20 Eylül 2021

Fahiş fiyat artışlarının sebebi ne?

Haksız fiyat değerlendirme kurulundaki sektör temsilcileri neden sessiz?

Günlerdir hangi TV kanalını açsanız haber bültenlerindeki ana konularının başında fahiş fiyatlar geliyor. Pek çok haberci marketlerin gıda reyonlarındaki fiyatların aşırı arttığını gösteren haberlere imza atarken, vatandaşın şikâyeti artıyor, marketlerdeki fiyatlar el yakıyor.

Anlıyorum, pandemi koşullarında üretimde sıkıntılar yaşandı, girdi maliyetlerinde artış oldu, tedarik zincirinde aksamalar oluştu ki bu bize özgü de değil, tüm dünyada böyle. Her türlü mal ve hizmet piyasasında artış var. Bu nedenle de enflasyon artıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gıda fiyatlarındaki fahiş fiyat artışın mercek altına alındığını ve bununla sert bir şekilde mücadele edileceğini açıkladı. Ardından Ticaret Bakanı Mehmet Muş, fahiş fiyat artışlarına sebep olan marketlere bu manada savaş açtığını, bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakmayacağını açıklayarak marketlere denetim elemanları göndermeye başladı.

Hükûmet tarafı böyle adımlar atarken, muhalefete mensup milletvekilleri de halkı perişan eden gıda fiyatlarındaki artışı kaynağında tespit etmek amacıyla, pazar yerlerini ve market reyonlarını incelemeye başladılar. Hatta çiftçinin tarladaki üretiminden nihai tüketiciye ulaşana dek geçen zinciri inceleyip başta çiftçi olmak üzere tüm kesimlerle görüşerek fiyat artışlarının nedenlerini araştırmaya başladı.

Fahiş şekilde artan fiyatlar mı, maliyetler mi?

 

İktidar, enflasyonun yükselmesinin ve hayat pahalılığının ana kaynağının fahiş fiyat artışı olduğunu, bunun suni bir artış olduğunu, denetimlerle bunlarla mücadele edeceğini belirtirken; muhalefet ise denetimlerin anlamsız olduğunu, aslolarak girdi maliyetlerindeki artışların fiyatları yükselttiğini savunuyor. Muhalefete göre, çiftçinin elindeki ürünler ucuza kapatılıyor ve bu işten esas parayı tedarikçiler ve zincir marketler kazanıyor. Hem iktidar, hem muhalefet fahiş bir fiyat artışının varlığında mutabık. Ayrıldıkları nokta bu artışların sebebi.

Eleştirilerin odağındaki marketlerden BİM bir açıklama yaparak Hükûmete sert eleştiriler yöneltti. BİM, raflarda yerini alan ürünlerin fiyatlarında fahiş fiyat olmadığını, maliyetlerinin yükseldiğini, Bakanlığın hem açıklamasına hem de Bakanlığın denetimine tepki gösteren açıklamalarda bulundu. 

Fiyat artışlarının geldiği nokta artık maliyetler falan açıklanamaz duruma geldi

 

Kanımca fiyat artışlarının temelinde pandeminin yol açtığı yüksek girdi maliyetleri, yüksek talep ve tedarik zincirindeki aksaklıklar var. Ancak fiyat artışlarının fahiş düzeye gelmesinin altında ise gerçekten kimi satıcıların fırsatçılığı var. Elbette örneğin, çiftçinin kullandığı girdilerdeki maliyet artışları yadsınamaz. Gübre fiyatlarındaki, yem fiyatlarındaki artışlar karşısında çiftçi ne yapsın? Mecburen o da satış fiyatını artırıyor ki bu fahiş fiyat tablosunun en masumu sanırım çiftçiler, üreticiler. Onlar maliyet artışlarının çoğu zaman bir kısmını ancak yansıtabiliyorken fiyatlara, aracılar ve zincir marketler kendi karlarını katlayarak fiyat belirleyebiliyor. Ama şurası da açık ki bu fiyat artışlarının geldiği nokta da artık maliyetler falan açıklanamaz duruma geldi.  

Bu nedenle, Ticaret Bakanı Muş’un duyurduğu denetimler anlamlı hale geliyor.. Hatta bu denetimlerde fahiş fiyat uyguladığı tespit edilen firmalar varsa, teşhir edilmesi gerekir. Tabii denetimlerde keyfilik, hukuksuz uygulamalar olmaması kaydıyla.

Hemen söyleyeyim, kimi çevrelerce dile getirilen bu denetimlerin hukuki dayanaktan yoksun olduğu iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Evet, malın fiyatını arz ile talep belirler. Evet, Türkiye ekonomisi serbest piyasa ekonomisidir ama serbest piyasa ekonomisi başıboşluk değildir, keyfi bir şekilde fırsatçılık yapmak hiç değildir. Kurallı ve düzenli bir serbest piyasanın işleyişidir aslolan. Bunun için de kamu otoritelerinin piyasalar üzerinde denetimi ve gözetimi şarttır, büyük öneme sahiptir. İşte kamuya düşen bu denetim ve gözetim faaliyetleri de kanunlarla, kurumlarla yapılır.

 

Yapılan denetimlerin hukuki dayanağı nedir?

 

Bu noktada, pek bilinmediği ve kamuoyunun bu konuda bilgi eksikliği içinde olduğu için, bu fiyat denetimlerinin hukuki çerçevesini anlatmak isterim biraz. 

Covid-19 salgın süreciyle birlikte, özellikle gıda maddeleri ile maske, kolonya ve dezenfektan gibi ürünlere olan talebin yoğun bir şekilde artmasını fırsat bilen az sayıdaki bazı kötü niyetli satıcılar bu ürünlerin fiyatlarını fahiş oranlarda yükseltmişlerdi. 

İktidar da, bu insaf ve ticari ahlak yoksunu kesimin önünü kesmek için haksız fiyat artışları ile stokçuluk faaliyetlerinin engellenmesi, ülke ekonomisinin ve tüketicilerin korunması ile oluşan mağduriyetlerin önüne geçilmesi amaçlarıyla yasal düzenleme yaptı. Nisan 2020 tarihli 7244 sayılı Kanunla 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanuna madde ekleyerek “Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu”nun kuruluşuna ve haksız fiyat artışları ile stokçuluk faaliyetlerinin engellenmesine ilişkin düzenlemeler yapıldı. Daha sonra da Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulunun oluşumu, görevleri, çalışma usul ve esaslarını düzenleyen ‘Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği’ Ticaret Bakanlığı tarafından düzenlenerek 28/05/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konuldu.

Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulunun görevleri ise; üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamaları ile ilgili denetim ve incelemeler yapmak veya Ticaret İl Müdürlükleri aracılığıyla yaptırmak, denetim ve incelemeler sonucunda idari para cezası uygulamak ve her türlü tedbiri almak şeklinde düzenlenmiştir. Kurul; fahiş fiyat artışı yapanlara 10.000 Türk lirasından 100.000 Türk lirasına kadar, stokçuluk yapan üretici, tedarikçi ve perakende işletmelere ise 50.000 Türk lirasından 500.000 Türk lirasına kadar idari para cezası uygulayabiliyor. 

Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, İç Ticaret Genel Müdürü (başkan) Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü, Esnaf, Sanatkârlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürü, Adalet Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından görevlendirilen birer Genel Müdür, İlgili İç Ticaret Genel Müdür Yardımcısı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu tarafından görevlendirilen birer üye, üretici ve tüketici örgütleri ile perakende sektörünü temsilen birer üye olmak üzere on üç üyeden oluşuyor.

Görüleceği üzere denetimlerin kanuni dayanağı var ve bunun için de oldukça geniş tabanlı, kamu-özel katılımlı bir yapı oluşturulmuş: Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu. Ancak ben bu fahiş fiyat denetimlerine ilişkin 2 hususa dikkat çekmek istiyorum.

Bunlardan birincisi, bu denetim sonucunda Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulunca verilecek cezalar hukuki açıdan nerede duruyor?  Zira fahiş fiyat artışının ne anlama geldiği ve fiyat artışlarının ne zaman fahiş nitelikte olacağı ilgili mevzuatta açık bir şekilde belirlenmemiş olduğundan fahiş fiyat artışına ilişkin olarak uygulanan cezalar, uygulamada tartışmalara yol açabilmektedir.

Haksız fiyat değerlendirme kurulundaki sektör temsilcileri neden sessiz?

 

Fahiş fiyat denetimlerine ilişkin ikinci ve asıl önemli husus ise Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulunun sessizliğidir kanımca. Bakınız yukarıda açıkladığım üzere Kurul çok geniş tabanlı ve kamu-özel sektör temsilcilerinden oluşuyor. Hadi diyelim kamu görevlilerini geçtim, içinde TOBB’dan, TESK’den, üretici ve tüketici örgütleri ile perakende sektörünü temsilen üyeler var. Peki bu üyeler ne düşünüyor bu fiyat artışları hakkında? Bu üyeler ne diyor bu denetimlere? Denetimler haklı mı, haksız mı? Neden sesiniz çıkmıyor.

Hükûmet fiyat artışlarına ilişkin olarak kendince bir teşhis koymuş ve tedavi etmeye çalışıyor. Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulundaki TOBB, TESK, üretici ve tüketici örgütleri ile perakende sektörünü temsilcilerine sesleniyorum; eğer hükûmetin ortaya koyduğu teşhis ve tedavi doğruysa çıkın açıklayın ve bu denetimlere destek verin. Biz de bilelim ki bu fiyat artışları fahiş ve arkasında fırsatçı, ticari ahlak yoksunu bir grup var. 

Yok, hükûmetin fiyat artışlarına ilişkin teşhisine ve tedavi yönetimine katılmıyorsanız yine çıkın ve neden karşı olduğunuzu, fiyat artışlarının sebeplerini ve çözüm önerinizi bu milletle paylaşın. Neden o kuruldasınız, bunları açıklamak için değil mi? 

Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulunun değerli üyeleri, lütfen bu yazımı fırsat bilin ve çıkın bu fahiş fiyat denetimleri ilgili doğruları ve fiyat artışlarına karşın sonuç getirecek hususları bizimle paylaşın. Emin olun buna çok ihtiyacı var vatandaşın, çünkü bu koşullarda geçinmek her geçen gün zorlaşıyor.

 


Prof.Dr. Aydın Ayaydın

Rekabet Kurumu Kurucu Başkanı

Yazarın Diğer Yazıları

Enerji fiyatlarının dünyada önlenemeyen yükselişi

Enerji alanında yine bir olağanüstü dönem yaşıyoruz. Ekonomilerin açılmasıyla ve dünya ekonomisinin toparlanmaya başlaması ile birlikte bu kez de enerji talebi çok ciddi seviyede arttı ama enerji arzının bu talebin çok gerisinde kaldığı/kalacağı düşünüldüğü için bu kez enerji fiyatları tarihi zirvelere yelken açtı.

Hintli ev hanımı Manya Chopra neden İngiltere’de Trendyol E-Commerce Ltd kurdu | Trendyol'un 'cevap ve düzeltme' metni

Bu şirket AliBaba'nın talimatı ile mi kuruldu. Dikkat çekmemek için Alibaba yerine Hintli bir ev hanımın ismi mi kullanıldı? İngiltere’de ilerde bir Trendyol ismi ile ticari manada bir operasyonu mu olacak. Sonradan gerçek sahipleri ortaya çıkacak.

ABD ve Avrupa’ya giremeyen Çinli Alibaba, Trendyol üzerinden bu ülkelere hızlı adımlarla koşuyor

Belli ki Çin’li AliBaba Trendyol ile Türkiye pazarına girerken bir B planı vardı. AliBaba’nın B planı, çok arzu etmelerine rağmen bir türlü giremediği başta ABD ve AB piyasasına, Çinli AliBaba olduklarını gizleyerek bir Türk şirketi algısı ile Trendyol üzerinden bu ülkelere girme hedefi olduğu anlaşılıyor.