Metin Feyzioğlu temiz bir bardak suyu, anayasanın güzel maddeleri olarak gösterip, berrak suya anti demokratik maddeleri mürekkeple sembolize ederek, damlattı, zehirlenen  bu su içilir mi dedi?

Şimdi ben de bir benzer yöntemle şöyle diyorum.

Bir sürahi alın. İçine, fırlatılan anayasa kitapçığı koyun.

Darbeleri çağrıştıran  postal bağcıkları ile vekil transferlerini sembolize eden çek yaprağı da yerleştirin.

Sonra üç kırık kalem de koyun, seçilmişlerin idamı olsun onlarda. Yetmedi çakıl, kum ve taş da koyun, vesayet organları ile sistemin prangaları . Sürahiyi silme su ile doldurun…

Bu su içilir mi?

İşte şimdiki sistem bu.

Alın elinize bir süzgeç, devirin sürahiyi, suyu süzgeçten bir bardağa aktarın.

O su içilir mi?

Evet.

Yeni anayasa süzgeçten geçen bu su olabilir mi?

Benim de deniyim bu olsun

xXx

SOYLU'NUN DAVETİNE NİYE İCABET ETMİYOR? 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Deniz Baykal’ı bakanlığına çağırdı. “Gel, sana yapılan komployu” anlatayım diye.

Soylu; siyaseten mi bunu dedi.

Hiç sanmam.

İllaki, Deniz Bey’e yapılan çirkin komplonun devamı niteliğinde bir şeylerde olabilir.

Bir bilgiye dayalı olarak bunu demiyorum.

Ama, Soylu’nun kararlı açıklamalarından bu yoruma çıkıyorum.

Deniz Bey, has Karadeniz Uşağı, sözünün eri Soylu’nun davetine icabet etmeli. Referandumdan önce ya da sonra, bakanlığa giderek, Soylu’yu dinlemeli.

Baykal, Soylu’nun çağrısını siyasi bir manevra olarak değerlendiriyorsa; bu ne kendinin siyasi tecrübesine yakışmayacağı gibi ne de hakikatten Soylu’yu tanımadığı ortaya çıkıyor.

Deniz Bey, bakanlığa giderse; şu anki popülitesinin sekteye uğrayabileceğini sanıyor olabilir. Oysa giderse tam tersi olur.

Deniz Bey şunu bilsin, Soylu’nun bu davetinde  siyasi hamleden çok tamamen bir gerçeğin ortaya çıkması için ortaya konan cesaretli bir duruş var.

Baykal, uzanan eli tutmalı, kavramalı.

Kaçmamalı.

xXx 

15 TEMMUZ, ERDOĞDU LİSESİ!

Milli Eğitim Müdürümüz Hızır Aktaş, Trabzonspor’un G.Saray maçını izledi. Yusuf Yazıcı’nın güzel oyununu da. Maçtan sonra müdürümüz, Yusuf Yazıcı ile ilgili olarak spor yorumlarını dinledi mi bilemiyoruz.

Yorumların hepsinde Yusuf Yazıcı’nın futbol sıçramasını Erdoğdu Lisesi ile dünya şampiyonu olmasına bağladılar. Her konuşan Erdoğdu Lisesi dedi, dünya şampiyonu dedi, Yusuf Yazıcı dedi. Bir Allah’ın kulu yorumcu, 15 Temmuz Şehitleri Lisesi demedi.

Lisenin adı değişirken o zaman da dedik. Bu okul ve ad markalaştı. Değiştirmeyin. Kimse, 15 Temmuz’u telaffuz etmez, 15 Temmuz şehitlerine de haksızlık olur.

Nitekim öyle oldu. Yusuf anlatılırken, Erdoğdu Lisesi deniyor.

Hızır Bey, gelin okulun adını 15 Temmuz, Erdoğdu Lisesi olarak yeniden değiştirelim. Hayatın gerçeği bu.
 
xXx

ZAYTUNG

Futbol zirvesinde konuşan Yıldırım Demirören: ''Her alanda dünyada söz sahibi bir ülkeyiz. Bir de katıldığımız turnuvalarda gruplardan çıkabilsek var ya piii...''