MENÜ

Finale kadar kusursuz

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

İspanyollar’ın ‘Örümcek Adam’ derken çok düşündükleri belli. Öyle tek nefeste layık görülmüş bir sıfat değil.

Mehmet Topal kariyerinin olgunluk döneminde hâlâ çok büyük gelişimler gösteren bir zeka. Evet zeka.. Ona dün gece yakıştırılabilecek ilk sıfat da bu; zeka. Kusursuz işleyen bir makinenin beyni gibiydi. Savunmayı yanına alıp orta sahamızı ileri, Hollanda’yı geri itti. İlk 45’te soğukkanlı duran orta sahanın en önemli pas istasyonuydu. Hollanda’nın çok bunaltıcı olmayan ama tehlikeli ataklarında savunmadaki her boşluğu doldurdu. Yerden, havadan. Hollanda yüksek oynadığında kafa toplarını hep o aldı. Böyle bir futbol aklına sahip bir takım için işler kolaylaşıyor.

Olmadı...

Terim’in planı da kusursuza yakındı. Olabilecek en iyi 11’di belki de sahadaki. Gökhan-Caner’le mesafesini kısa tutan Volkan Şen ve Gökhan, Hollanda kanatlarını çaresiz bıraktı. Öyle bir plandı ki sahadaki, Guus Hiddink’ten Prandelli’yi anımsatan hamleler geldi. De Jong-Vijnaldum ikilisinin yerinde 60’tan sonra Afellay ve Sneijder vardı. Bir kanat oyuncusu ve bir 10 numara! Hollanda’nın kalbi bu kadar zayıflamışken hançeri saplamak şarttı. Hakan Çalhanoğlu da doğru hamleydi, yapamadık. Yitirdiğimiz soğukkanlılığımız Hollanda’ya bir şans golü hediye etti. Amsterdam’dan 3 puan ve yeni bir diriliş öyküsüyle dönecektik. Olmadı. Finali yine oynayamadık.

Kaybettiğimiz çok sarsmaz belki ama kazandığımız büyük olacaktı.

YORUM YAZ