10 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Futbolsever...

Atilla Özalp

Atilla Özalp

Gazete Yazarı

A+ A-

Son yıllarda etrafımız şiddetle kuşatılmış durumda. Her yerde, sokakta, trafikte, çarşıda, pazarda birbirine nefretle yaklaşan, asık suratlı, donuk bakışlı saldırgan, insan kaplaması içine girmiş mahluklar var. Ve bu insan kaplaması içine girenlerden sebep nefes alamaz durumdayken ben de bu mahlukların stadlarda yaşayanlarını açıklama gayretine gireceğim. Onlar bir futbolsever; Kırar, döker, küfreder... Ne kadar da tezat değil mi? Yapı taşında sevgi tamlaması olup türkçemizin içinde şiddetin her türlüsünü barındıran tek sözcük bu olsa gerek; Futbolsever...
Hangi takımın taraftarı olursa olsun, cuma namazı için hep birlikte camiye koşup kardeşlik ve barış duygularıyla beraber safları sıklaştırıp, tek bir ağızdan Allah’ a dua edip birlik olurken, namaz çıkışı koşa koşa maçlara gidip, tuttukları takımın renklerini üzerlerine kuşanarak, din kardeşliğini unutup, renk kardeşi olduklarıyla beraber “ Vur kır parçala, bu maçı kazan “ sloganıyla haykırarak saldırıp kırar, döker ve küfrederler...
Birgün bir çağrıya kulak verip tuttuğu takımın renklerine bakmaksızın yollara dökülüp tanklara ve otomatik silahlara karşı, kardeşim dediğiyle beraber vücudunu siper ederken, ertesi gün maça koşar adım gidip, omuz omuza verip beraber çarpıştığı kardeşine saldırıp küfrettiğinin farkında bile olmazlar.
Kötü yaşam koşullarının sebep olduğu evdeki huzursuzluğun acısını hakemlere ve futbolculara saldırarak çıkarırlar. Mağlup da olsa yense de farketmez, devamlı olarak şiddete başvururlar. Açlık sınırında yaşayıp ay sonunu bırak, ay ortasını bile getiremeyip, al külahı ver takkeyi yaşayıp giderken, bütün bunlara sebep olanlara karşı sessizliğini koruyup sahalarda ise futbol adına en ufak bir hoşgörü göstermeden rakibe ve hakeme saldırırlar ve işin tuhafı da basında bu adamlar futbolsever diye adlandırılırlar.
“ Bugün oynanacak maç öncesi futbolseverler stadı doldurdular...” Ne futbolseverler ama... Oysa bunların sevgiyle, sevmekle uzaktan yakından ilgisi yok. Seven insan küfreder, vurur, kırar parçalar, tekme tokat saldırır mı? Sevgi paylaştıkça çoğalan, dünyayı güzelleştiren tek duyguyken, futbolsever diye adlandırılanlar bulundukları her yeri yaşanılmaz kılıp çirkinleştirirler. Oysa futbolsever dediğin, boş bulduğu bir arazide dört taş bulup iki kale yaparak oynamaktan ve seyretmekten zevk alan, tuttuğu takımın renklerini kuşansa da rakip galip geldiğinde alkışlamasını bilendir, ağzına küfür pelesenk olup şiddet uygulayan değil...