Afyonkarahisar ve Denizli arasında yer alan Acıgöl’ün bilinçsiz avlanma ve tuz işletmelerinin aşırı tuz çıkarmalarından dolayı kuruma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu öne sürüldü.
Kuş gözlemciliğine ilgi duyan, farklı kuş türlerini tanımak isteyen fotoğraf tutkunları Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Başmakçı Meslek Yüksek Okulu ve Başmakçı Belediyesinin ortaklaşa düzenlediği etkinliğe katıldı. Burada gölün kuruma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu öne süren fotoğraf sanatçıları duruma yetkililer tarafından müdahale edilmesi gerektiğini kaydetti. Tuzluluk oranı bakımından Acıgöl’ün Tuz gölünden sonra Türkiye’de ikinci sırada yer aldığını ifade eden Denizlili Doğa Fotoğrafçısı ve Kuş Gözlemcisi Okan Koçyiğit, Acıgöl’ün durumu hakkında yaptığı açıklama ve bilgilendirmede hem bölge halkını hem de yetkilileri göreve davet etti.
Acıgöl’ün Türkiye’nin önemli sulak alanlarından biri olup birçok kuş türüne ev sahipliği yaptığını hatırlatan Koçyiğit, flamingoların artık Acıgöl’de üreyemediğinin altını çizerek şöyle konuştu: “Görüldüğü gibi bu havzada pek çok tatlı su kaynakları mevcut. Tuzlu su, kayalıklar ve orman. Yani deniz habitatları dışında pek çok habitatı burada görmek mümkün. Canlı çeşitliliği bakımında bozkır bir alanda göreceğiniz habitat sayısı sınırlı olmasına rağmen bu havzada hem bozkırı, hem sazlıkları, hem dağı, hem sazlıkları barındıran bu alanda her dönemde her mevsimde pek çok canlılığı görme şansımız var.” “GÖLDE HAYVAN SAYISI 300’E YAKIN”
Acıgöl’ün her mevsim canlı ve çok sayıda kuş türünü içerisinde barındırdığını kaydeden Okan Koçyiğit, şunları söyledi: “Burada ördek türlerinin tamamına yakını bulunuyor. Yırtıcı kuşlar açısından çok zengin bir alan. Saz delicileri, dağlara doğru çıkıldığında yılan kartalları, gökdoğanlar, kızıl şahinler, kerkenezler, bol miktarda sizleri karşılar, yine kıyı türleri için önemli geçiş alanlarıdır. Çok fazla sayıda üremeseler de sonbahar göçünde ağustos Eylül aylarında ve Mart, Nisan aylarında çok sayıda kıyı kuşu türü görülür. Yine kış aylarında kışlayan hayvanlara ev sahipliği yapar. Boz kazlar, Sakarca kazları, turna ve değişik türlerde balıkçıllar bu havzada görülen hayvanların bazılarıdır.”
2015 yılına kadar yaptıkları gözlemler sonucunda ulaştıkları hayvan sayısının 300 olduğunu belirten Koçyiğit, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye’de varlığı tespit edilen kuş türü sayısının 470 ile 480 arasında olduğunu var sayarsak, Güneybatı Anadolu’da yer alan bu havzanın ne kadar zengin olduğunu bize göstermektedir. 300 civarında kuş türü ya burada ürüyor ya kışlıyor, ya da göç sırasında burayı beslenme ve dinlenme alanı olarak kullanıyor.” “AV BELASINDAN ACIGÖL KURTARILMALIDIR”
Bölge halkına ve yetkilere Acıgöl’deki olumsuzlukları bildiren Koçyiğit, iki önemli konunun derhal çözüme kavuşturulmasını istedi. Acıgöl’e karşı bölge halkının ve yetkililerin sorumluluk göstermesi gerektiğini belirten Koçyiğit, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Acıgöl, yoğun bir baskı altında. Bu baskılar birkaç çeşittir. Bunlardan biri av baskısı. Maalesef günümüzde spor adı altında ateşli silahlarla katliam yapılıyor. Acıgöl maalesef bu yıl bu katliamdan kurtulamayacak. Son iki yıldır burası ava kapalıydı. Bu yıl ava açıldığını duyduk. Çok üzüldük. Kış aylarında avın serbest olduğu zamanlarda burada oluyorum. Duyduğum her tüfek sesi, yüreğime saplanan bir ok oluyor. O yüzden yetkililere sesleniyorum. Bunun için çalışma yapılmalı ve Acıgöl’ün ava kapatılması gerekiyor. Av belasından Acıgöl kurtarılmalıdır. Ayrıca Acıgöl’de bulunan tuz tavaları su rejimini etkiliyor. Her yıl ben burada bulunan tuz tavalarının alanlarını görüyorum. Her yıl maalesef gücümüzün yetmediği o tuz işletmeleri tuz tavalarını genişletiyor. Yani kendilerine tanınan hakkın dışına çıkıyorlar. Ben adım gibi eminim. Tepeden bakıldığında gölün hemen hemen yarısının tuz tavalarıyla işgal edildiğini göreceksiniz. Bu doğayı ve kuş türlerini olumsuz etkiliyor. Kuş türleri üreyemiyor ve nesilleri tükeniyor.”