"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fizyolojiden marifetullah mesajları - 4

Feyzullah ERGÜN
18 Mart 2019, Pazartesi
İnsan vücudundaki hayatî maddeleri gerekli noktalara taşıyıp, seyahat ettiren kan dokusu karışık olduğu kadar, bir nizam ve intizam içinde, birçok vazifeleri yerine getirerek, hayatın devamını sağlamaya vesile olur.

Kanın içinde her biri ayrı bir âlem olan, değişik şekil ve büyüklükte elemanlar, aralıksız olarak, PLAZMA denilen sıvı bir ara madde içinde, her noktaya can ve canlılık nakliyatında, hayat boyu, durmaksızın akıp gitmektedir. Bütün bu faaliyetlerin kolaylıkla yaptırılması, kanın şekilli elemanlarının (hizmetkârların), plazma denizinde yüzdürülmesi ile gerçekleşir. Kanın fizyolojisini kısa ve veciz olarak özetleyen Bediüzzaman Hazretleri “Kanın hey’et-i mecmuası ise, iki vazife-i umumiyesi var. Biri bedendeki hüceyratın tahribatını tamir etmek; diğeri hüceyrat enkazlarını toplayıp, bedeni temizlemektir. v.d.” diyerek, kanın hayata hizmetlerini beyan etmektedir.

Hayat suyu olan kan, içindeki alyuvar, akyuvar, trombosit, hormonlar ile organik maddelerden olan albümin, globülin, fibrinojen, ürik asit, kreatin, serbest veya eser halde kolesterol bulunmaktadır. Ayrıca her yetişkin ve sağlıklı insanın kan yapısında, geniş sınırlarda vitaminler bulunmaktadır. Bu miktarlar beslenme türüyle yakından alâkalıdır. Kanda belirli ve hassas miktarlarda bulunan E, B1, B2, B12, C, K vitaminleri, hamilelik durumlarında dikkat çekecek şekilde % 50-70 oranında yükselme durumuna getirilir. Buna karşılık menapoz döneminde düşer. Kanda ayrıca, vücudun iç dengesinde vazifeli olan, iç salgı bezlerinin salgıladığı hormonlar da bulunur. En önemlileri, steroid hormonları (kortizonlar), adrenalin, insülin, tiroksin (tiroid hormonu) ile daha başka hormonlar da bulunmaktadır. Kanın kimyasal yapısında, enzimlerin faaliyeti çok önemlidir. Dokuların ve sindirim sistemi fizyolojisinde aktif vazifeleri bulunduğu gibi, fonksiyonlarının azalması ve kurulan nizamın bozulması, birçok hastalığın durumunu kesin olarak, dile getirirler.

İnsanı hayrette bırakacak başka bir durum ise, birkaç damla kanın içinde, bir biyokimya laboratuvarı ve rafinerisi bulunduğudur. Burada kanın normal fonksiyonları için, her birisinin ayrı vazifeleri bulunan mineraller bulunmaktadır. Tuz şeklinde bulunan bu minerallerin başlıcaları, klorürler, fosfatlar, karbonatlar, potasyum, kalsiyum, demir, çinko, manganez ve daha birçok mikro cisimcikler de, önemli vazifeler için bulunmaktadır.

Kanın son derece önemli ve çok çeşitli fonksiyonları vardır. 

En önemlileri arasında şunları sayabiliriz. “1) Oksijenin, akciğerlerden dokulara ve karbondioksidin dokulardan akciğerlere taşınmasından meydana gelen, solunumla ilgili fonksiyon, 2) Besin maddelerinin (şeker, yağ ve karbonhidratlar), mide bağırsak yolundan, dokulara götürülmesinden ibaret olan, besleyici fonksiyon, 3) Metabolizmanın artık ürünlerinin (üre, ürik asit gibi), organizmadan atılma işleminin geliştiği, dışarı atma fonksiyonu, 4) Dokuların su dengesini, belli bir değerde tutma, 5) Vücut ısısının düzenlenmesi fonksiyonu, 6) Vücudun, yabancı cisimciklerin saldırısı karşısında, ANTİTOKSİNLER ve ANTİKORLAR gibi bazı maddelerle, koruyucu ve düzenleyici fonksiyonlardır. Bunlardan başka kan, hormonları ve enzimleri taşıyarak, vücudun her türlü kontrol ve denge faaliyetlerini, doğrudan doğruya yerine getirir. Kandaki alyuvarların yapısında bulunan HEMOGLOBİN, aynı zamanda kana kırmızı rengini verir. Kan hücrelerinin yapılması için demir, B12 vitamini ve folik aside ihtiyaç vardır.

