavramın ne kadar kritik olduğunu öğreneceksiniz.

Gazetelerin ekonomi sayfalarını, ekonomi köşelerini ve ekonomiyle ilgili yerli-yabancı siteleri izlemeye gayret edin. Güncelden kopmayın. Dünyada neler olup bittiği konusunda her zaman bir fikriniz olsun.

Kısacası, diploma her şey değildir. Hatta sosyal bilimlerde hiçbir şeydir. Diploma olmadan doktor, mimar ya da avukat olamayabilirsiniz ama ekonomi mezunu olmadan ekonomist, işletme mezunu olmadan işletmeci olabilirsiniz. Birçok mühendislik mezununun ekonomi ve işletme mezunlarıyla aynı işlere başvurduklarını unutmayın. Dolayısıyla, diplomaya dayalı bir gelecekten çok beceri, yetenek, donanım ve ilişkilere dayalı bir geleceğin sizi beklediğini unutmayın.

Haberin Devamı

Eğer pes edip ayrılmaz ya da atılmazsanız en az 35.000 saatinizi alacak yaşamınızın belki de en kritik dönemi başlıyor.

Sadece işinizi değil, belki de eşinizi, yaşayacağınız kenti ve gelecek yarım asır boyunca sürdüreceğiniz köklü dostluklarınızı belirleyecek bir döneme giriyorsunuz. Kolay gelsin..

İşletme mi, ekonomi mi?

Kırk yılın sorusudur: “İşletmeyi mi seçmeli yoksa ekonomiyi mi?” Bir zamanlar, özellikle 80’lerde, işletme bölümü daha popülerdi. Şimdi nasıl bilmiyorum ama daha çok talep edildiği için giriş puanı da daha yüksekti. Öte yandan, ekonomi ise her zaman daha köklü bir dal olmuştur. Nobel komitesi “işletme ödülü” koymamıştır ama 1969 yılından bu yana her yıl “ekonomi ödülü” verir.

Derler ki işletme okumak ekonomiye göre daha kolaydır. Olabilir. Ekonomi bilimdir; ekonometri, matematik, istatistik bilmeyi daha çok gerektirir. İşletme bilim midir? Değil. Peki, nedir? İnanın bilmiyorum. Dört yıl işletme okudum, 2 yıl işletme mastırı programına devam ettim, ama ne olduğunu hâlâ anlayabilmiş değilim. En aklıma yatanı, ODTÜ İşletme Bölümü’nde okurken bir derste hocamızın anlattığıdır. Demişti ki: “İşletmede her şeyden biraz öğretilir. Öğrenci çok şeyi görür ancak hiçbirini derinliğine öğrenmez. Sonuçta çok farklı dallarda çalışabilecek joker mezunlar yetiştirir.” İşletme bölümünden mezun olup, Türkiye’nin önde gelen bir bankasında ekonomist olarak başlayıp, ardından fon yönetimi bölümünde çalışan, daha sonra gazetecilik yapıp, en sonunda medya sektöründe yönetici ve programcı olarak çalışmış biri olarak bu tanıma yüzde 100 katılıyorum.

Öte yandan, ekonomi ise bir bilimdir, iktisadi ve idari ilimler fakültelerindeki birçok bölümün atasıdır. Yüzeysel değil, daha derindir. Özellikle akademik yönü güçlüdür.

Bana sorarsanız, eğer 4 yıllık lisans eğitimden sonra lisansüstü yapacak isteğiniz, haliniz ve de paranız varsa “Başka bir dal okuyup, işletmeyi sonraya, lisansüstüne bırakın” derim. Yok, eğer “Dört yılda bu üniversite işini bitirip, para kazanmaya başlamak istiyorum” diyorsanız farklı. Akademisyen olup üniversitede kalmak isteyenler için ise ekonomi daha uygun olabilir.