Suriye politikası iflas eden İdlib'te Rusya, Menbiç'te ABD ile hareket eden Türkiye’nin ikili politikasını değerlendiren Uzgel, "Türkiye Fırat’ın doğusu için bir şey yapamayacak, ama Erdoğan iç politikada ABD’yi şikayet edip duracak" diyor

Fırat’ın doğusunda Türkiye manevra şansına sahip değil

EKİN AKYAZ

Suriye'de askeri ve diplomatik trafik yoğunlaşırken Erdoğan yönetiminin Menbiç ve Fırat'ın doğusununa yönelik müdahale açıklamaları hız kesmiyor. Fırat'ın doğusu için ABD ile kriz yaşayan Türkiye, Menbiç'in çevresinde bu ülke ile ortak askeri faaliyetlerde bulunurken, Rusya ile de İdlib'te benzeri bir işbirliği içerisinde. Bir yandan Rusya, diğer yandan ABD ile hakaret eden Ankara'nın ikili politikalarını Prof. Dr. İlhan Uzgel değerlendirdi.

► Suriye politikasındaki çelişkiyi nasıl yorumluyorsunuz?
Türkiye Suriye’de hem Amerika hem Rusya ile hareket ediyor, hareket ettiği alanlar da konular da biraz farklılaşıyor. Aslında dönem dönem ikisini de memnun edecek hamlelerde bulunuyor. Fırat’ın doğusunu ciddi bir sorun olarak görse de yapacak bir şeyi olmadığını biliyor. Türkiye Afrin Celabrus hattı karşılığında Fırat’ın doğusuna dokunmuyor. Türkiye, Amerika Fırat’ın doğusunu alınca, ben de batısını almak isterim dedi. Amerika da buna ses çıkarmadı.

Astana süreci başarı sayılmaz
Rusya da Türkiye’nin Amerika yanına çok yaklaşmasın diye yer yer Türkiye’yi biraz kolluyor. Astana sürecinde, gerilimi azaltma bölgeleri üzerinden ortak hareket ediyor. O da şimdiye kadar çok başarılı işleyen süreç olmadı. Dört tane bölge belirlemişlerdi. Suriye kendi kontrolünü kendisi aldı ve geriye sadece İdlib kaldı. Zaten orası da kimsenin dokunmak istediği bir bölge değildi, bunu Türkiye üstlendi. Bu durumdan Suriye’de Rusya’da Avrupa Birliği de memnun dolayısıyla bu uzlaşı üzerinden hareket ediyor Türkiye.

firat-in-dogusunda-turkiye-manevra-sansina-sahip-degil-521913-1.
Prof. Dr. İlhan Uzgel

► Bu noktada Türkiye’nin ne dediğinin önemi olmayacak mı?
Hiçbir önemi yok, aşağı yukarı o pazarlıklar yapıldı. Türkiye fiiliyatta Fırat’ın doğusu denen bölge için bir şey yapamayacak ama Erdoğan, iç politikada kendi halkına yönelik, ABD’yi şikayet edip duracak, fakat bunun hiçbir yaptırım gücü olmayacak. Karşılığında Afrin’i ve Mare Celabrus hattını Türkiye’ye verdiler, şimdilik burayı tut dediler. Bunlar tamamen iç politikaya yönelik söylemler, fark ettiyseniz PYD Afrin’de savaşmadı. Bu pazarlığı onlar da biliyorlardı. Askeri gücü burada kaybetmeyelim, Fırat’ın doğusu ilgilenelim dediler.

► ABD öncülüğünde bir Kürt devleti kurulması tartışmalarına ne diyorsunuz?
Amerika o konuda kararlı görünüyor. Orada bir devletten çok, Suriye içinde geleceği Suriye rejimiyle yapılacak pazarlığa bağlı olarak, kurulacak bir özerk bölge olacak. Muhtemelen de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) modelini deneyecekler. Yani oradan bir bağımsız devlet çıkmaz ama Suriye de savaş öncesi döneme de dönülemez. Onun ortasında bir yerde buluşacak Suriye rejimi ile Kürtler.

Kürtlerin avantajları dezavantaja da dönüşebilir
Suriye’deki Kürtlerin iki avantajı var ama onlar her an dezavantaja dönüşebilir. Birincisi, Amerikan desteği. Amerikan muhafazakarlarının da var pentagonun da desteği var. Bir de yine bunun uzantısı olarak, Kürtlerin bulunmadığı güney bölgelere PYD’nin çok yayılması meselesi var. Yani petrol bölgelerini kontrol ediyor. ABD desteği sayesinde, çok geniş bir coğrafyayı denetimi altına aldı. Pazarlık masasına oturduklarında bunları gündeme getirecekler, büyük olasılıkla fedaratif bir yapı noktasında anlaşılacak, Suriye rejimi de PYD ile savaşmamış olacak, çünkü bu ABD ile savaşmak olacak. Daha önce ılımlı Müslüman güçlerle rejim savaştığı zaman ABD hiç çekinmeden bölgeyi vurarak, ‘ben çok ciddiyim’ mesajını verdi. PYD ile Suriye arasında bir süredir görüşmeler de bu düzlemde devam ediyor.