Bor Kaymakamı Muammer Balcı’nın asker eşi T.S. ile çekilmiş fotoğraflarının yayınlanmasına ilişkin davada, 'özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmekten yargılanan Yeni Akit Gazetesi Niğde Muhabiri Dursun Suna’nın 2 yıl 6 aylık hapis cezasını sebebiyle hapse girmesine büyük tepki gösteren Niğde Gazeteciler Cemiyeti (NGC) Başkanı Alpaslan Düzgün; “Dursun Suna’ya verilen ceza örnek bir ilçenin en üst düzey örnek olması gereken kamu yöneticisinin her cürmü ve iffetsizliği yapmasına izin ve ödül, toplumsal denetim mekanizması olan medyanın toplum ahlakını koruma rolünü yerine getirmesine verilen bir cezadır.

Bu arkadaşımız zor koşullarda yıllardır doğru, dürüst ve basın kanunu ve ahlakına uygun gazetecilik yapmaktadır. Niğde Gazeteciler Cemiyeti (NGC)’nin dürüst ve güvenilirliğine itibar edilerek yönetim kurulu üyemiz ve saymanımızdır. Bor İlçesinde büyük bir infial oluşması üzerine, sadece mesleğini ve görevini yapmak için, gazeteciliğinde ötesinde sorumlu bir vatandaş olarak, o dönemdeki gazetenin genel yayın yönetmeni ve yazarı Rahmetli Hasan Karakaya’ya konuyu iletmiş, Gazeteci Hasan Karakaya kendi köşesinde bu konuyu yorumlamıştır. Bu ceza ahlaksızlığa ödül ve geçit, kamu vicdanı ve toplumsal ahlakımıza vurulmuş ağır bir darbedir.”

Niğde Gazeteciler Cemiyeti (NGC) Başkanı Alpaslan Düzgün; “Basının en önemli görevi, kamu yararını ilgilendiren olay ve konularda haber ve bilgi vermek, açıklamalar yapmak, eleştiri ve değer yargıları sunmak suretiyle toplumu aydınlatmak ve kamuoyu oluşturmaktır. Yaptığı bu görev nedeniyle basına şu haklar tanınmıştır. Bunlardan ilki “haber verme hakkı ve görevi”, diğeri ise “denetim ve eleştirme” hakkı ve görevidir. Demokratik ülkelerde sistemin güvencesi, vatandaşların eleştirel katkılarıdır. Vatandaşın sözcüsü ise basındır. Bu nedenle, özgürlükçü demokrasilerde basının en önemli görevi, tüm kamusal yaşamın kontrolü ve kritiğidir.” dedi.

NGC Başkanı Düzgün, “İnsanı diğer canlılardan ayıran düşünme yeteneğinden yani yaradılışından kaynaklanan evrensel bazı haklar vardır. Bu haklar, Anayasamızda, temel hak ve özgürlükler başlığı altında yer almaktadır. Bu temel hak ve özgürlüklerden en önemlisi ve şu an oldukça tartışılan ifade ve basın özgürlüğü de, birçok uluslararası belgede ve birçok devletin Anayasasında düzenlenmiş ve güvence altına alınmıştır. 1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda da, basın özgürlüğü, anayasanın “Temel Haklar ve Ödevler” başlığını taşıyan ikinci kısmında yer almış ve “Kişinin Hakları ve Ödevlerine ilişkin ikinci bölümünde 28-32 maddeler arasında düzenlenmiştir. Bundan başka Anayasanın 22. maddesinde “Haberleşme Hürriyeti”, 25 ve 26. maddelerde “Düşünce ve Kanaat Hürriyeti” ile “Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti” yer almıştır” dedi.

Niğde Gazeteciler Cemiyeti (NGC) Başkanı Alpaslan Düzgün; “Anayasa’mızın 26. maddesinde, ”Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.” Anayasa’mızın 28. maddesinde, “Basın hürdür. Sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz. Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerin sağlayacak tedbirleri alır.”

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 19.maddesi aynen şöyledir; ”Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır.  Bu hak ve fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları olmaksızın malumat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.”
Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 10.maddesi “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, Devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerin bir izin rejimine tabi tutulmalarına engel değildir.” şeklinde düzenlenmiştir.” şeklinde konuştu.

NGC Başkanı Düzgün, “Gerek Anayasamız, gerekse İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Bu itibarla da, demokrasinin, kurum ve kurullarıyla eksiksiz işlediği bir ülkede, ifade ve basın özgürlüğü ile ilgili yasal düzenlemeler, mutlaka Anayasa ve evrensel hukuk kurallarına uygun bir şekilde yapılmalı ve uygulama da aynı anlayış ve doğrultuda gerçekleştirilmelidir.” dedi

Önemli kamusal görevlerde bulunan ve topluma örnek olması gereken kişiler ile topluma mal olmuş (siyasetçi, yönetici, sanatçı, oyuncu, sporcu gibi) kişilerin özel yaşam alanlarının daha dar olduğu ve bu kişilerin özel yaşamına ilişkin yapılan haberlerin, yayımlanan resim ya da karikatürlerin veya bunlara yöneltilen eleştirilerin daha hoşgörüyle karşılanması gerektiğini ifade eden NGC Başkanı Alpaslan Düzgün, şunları söyledi: “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarında ve Yargıtay Kararlarında sıklıkla ifade edilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da, “sade vatandaş-siyasetçi”  “sade vatandaş-kamu yöneticisi” ayırımı yapılarak, siyasi ve kamusal görevli kişilerin eleştirilere daha fazla katlanması gerektiği vurgulanmıştır. Yargıtay Kararlarında vurgulandığı üzere, önemli mevkileri işgal eden kamu görevlileri, politikacılar, devlet adamları, yazar, sanatçı, oyuncu, aktör, sporcu gibi kamuya mal olmuş kişilerin özel yaşam alanları, öteki yurttaşlara göre oldukça dardır. Kamu yararı bulunduğu, toplumu ilgilendirdiği oranda bu kişilerin hayat öyküleri ve yaşamları, basın tarafından yayın konusu yapılabilir. Çünkü kamunun haber alma hakkı, kural olarak üstün kamusal yarar olarak öncelikli kabul edilir ve topluma mal olmuş kişilerin özel yaşamına ilişkin hususların basında yer alması, kişilik hakkının ihlali sayılmaz.”
 
 
 
Editör: TE Bilişim