AYGÜL KONAR

Çiftçiye, kuraklık desteği adı altında bir destek verilmesi gerektiğini söyleyen Gaytancıoğlu, “Doğal koşullarını kontrol edemediğimiz günlerde, yağışın olmadığı dönemlerde, çiftçiye ekstra bir desteğin verilmesi gerekiyor” dedi.

“HİÇBİR SEKTÖRDE OLMAYAN BELİRSİZLİKLER, TARIMDA VARDIR”

Tarımsal üretimin de kendisine göre, bir takım özellikleri olduğunu ifade eden Gaytancıoğlu, “Tarımsal üretim bir bebektir. Bebek nasıl kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz ve bakıma muhtaçsa, tarımsal üretimde bu şekildedir. Çünkü hiçbir sektörde olmayan belirsizlikler, tarımda vardır. Işıklar yandığı ve iş gücü olduğu sürece, sürekli üretim yapabilirsiniz. Ama tarımda böyle bir şey yok. Sütün oluşabilmesi için önce belli bir süreç gerekiyor. Tarlaya tohum atıldığında, 8-9 ay sonra ürün elde edeceksiniz. Bu süreç içerisinde, doğa koşulları nedeniyle sıkıntılar yaşanabilir. Bu çerçevede; kuraklık, yağış, sel, yangın gibi felaketler yaşanabilir. Bunlar kontrol edilemeyecek düzeydedir. 81 milyon kişi her gün gıdayı ucuz, bol ve güvenilir şekilde tüketmesi gerekiyor” dedi.

“BUĞDAYIN İSTEDİĞİ YAĞIŞ SON SÜREÇTE YAŞANMADI”

Yağışın olmadığı dönemlerde, çiftçiye ekstra bir desteğin verilmesi gerektiğini vurgulayan Okan Gaytancıoğlu, şöyle devam etti: “Çiftçimize, kuraklık desteği adı altında bir destek verilmesi gerekiyor. Çünkü buğdayın istediği yağış son süreçte yaşanmadı. Ekim ve büyüme döneminde yağışlar olmadı. Havalar soğuk ama yeterli yağış yok ve kar yağışı olmadı. Uzmanlar, havaların uzun bir süre daha bu şekilde devam edeceğini söylüyor. Bundan ötürü de, Türkiye ihtiyacını başka ülkelerden karşılayacak. Tarım ürünlerini planlı şekilde üretmemiz gerekiyor. Fazlalık olduğunda, depolara konulmalı. Üretimin az olduğu dönemlerde de, depolardan bu ürünleri çıkartıp, işlemek lazım. Fiyatların tüketici için sabit olması lazım.”

“GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI’NI GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ”

Türkiye’nin, önümüzdeki yıl içinde ciddi anlamda bir ithalat yapacağını dile getiren Gaytancıoğlu, “Türkiye zaten ithalatçı bir ülke konumunda. 7 milyon-7.5 milyon ton buğday ithalatı yaptık. Bu ekmek fiyatlarına yansıyabilir. O yüzden üreticiyi desteklemek lazım. Şimdiden Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nı göreve çağırıyoruz. Bakanlık, çiftçiye gerekli desteği vermesi gerekiyor. Ama Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, ciddi bir bakanlık değil. 2018 yılının buzağı ve tohumluk desteklemelerini daha ödemedi. Ödeyeceğim diyor ama bir türlü çiftçinin hesabına para yatırmıyor. Başka illerde var ama Edirne’de çiftçi sayısının fazla olduğu ifade edilerek, hazineden yeterli parayı alamadıklarını dile getiriyorlar. 2018 yılı ödenmiş diyelim ama 2019 ve 2020 yıllarının desteklemeleri var. Çiftçi, hasat zamanı düşük bir ürün elde ederse ve düşük bir gelire neden olursa, o zaman ne yapacaksınız? Çiftçi üretimi bırakırsa, tarlalar boş mu kalsın? Türkiye’de, 50 milyon-55 milyon dekar arazi boş durumda. AKP’nin uyguladığı yanlış tarım politikalarından kaynaklı bir durumdur. Kuraklık ciddi bir uyarıdır ve devlet burada görevini yapmalıdır. Çiftçinin ve tüketicinin mağduriyetini önlem için kesenin ağzını açarak, desteklemelidir” şeklinde konuştu.