Gayrimilli eğitim kitaplaştı…

Evet kitaplaştı, Kaynak Yayınları tarafından yayımlanan 238 sayfalık bu kitabın yazarı: Mustafa Solak.

Mustafa Solak önce Cumhuriyet'in ilk yıllarında Atatürk tarafından başlatılan o aydınlanmacı, laik, yüzde yüz yerli ve milli olan eğitim çalışmalarını ve kurumlarını anlatıyor. Atatürk "Eğitimdir ki, bir milleti ya hür, şanlı yaşatır ya da bir milleti esarete ve sefalete terk eder" diyordu.

Eğitimde Atatürk'ün gözettiği esaslarsa şöyle idi: Soru soran, araştıran, eleştiren, sentez yapan, vatan sevgisiyle dolu nesiller yetiştirmek. Kendimize yeterli olmak amacıyla uygulamaya ağırlık veriliyor, okul ile yaşam arasında bağlar kuruluyordu. Kızlar ve erkekler eşit bireyler olarak görülüyordu.

Sonra mı? Atatürk'ten sonra eğitim adım adım laiklik ve bilim karşıtlarının eline geçiyor, yabancılardan ulusal değer ve çıkarlara aykırı destek ve tavsiyeler alınmaya başlanıyor.

Ve AKP dönemi… Kimlikçilik hortluyor millet olgusu ve dolgusunu çözüp parçalayabilmek için. Karma eğitim karşıtlığı yükseliyor. Atatürk ilke ve devrimleri eğitim programlarından ve kitaplardan çıkarılıyor. Bu amaçla imam-hatip okullarının sayısı inanılmaz ölçüde artırılıyor. Bu kitapta var sayılar. İmam-Hatiplerdeki öğrenci sayısı 2002 yılında 71.100 iken 2017 yılında 645.318'e tırmanıyor, okul sayısı ise 450'den 1452'ye çıkıyor, yani %322'lik bir artış. Öğrenci sayısındaki artışsa %908. Bu okullar ekonomik olarak da gözetilmekteler en fazla müsaadeye mazhar yapılarak. Proje okulları devreye sokuluyor.

Asıl amaç, adım adım tüm okulları imam-hatipleştirip kendi ümmetçi-dinci zihniyetlerini hâkim kılmak. Ne olacak hâkim kılınınca? Baş eğen, sormayan, sorgulamayan, tek yönlü düşünen, bellek hamalı, köle ruhlu kuşaklar yetiştirmek ve bunları rahatça gütmek.

Bir örnek verelim, AKP eğitimcileri Nurettin Topçu'nun "Maarif Davası" adlı kitabında, Atatürk cumhuriyetine yönetilen eleştirileri dikkate alıyor, önerileri hayata geçiriyorlar. Ne onlar bir bakalım:

-Cumhuriyet eğitimi dini dışlamış, mektepten din kültürü kovulmuş Topçu'ya göre. Açılan din okulları ise yetersizmiş. İlhamını Kur'an'dan alan bir eğitim modeli olmalıymış.

-Cumhuriyet kadrolarının demokrasi anlayışı mı? "Yahudi oltası" imiş Topçu'ya göre. Bakın neler diyor: "Bugünkü maarif kaba tekniğin (ince teknik nasılmış acaba? C.G) peşinde, Batı'nın zehirli akımlarına kapılarını açmış, Yahudiliğin oltası bir demokrasi anlayışının kurbanı zavallı bir kurumdur."

-Ve Atatürk'ün Medeni Bilgiler kitabına gönderme yaparak diyor ki: "Ahlak bilgileri medeni bilgiler haline konuldu."

-Topçu'ya göre felsefenin kaynağı din'dir, felsefe din'in köklerine dönmeli.

-Ve Topçu'nun millet anlayışı: "Ümmet içinde millet".

Son olarak AKP ve Eğitim Bir-Sen zihniyetinin yeni eğitim müfredat programından seçmeler sunayım:

-Laiklik din karşıtlığıdır

-Ümmetçi toplumdan ulus toplumuna geçilerek din'e zarar verilmiştir.

Ve Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Alparslan Durmuş…  Bu kişinin sözlerinden alıntılar yer alıyor bu kitapta, üstadları NFK'nın deyimiyle "Kusuyor öz ağzından kafatasını". Bu kafalarla bu Bakanlık, Mustafa Solak'ın da isabetle belirttiği gibi bir "Şeriat Bakanlığı" haline dönüşüyor.

Bu kitabı mutlaka okuyunuz.

Yazarın Diğer Yazıları