FETÖ ile Mücadele Edenler Hedefte, Gerçek Fethullahçılar Serbest!

Çağlar Ezikoğlu

Ömer Faruk Kavurmacı… İşadamı… Özellikle tekstil sektöründe faaliyet gösteren Aydınlı Grup’un Yönetim Kurulu Başkanıydı… Fethullah Gülen Cemaati’ne yakınlığıyla bilinen TUSKON’un Yönetim Kurulu’nda yer almıştı… Mart 2014’de yapılan TUSKON Genel Kurulu’nda Genel Başkan Rıza Nur Meral’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ithafen; “Yakın gelecekte kimlerin inlerde yaşadığını, kimlerin saklanacak in arayacağını, kimlerin müsvedde kimlerin asıl olduğunu herkes görecektir'' sözlerini ayakta alkışlayanlardan birisi de Ömer Faruk Kavurmacı’ydı… 15 Temmuz Darbe girişiminden sonra Yenikapı mitinginde ''idam isteriz’ diye bağıranlar arasında yine Ömer Faruk Kavurmacı olacaktı… Fakat bu takiye çok uzun sürmeyecek ve darbe soruşturmalarının TUSKON ayağında Ömer Faruk Kavurmacı hakkında da yakalama ve gözaltı kararı çıkacaktı… Evinde yapılan aramalarda Fethullah Gülen’in bir sözünün yer aldığı plaket bulunmuştu… Bahse konu iddianamedeki gizli tanık Berat, 15 Temmuz darbe girişiminden bir hafta kadar önce şirketin kurucusu Mustafa Şevki Kavurmacı’nın oğlu Ömer Faruk Kavurmacı ile birlikte Sefaköy Cennet’te Koru Florya’daki dairelerinden bavullarını toplayarak ayrıldıklarını söylemişti… Ailenin diğer ferdi ağabey Ahmed Said Kavurmacı ise ABD’ye kaçmıştı… Delillerin varlığı ve niteliği bu kadar açıkken ve Ömer Faruk Kavurmacı hakkında örgüt üyeliği suçlamasıyla 15 yıl hapis cezası istenmişken, Kavurmacı bugün serbest ve aramızda… İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı olan Fethullahçı Kavurmacı muayene dahi olmadan aldığı uyduruk doktor raporunu göstererek sağlık sorunları sebebiyle tahliye edildi… 4 gündür ise yatla Yunanistan’a kaçtığına dair iddialar söz konusu …

Serdar Seyitoğlu … Ünlü Baklavacı… Gaziantepli Habeş Seyitoğlu Baklava şirketinin ortağı ve genel müdürü… Kendisi hakkında 15 Temmuz darbesinden sonra açılan soruşturma ve yazılan iddianamede; şüphelinin terör örgütüne finansman sağlamak amacıyla himmet adı altında örgüt için iş adamlarından para topladığı, toplanan paraları örgüte aktardığı ve toplanan paraların büyük rakamlara ulaşması nedeniyle de örgüt elebaşısı Fetullah Gülen tarafından ödüllendirildiği; Gülen'in şüpheliye ödül olarak da plaket, namaz takkesi, seccade ve tesbih gönderdiği anlatıldı… Serdar Seyitoğlu'nun "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ile "Terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapsi isteniyordu… Bugün kendisi serbest ve aramızda… Kendisinin evinde ve işyerinde yapılan araştırmalarda Gülen tarafından ödül olarak verilen seccadeler ve tespihler dahi tespit edilip kayda düşülmesine ve şirket hareketlerinde Fethullahçı örgütün menfaatine yönelik yapılan işlemler bu denli açıkken, mahkeme tarafından ''suç vasfının değişme ihtimali’ gerekçe gösterilerek tahliye edildi…

Yavuz Düz … Öğretmen… Gülen'in kurduğu Uluslararası Yöneticiler Derneği'nin (YÖNETDER) imamı olduğu belirlenen Düz'ün, derneğe sadece FETÖ üyesi ya da yandaşı bürokratları üye yaptığı, ABD'ye giriş çıkış yaptığı, ABD'deki birçok FETÖ kuruluşuna yüklü miktarlarda para gönderdiği, ByLock kullandığı belirlendi… Bugün serbest ve aramızda… Hakkında bu kadar delil olmasına rağmen mahkeme tarafından tahliye edildi… Tahliye olduktan sonra da, "2-3 sene sonra yeniden başınıza geleceğiz" diyerek tehditler savurdu…

Mustafa Armağan… Tescilli FETÖ’cü… Son günlerde ortaya çıkan Atatürk’e hakaret furyasının başrollerinden birisi… AKP iktidarının FETÖ ile mücadelede milat olarak ele aldığı 17-25 Aralık tarihinden sonra Cemaat ile yakın ilişkilerine devam etmiş… Bugün serbest ve aramızda… Bırakın aramızda olmayı, kendisine Fethullahçı örgütle olan bağından ötürü açılmış herhangi bir soruşturma bile yok…

