Türkiye'de muhalif çizgisiyle bilinen, aralarında Medyascope, P24, 140 Journos ve Serbestiyet gibi birçok haber kuruluşunun ABD tarafından binlerce dolarlık hibelerle desteklendiği ortaya çıktı.

ABD’nin çeşitli yollarla gazetecileri maaşa bağladığı, medya patronlarını beslediği ortaya yeni çıkmış bir gerçek değil…

Örneğin makarayı geri saranlar, bugün ABD’li bir vakıftan 476 bin 720 dolar alarak sözde özgür basın faaliyeti yürüten Medyascope’un sahibi Ruşen Çakır’ın, 2005 yılında kendi imzasıyla çıkardığı haberden ABD’nin Savunma Bakanlığı Pentagon’un 50 gazeteciyi nasıl maaşa bağladığını öğrenebilirler.

Ve aynı zamanda ABD’nin bu faaliyetleri niçin yürüttüğünü de…

***

Dün gazetecilerin Pentagon tarafından beslenerek ABD’nin çıkarları doğrultusunda hareket etmelerini skandal olarak gören Ruşen Çakır, bugün ABD’li vakıflar tarafından maddi olarak desteklenmenin sakıncalı bir durum olmadığını söylüyor.

Ruşen Çakır’a göre 16 yıl önceki durum ile bugün içinde bulunduğu durum farklıymış…

Birinde “askeri” bir kurumdan alınan destek söz konusuyken diğerinde “sivil” bir kurumdan alınan hibe söz konusuymuş…

Sanırsınız ülkesinin dünyanın her yerinde uyguladığı zulümden pişman olan ABD’liler ahiretlerini kurtarmak için dünyanın dört bir yanına yardımlar ulaştırmak adına kolları sıvamışlar…

***

Kaldı ki dün Pentagon, gazetecileri bizzat kendi eliyle beslemiyordu…

Kurulan Anteon adlı şirket gazetecilerin maaşlarını ödüyor, çıkacak haberleri kontrol ediyor ve gerektiğinde başlığından spotuna kadar her şeye müdahale ediyordu.

Dün Ruşen Çakır’ın deşifre ettiği durum da, bugün içinde bulunduğu durum da aynıdır.

***

ABD dün özgürlük, demokrasi ve barış boyasıyla süslenen kendi çıkarlarını, bölge insanın faydasına olacakmış gibi savunan tipleri satın alıyordu, bugün de…

Dün Pentagon bizzat kendi işin içindeyken, bugün akademisyenler, din adamları, emekli askerler ve eski diplomatlardan oluşan karmalara kurdurduğu vakıflarla işin içinde…

Başka bir deyişle, “psikolojik harp” ve “enformasyon savaşları” hiç durmadan devam ediyor…

***

Bu nedenle ortada yapılan bir yanlış olduğunda eleştirisini dile getirenleri tenzih ederek söylenebilir ki…

Kim kendini bütün gücüyle izlenen dış politikanın, milli eğitimin, adalet sisteminin ve TSK’nın karşısında konumlandırıyor, Türkiye’nin sinir uçlarıyla oynayıp, Cumhur İttifakı’nın milli duruş ve mücadelesini basitleştirmeye çalışıyorsa, bilinmelidir ki ABD fonlarından besleniyordur.

***

Çünkü onlar işareti Biden’ın “Türkiye’de muhalefeti desteklemeliyiz” açıklamasından aldılar…

Ceplerine parayı da ABD’li vakıfların koyduğu ortaya çıktı…

Sıra, sırtını ABD’nin fonlarına dayayan “fondaş medya”nın ne yazıp ne konuşacağına karar veren “ajans”ın kimlerden oluştuğunun ortaya çıkarılmasına gelmiştir.

***

Mansur Yavaş’ın adaylığı sırasında “HDP ile görüşecek misiniz?” sorusuna verdiği “Ona ajans karar verecek” cevabında ilk kez duyduğumuz “ajans”ın deşifresi, basın aracılığıyla yürütülen ve ülkemizi tehdit eden önemli bir sorunu ortadan kaldıracaktır.

Bu sorun önemlidir, zira konu devletimizi ve milletimizi ayakta tutan değerleri yok etmeye güdümlenmiş bir milli güvenlik sorunudur.