FETÖ’yü ilk O fark etmişti

A -
A +
Bundan tam 4 yıl önce Enver Ağabey'imiz şubat ayında aramızdan ayrıldı. Vefatının dördüncü yılında onu çok özlediğimizi belirtmeliyim. Ben şahsen onu geç tanıyıp erken kaybedenlerdenim. Kendilerini 1999 yılında tanıdım. 13 yıllık bir yol arkadaşlığı yaptık. Hayatımda beni en çok etkileyen ve âdeta yaşam biçimimi tekrar-tekrar gözden geçirmeme sebep olan bir ağabey. Sürekli olarak kendisinden bir şeyler öğrenmek için didindim.
Enver abi; Allah’a, Peygambere, ülkesine ve hocasına âşıktı. Arkadaşlarına; dostlarına, insanlara Allah’ın emir ve yasaklarına riayet ve onun kullarına hizmeti emreden âyet-i kerimeyi hatırlatmak için enerjisini, parasını, pulunu, zamanını ve hayatını ortaya koyan iyi bir insan ve iyi bir Müslümandı. Bu ülkenin millî ve manevî değerlerini yaşatmak; İslam inancını ve peygamber sevgisini yaymak için hayatını ortaya koymuştu. Kurduğu eserler bugünde aynı misyonu taşıyor ve aynı amaca hizmet ediyor.
              ***
Kendisine çay getiren mesai arkadaşına “Teşekkür ederim abi” diyecek kadar tevazu sahibi bir insandı. Yumuşak huylu, cömert ve kucaklayıcıydı. Ülkemizde Müslümanların ilk medya gücünü o kurdu. Bugün muhafazakâr medyada varlık gösterenlerin birçoğu onun kurduğu Türkiye gazetesi-TGRT ve İHA’dan geçmiştir.
              ***
O çevresine huzur ve mutluluk veren; pozitif enerji saçan bir şahsiyetti. Kendi kurumunda çalışanları en yakın arkadaşları olarak gören bir patrondu. O müthiş bir insan sevgisi ile doluydu. O bizler için mükemmel bir rol modeldi. Birisi için kötü bir şey söylediğine; birisine ses tonunu yükselttiğine şahit olmadım. Başkası adına kelam etmek istemem ama çocuklarım; eşim ve ben onu öz babamız gibi gördük ve sevdik. 
              ***
İmanını, inancını ve ülkesinin-milletinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutan milliyetçi-mukaddesatçı bir yaklaşımı vardı. Ülkemizin geleceğine ilişkin kaygıları hep oldu. 2002 yılında AK Parti’nin iktidara gelmesi ve sonrasında yapılanlar onu çok mutlu etmiş ve umutlandırmıştı. Hareketin lideri Tayyip Erdoğan’ın sağlam ve ihlaslı bir Müslüman olduğunu, dinimize-diyanetimize ve millete iyi hizmet ettiğini kendisinin bütün namazlarında ona başarısı ve sağlığı için dua ettiğini söylüyordu. Tayyip Beyi milletin yıllardır çektiği çilelerin ve ettiği duaların bir yansıması olarak görüyordu.
              ***
Ona göre ülkenin geleceği için tek tehlike FETÖ’ydü. İddia ediyorum; ülkemizde Fetullah Gülen’in gerçek yüzünü-gerçek niyetlerini ve hedeflerini ilk fark eden ve bu konuda ilgilileri uyaran kişi Enver Bey’dir. AK Parti’nin güçlenmesi ile beraber FETÖ’cülerin AK Parti’yi, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın etrafını sarmaları onu ciddi anlamda tedirgin etmiştir. 2002 yılında Türkiye gazetesinde çalışmaya başladığımda; grubun tüm çalışanlarının ve yöneticilerinin Zaman-STV-Cihan gibi yayın kuruluşları ile FETÖ’ye karşı çok mesafeli ve muhalif olduklarını fark ettim. Oysa görünürde ikisi de muhafazakâr medya grubuydu. Vakit-Akit-Yeni Şafak-Kanal 7 gruplarına karşı iyi ve samimi ama FETÖ grubuna soğuk bir duruş vardı. Bu şaşkınlığımı ikinci görüşmemizde Enver abi ile paylaştım âdeta bu günleri gören cevaplar aldım. Şunları söylemişti bana:
“Bu yapıyı kuran kişi ve etrafındaki çekirdek kadronun gerçekte dinle-imanla-diyanetle bir ilgileri yok. Bunlar yerli ve millî değiller. Bu yapıyı güçlü yabancı servisler kurdu, büyüttü. Bunların amacı Türkiye ve İslam’a hizmet değil. O yabancı servisler ne isterse bunlar onu yaparlar. Bunlar mükemmel takiye yapıyorlar. 28 Şubat’ı bunlar ve bunları kuran servisler yaptırdı. Bunlar yargıyı, emniyeti ve istihbaratı ele geçirdiler. Kuruldukları günden itibaren hep bizi taklit edip batırmaya çalıştılar. Biz yayın grubunu TGRT ve İHA ile takviye ettik, onlar STV ve CİHAN’ı kurdu. Biz İhlas Finans'ı kurduk onlar hemen Asya Finans’ı kurdular. Biz Kuzuluk Kaplıcalarını açtık onlar Asya Termal'i kurdular. İhlas Finans’ın batırılmasında ve İhlas grubunun 28 Şubat’ta hedef tahtasına konmasında parmakları var. Korkum odur ki; bunlar din-iman-hayır hasenat takiyesi ile herkesi kandırıp devleti ele geçirecekler. Bunlar cemaat filan değil. Bunlar örgüt hem de yabancı. Tayyip Bey bunların gerçek yüzünü fark ederse bunları durdurur. İnşallah geç kalınmaz. Sayın Başbakan ve sayın cumhurbaşkanının çok yakınına bunlardan kimsenin alınmaması lazım...”
              ***
Kendileri bunları söylediğinde çok şaşırmıştım. Başbakan ve Cumhurbaşkanının güvenliği konusunda duyduğu kaygıları abartılı bulmuştum. Enver abinin bu yapı ile ilgili görüşlerini paylaştığım değerli bir büyüğüm beni dinlemiş ve tebessüm ederek “Herhâlde cemaat kıskançlığı” demişti. Ayrıca yargı-polis ve istihbarattaki mevcut güçlerinden dolayı bunların her an İhlas grubuna büyük zararlar verebileceğinden de çekiniyordu. Buna rağmen ben o grubun medya temsilcileri ile görüştüm. Gidip-geldim. Ama onlar hep mesafeli durdular. FETÖ elebaşının Mavi Marmara ile ilgili açıklamasına kadar Enver abinin ne demek istediğini anlamamıştım. Ne zaman ki 17-25 Aralık darbe girişimini yaptılar, ne zaman MİT tırlarını durdurdular o zaman Enver abinin söylediği her sözün ne anlam ifade ettiğini anladık. Hele hele o medya temsilcileri bizimle arkadaşlık yaparken 4 yıl boyunca FETÖ örgütünün telefonumu dinlediğini öğrendiğimde bu yapının takiyede geldiği seviyeyi fark ettim. Yargıya başvurdum, dava henüz sonuçlanmadı. Enver abinin söylediği şey kıskançlık değil gerçek bir kaygıymış meğer. “Tayyip bey fark ederse engeller” tespiti de doğru çıktı.
Kendisini hasretle ve hürmetle yâd ediyorum. Allahü teâlâdan rahmet diliyorum.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.