Fethullah Gülen Cemaati’nin dizinin dibinden ayrılmayan siyasetçiler, onunla fotoğraf çektirmeden önce başlarını kapatan milletvekilleri,  Bylokçu olduğu her ortamda dillendirilen vekil ve bakanlar, yönettikleri şehirlerin arsalarını bir bir Cemaat’in kurum ve kuruluşlarına peşkeş çeken belediye başkanları, darbenin siyasi ayağında olduğu iddia edilen bütün isimler de serbest ve aramızda… Ve tabi bunlar hakkında da açılmış ne bir soruşturma var ne de başka bir inceleme…

Gökmen Ulu… Marmaris’li genç bir muhabir ve gazeteci… Yıllarca Ege TV Haber Merkezi’nde çalıştıktan sonra 2008’de Marmaris TV’nin kuruculuğu ve devamında genel yayın yönetmenliğini yapmıştı… Sonra ünlü gazeteci ve yazar Uğur Dündar’ın iş teklifi ile önce Artı 1 Tv’ye sonra Sözcü Gazetesi’ne transfer oldu… Sıkı bir Atatürkçü… Fethullahçıların Ergenekon Kumpaslarını her fırsatta kıyasıya eleştiren bir yurtsever, ilerici… Örneğin bugün her AKP’linin istisnasız FETÖ’cü veya vatan haini gördüğü Can Dündar’ı şöyle eleştirmişti; “Can Dündar, işini kaybetmesiyle birlikte Türkiye’de basın özgürlüğünün olmadığını ve gazetecilerin işsiz kaldığını daha çok gündeme getirmeye başladı. “Ayşenur Arslan, Uğur Dündar, Yılmaz Özdil pek çok önemli, değerli gazeteci, ustalar ne için mücadele ediyorlar? Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu hapse atıldılar, bedel ödediler. Gazetecilik yargılandı orada. Nedim Şener, bedel ödettirildi. Onlar ne için yattılar hapiste? Mustafa Balbay niçin içerde? Tuncay Özkan niçin içerde? 62 gazeteci niçin tutuklu?''[1] 

Dün yani 19 Mayıs’ta Gökmen’i, Atatürkçü kimliği ile bilinen muhalif Sözcü Gazetesi’ne yapılan operasyon sebebiyle “FETÖ’ye üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek'' gibi absürt bir suçlamayla gözaltına aldılar. En önemli delil ise, Gökmen’in çalıştığı Marmaris’te Erdoğan’ın kaldığı villayı bulup haberleştirmesi. Buna göre darbeciler bu haber ile birlikte Erdoğan’ın yerini tespit etmişlerdi. Fakat darbe sonrası yayınlanan bütün iddianamelerde böyle bir bilginin kırıntısına bile rastlanmamıştı. Marmaris’te bölge civarında ikamet eden turistler bile Erdoğan’ın ikamet ettiği yeri biliyordu. Üstelik Erdoğan’ın gece yarısı CNN Türk’e çıkmadan önce bölgedeki yerel gazetecilere vermiş olduğu ''halkı meydanlara çağırıyorum’ mesajını yayınlayan gazetecilerden birisiydi Gökmen Ulu. Ve Anadolu Ajansı’nın ''görüntü kalitesi kötü’ diye yayınlamadığı, diğer yandaş televizyonların yayınlamaktan çekindiği o mesajı Sözcü Gazetesi’nde haber olarak yayınlayan da Gökmen Ulu’ydu.

Sözcü’ye yapılan operasyonun sebebi nedir, faili kimdir bilmiyorum. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni’nin dediği gibi kripto FETÖ’cüler olabilir, siyasi iktidarın muhalefeti sindirme noktasında Atatürkçü veya ulusalcı kimliğiyle tanınan isimlere yönelik hamlelere başlaması olabilir, veyahutta kumar masasında yakalanan bir siyasinin oğlunun haberleştirilmiş olmasından dolayı basit bir intikam da olabilir. İhtimal çok, lakin bildiğim ve iddia ettiğim tek bir gerçek var. Yukarıda saydığım gerçek Fethullahçılar serbest ve aramızda iken, darbenin siyasi ayağı inatla kamuoyundan saklanıyorken, Sözcü Gazetesi’ne üstelik 19 Mayıs tarihinde bu operasyonu çeken ve bu operasyonu destekleyen herkes, en tepeden en tabandakine kadar herkes, açık ve net bir şekilde Fethullahçıdır, Fethullahçıdır, Fethullahçıdır!...

Aberystwyth Üniversitesi, Uluslararası Siyaset Departmanı, Araştırma Görevlisi ve Doktora Adayı

[1]