Press freedom is about legitimate public scrutiny – not invasion of privacy or defamation.
— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) July 9, 2020
My response to the International Press Institute's latest allegation: pic.twitter.com/EYzEIjHjuM
Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), salı günü yaptığı bir paylaşımda Cumhuriyet gazetesine açtığım davayı çarpıtarak, bu davanın Türkiye'de medyaya yapılan sözde baskının bir parçası olduğunu öne sürmüştür. Bu iddiayı kategorik olarak reddediyorum. IPI, anlattığı hikâyede aşağıdaki hususları işine geldiği gibi gözardı etmiştir. Cumhuriyet gazetesi, 14 Nisan tarihinde eşim ve dört çocuğumla birlikte oturduğum evin fotoğraflarını yayımlamış, ikâmet adresimizi afişe ederek hayatlarımızı tehlikeye atmıştır. Kamu görevlilerine yönelik meşru incelemelerin önemine inanan biri olmama rağmen, söz konusu haber, yalnızca gerçekleri çarpıtmakla kalmamış, aynı zamanda bireylerin şerefini, itibarını ve özel hayatını koruyan kanunlarımızı ihlal etmiştir. Dolayısıyla, Türkiye'de tüm vatandaşların yapabileceği üzere, Cumhuriyet gazetesine bir tazminat davası açtım. Hak ve hürriyetlerime yönelik bu tür müdahalelere karşı kendimi sonuna kadar koruyacağım. Bu müdahaleler, ironik biçimde, basın özgürlüğü kisvesi altında yapılmaktadır. Basın özgürlüğü, özel hayatın ihlali veya itibarsızlaştırma değil, kamu adına meşru inceleme yapılmasıyla ilgilidir."