Kandaki bu ahenkli faaliyet, en küçük ölçülerde organize edilmiştir. Vücudun bütün hücrelerini besleyen kanın, karanlık damarlarda farklı yönlerde bir yerlere koşuşturması ve içindeki vazifeli elemanlardan hiçbiri, birbirine çarpmadan, ama nereye gideceğini bilerek, her birinin ayrı ayrı vazifelerini yapmaları, ancak bir mu’cize san’at olabilir. Burada bizi düşünmeye sevk eden durum ise, bu faaliyetlerin hiçbirinin, bizim irade ve kontrolümüzde olmamasıdır.” 10 Kanda gerçekleşen, hayatî önemdeki iki faaliyeti tefekkür için, gözden geçirmek yerinde olacaktır. “Kan dolaşımının en önemli fonksiyonu olan, besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması, MİKRO SİRKÜLASYON ile gerçekleşir. Küçük arteriyoller (atardamarların en ince dalları), her bir doku alanına giden kan akımını kontrol ederken, dokulardaki lokal faktörler, arteriyollerin çapını kontrol eder. Bu sebeple genellikle her dokunun, kendi ihtiyaçlarına göre kan akımını belirlediği kabul edilmektedir. Kapillerler (kılcal damarlar) geçirgenliği fazla, çok ince yapılardır. Burada, dokular ve kan arasında besin maddelerinin ve hücresel atıkların değişimi görülür.” 11

Hayatın korunması ve kan kaybının önlenmesi yönünde kanda gerçekleşen, başka bir faaliyet de, kandaki pıhtılaşma mekanizmasıdır. “Bir damar zedelendiği ya da yırtıldığında, çeşitli mekanizmalarla damarın kapatılmasıdır. Kan ve dokularda, kan pıhtılaşmasını etkileyen 50’den fazla önemli madde bulunmuştur. Bu maddeler, tehlike sinyali alınca, alarma geçerek aktif hale getirilir. İlk önce protrombin aktivatörü (pıhtılaşmada rol alan cisimcikler) denen bir kompleks meydana gelir. Bundan sonra trombine dönüşür. Trombin, bir enzim görevi yaparak, fibrinojeni fibrin iplikçiklerine çevirir, daha sonra fibrin iplikçikleri, trombositler, kan hücreleri ve plazmayı da içine alarak, pıhtıyı oluşturur.” 12 Böylece, harika bir savunma mekanizması gerçekleşir.

İnsan vücudunda gerçekleşen bu ahenkli faaliyetlerdeki, deveran eden kan cevherinde olduğu gibi “Sani-i Zülcelâl, bütün masnuatını, öyle bir tarzda yapmış ki, ekserisi, hususan zî-hayat kısmı, çok esmâ-i İlâhiyeyi okutturur. Güya her bir masnuuna ayrı ayrı, bir biri üstünde yirmi gömlek giydirmiş, yirmi perdeye sarmış; her gömlekte, her perdede ayrı ayrı esmâsını yazmış.” Varılan harika bir sonuçla “Âlem, güzel ve büyük bir insandır; nasıl ki insan, küçük bir âlemdir.” Bu âlemde durmadan yenilenen bu intizam, akılları aciz bırakan bu fiil ve sanatlar, nasıl failsiz ve ustasız olabilir? Oysa sağlıklı düşünebilen İNSAN KENDİNİ BİLEBİLİRSE, RABB’İNİ BULUR.

SAĞLICAKLA KALIN 

Dipnotlar:

10) İnsanın Sırrı, s. 49.

11) Tıbbî Fizyoloji, s. 181.

12) Age. s. 459.

Okunma Sayısı: 2558
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı