"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gedizli İbrahim Abimiz

Durmuş Ali İnci
14 Eylül 2019, Cumartesi
1974 baharında ağaçlar yeşerip çiçeklenirken, bizim hayatımızda da sonbahar rüzgârları önünde savrulan kuru yapraklar vardı.

Gençlik baharı içinde ihtiyarlık güzünü yaşatan çok sevdiğim ilkokul öğretmenliğinden ayrılmamla ilgili bir karardı. Nurlar’ın ve Nurcular’ın sıkı takip altına alındığı yıllardı. Bir yandan da TBMM’de af görüşmeleri vardı. Ben de hakkımda Eskişehir Sıkıyönetim Mahkemesi’nce verilen bir yıl hapis cezası kararı tebliğ edilmeden, iki gün izin alıp İstanbul’a gitmiştim. Belki aftan faydalanırım düşüncesiyle rapor almayı, biraz zaman kazanmayı düşünmüştüm. 

Daha sonra Kütahya Hükümet Tabibliği’nden 15 gün rapor almıştım. Raporun izne çevrilmesi için Millî Eğitim Müdürlüğü’ne göndermiştim. Ancak, usûle aykırı görülerek raporum izne çevrilmemişti. Süresi bittikten sonra izne dönüştürülmediği tebliğ edilerek, 15 gün izinsiz ve mazeretsiz olarak göreve gitmediğimden söz edilip “müstafi”, yani görevden çekilmiş sayılmam işleminin uygulanması istenmişti.

Şimdiye kadar Gediz’de böyle bir olay yaşanmamıştı. Arkadaşlarla meşveret ettikten sonra öğretmen Ahmet Eser kardeşimizin java motosikleti ile Efendiköprüsü Köyü’nün yolunu tutmuştuk.

Muhtar Abdurrahman Durgun Abiye (meşhur bakkal Hacı Kadir’in Ağabeyi) durumu anlattık. Raporlu olduğum süre içerisinde başka öğretmen olmadığından ve çocuklar mağdur olmasın diye hasta hasta görevde olduğumu beyan eden bir ilmühaber imzalatmak istedik. Gerçek bu idi, ama resmiyette böyle bir şeyi ne muhtar imzalıyor, ne de müdürlük kabul ediyordu. Köyden ümitsizce hükümet binasına geldiğimde, her derdimize ortak ve yardımcı olan Kaymakamlık Tahrirat Kâtibi (Yazı İşleri Müdürü) A. Evin Özden Bey’in çayını içerken durumu da anlatmıştık. Bize muhtarı çağırıp evrakı imzalatabileceğini, ilköğretim ile de görüşüp İl Millî Eğitim Müdürlüğü’ne yazı yazdırabileceğini söylemişti.

Hazırladığım ilmühaber ve dilekçeyi ona bırakarak ayrıldık. Akşama doğru görüştüğümüzde aramızda şöyle bir konuşma geçmişti.

- Evin Bey birşey yapabildik mi?

- Muhtarım geldi, bir şekilde evrakı imzalattım. Ancak müdür kabul etmemek için çok direndi. Ona da; “Bak müdür hanım. Bu Durmuş Ali İnci yalnız bir adam değil. Gediz’de çok seveni var. Sana tavsiyem Millî Eğitim Müdürlüğü’ne ‘Hastayken görevdeymis, ekteki muhtar ilmühaberi ile durum tesbit edilmiştir’ deyip gönder’ dedim.

İlköğretim müdürümü bir telâş sarmış ki sormayın. Akşam mesai bitiminde İlköğretim Müdürlüğü kâtibi, İbrahim Aka’yı mesaide bırakarak, Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yazımızı yazdırmış. Sonra da evrakı postaya verip Durmuş Ali İnci’yi bul, demiş. Kendisine açık açık söyle, sakın bana bedduâ falan etmesinler diye sıkı sıkı tembihlemiş.

İbrahim Aka bizim adeta danışmanımız gibi bir adamdı. Oğulları Mustafa ve Gürcan bir zaman Yeni Asya Gazetesi’nde çalışmıştı. Hemen her gün yanıma gelir, beraber ders çalışır, kitap okurduk.

O akşam Gediz’de kalabalık bir öğrenci grubu ile sohbet ediyorduk. İbrahim Abi, hem sevincinden, hem de müdürünün emri olduğundan geç kalmış olmaktan da korktuğundan evine bile uğramadan yanımıza geldi.

Kalabalık öğrenci grubu ile yaptığımız sohbeti yarıda bölerek: “Durmuş Ali Hocam! Müdürümün çok selâmı var. Senin yazını yazdık. Ben kendi elimle postaya verdim. Hadi gözün aydın hayırlısı olsun. Emme Müdürümün sizden bir ricası var. Müdürüme sakın bedduâ etmecemisiniz?” (Canım İbrahim Abicim, Allah senden razı olsun. Allah rahmet eylesin. Mekânın Cennet olsun. Allah oğullarını, torunlarını, bütün Nur Talebelerini ardından duâcı etsin inşaallah.)

İlköğretim Müdürlüğü’nün, muhtarın ilmühaberinin de ekli bulunduğu yazısı üzerine vazifeye devam ettik.

Okunma Sayısı: 1238
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    14.9.2019 14:12:36

    Her nurcunun gizli açık kahramanlıkarı vardır.Bir ucundan göstermek ihtiyaçtır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı