23 Ocak 2021 23:15

Evine saldırılan mülteci: "Saldırıya uğradık, üzerine bir de iftira atılıyor"

İzmir Bayraklı Nafiz Gürman Mahallesi’nde geçtiğimiz cumartesi günü aile dostları Hişam Yusuf’un evinde ırkçı saldırıya uğrayan Muhammed Savaş taburcu edildi.

Hişam Yusuf|Fotoğraf: Evrensel

Reklam

Emine UYAR
İzmir

İzmir Bayraklı Nafiz Gürman Mahallesi’nde geçtiğimiz cumartesi günü aile dostları Hişam Yusuf’un evinde saldırıya uğrayan ve Ayrancılar Özel Medifema Hastanesi yoğun bakım servisine kaldırılan Muhammed Savaş dün taburcu edildi.

Geçtiğimiz cumartesi günü yaşanan olayda, Hişam Yusuf ile eşi arasında çıkan tartışma üzerine, kavgayı yatıştırmak için annesi ile birlikte Yusuf’un evine giden Muhammed Savaş, gürültü yaptıkları iddiasıyla üst katta oturan komşuların ve olay yerine toplanan 20 kişilik bir grubun saldırısına uğramış ağır yaralı bir şekilde ambulansla Çiğli Devlet Hastanesine kaldırılmış oradan da Ayrancılar’a sevk edilmişti. 

1992 Halep doğumlu Hişam Yusuf, o günden sonra bir daha evine gidemediğini kendisinin başka bir evde, eşinin ve 3 çocuğunun ise başka bir evde kaldığını anlattı.

"GÜNLERDİR EVİME GİREMİYORUM"

İnşaatlarda elektrik işi yapan Hişam Yusuf’la kaldığı başka bir Suriyeli ailenin evinde görüştük. Bir önceki akşam işi olmadığı, borcu çoğaldığı için eşi ile tartıştığını, karşılıklı bağrışma olduğunu anlatan Hişam, “Polisler geldi. Ne oldu diye sordular, sen hanımını dövmüşsün dediler. Dövmedim dedim. Çocuklar da burada hanım da burada öyle bir şey yok dedim. Polisler gitti. Ertesi gün de sürdü kavga. İstanbul’a gideceğini söyledi eşim. Ben de Muhammed’in annesini aradım, konuşun gitmesin dedim.

Ben onlar yalnız konuşsun diye Muhammed’in babası ile onların evine geçtim. Çocuklar geldi, sizin eve saldırdılar dedi. Hemen koştum eve, 20-30 kişi vardı. Muhammed’in ağzı burnu kanlar içinde. İlk olarak üst katta oturanlar inmiş, karı koca iki oğlu, kızı, enişteleri. İzin almadan bahçeye girmişler. Bahçeden çıkardık Muhammed’in babası ile birlikte. Yukarıya çıktılar balkondan sandalye, masa attılar aşağıya. Muhammed’in kafasına saksı attılar. Kafasına saksı gelince yere düştü Muhammed. Öldü diye korktuk. Baktım herkes kaçtı. Çektik zar zor kapıyı kapattık. Polisler geldi. Ambulans geldi. Bana küfrettiler, tehdit ettiler. Muhammet’in babasını hastanenin içinde tehdit ettiler” dedi.

"BİR DE İFTİRA ATIYORLAR"

Olayla ilgili yapılan açıklamalara ve çıkan haberlere tepki gösteren Hişam, “Onlar kendi evlerinde yatıyorlar, ben evimde kalamıyorum. İftira atıyorlar. Benim çocuklarım soğukta oturuyor. Ev bakıyorum, bulamıyorum. Ev kiraları yüksek. Çocuğum hasta, yanlarına gidemiyorum. Eşyamı nasıl çıkaracağım onu düşünüyorum” dedi. Olaya ilişkin videolar olmasa kimse sesini çıkarmayacaktı diye ekledi.

Muhammed’in ağabeyi Veli Savaş mahallede esnaflık yapıyor. Dükkanında görüştüğümüz Savaş, Hişam’ın üst komşusu Nuran Arslan’ın ifadelerine dayandırılarak yapılan haberlere ilişkin olarak, “Benim kardeşim 3 kişiyi yaraladı ise niye şimdi kendisi yoğun bakımda? Kafatası çatlak. Elinde, ayağında kırıklar var. Kendi kardeşimi tanıyamadım o halde görünce” dedi. Savaş, “Yanında iki kadınla kardeşimin olduğu eve izinsiz bir şekilde girdiler. Anneme de vurdular. Çocuğunu kurtarmaya çalışırken. Kendi aralarında karı-koca tartışırken olan bir şey. Her aile bu dönemde gergin ve sıkıntıda. Kadının kocasının çağırması ile gitti annem, ‘Sen bize gel babam seninle konuşsun biz de eşinle konuşalım’ dedi. Biz yıllardır onlarla aile dostuyuz. Kadınla konuşuyorlar tartışıyorlar. Ses tonu yükselmiş kadının aşağıya inmişler” diyerek anlattı yaşananları.

Bunların üzerine bir de iftira atıldığını dile getiren Savaş, “Kumar oynatan insan inşaatta amelelik mi yapar” diye sordu. Tek derdinin ve üzüntüsünün kardeşinin o hale getirilmesi olduğunu ifade eden Savaş, “Sokakta yaşayan hayvan şiddete uğrasa tepki gösterir, kurtarmaya çalışırsın. Benim kardeşim ölüm tehlikesi oluncaya kadar dövüldü.

Fatma Savaş

"İLK DEFA GÖRDÜKLERİ İNSANI ÖLDÜRESİYE DÖVDÜLER"

Benim kardeşim size ne yaptı? İlk defa görüyor sizi. Siz de benim kardeşimi ilk defa görüyorsunuz” diyerek tepkisini dile getirdi. Dokuz yıldır Türkiye’de yaşadığını ve arkadaşlarının, çevresinin olduğunu dile getiren Savaş, “Benim tek istediğim kardeşimin hakkı. Bu sadece Suriyelilere yönelik bir mesele de değil, onun yerinde başka bir ülkeden birisi de olabilirdi. Bir Türk de olabilirdi” dedi.

Karakola ifade vermeye gittiklerinde de arkadaşlarının sanki suçlu gibi sorguya çekildiğini anlattı.

Muhammed’in annesi Fatma Savaş da, yoğun bakımda olduğu için oğlunu göremediğini, telefonla konuşamadığını, bir haber alamadığını söyledi. “Muhammed’in hakkını istiyorum. Durumu nasıl, nesi var bilmiyoruz. Kendileri gelip vurdular. Suçu ne ki öldüresiye vurdular. Biz de insanız. Bu adamla karısının arasında kavga olmuş, sakinleştirmeye gittik. Bunu da söyledik, neden bu kadar vurdular? Neden polisi çağırmadılar? İfadeleri alınıp serbest bırakıldılar” dedi.

Mahallede kendine ait berber dükkanında çalışırken görüştüğümüz Mahalle Muhtarı Hüseyin Doğan, yaşanan olayın ardından pek çok yerden arandığını ancak herhangi bir gazeteye demeç vermediğini belirtti. Olaya ait görüntüleri kendi sosyal medya hesabından paylaşan ve Muhammed’e yönelik darp girişimini şiddetle kınadığını belirten Doğan, olayı ırkçı bir saldırı olarak görmediğini Suriyeli bir vatandaşla Türk vatandaş arasında kişisel sorun olarak gördüğünü ifade eden cümleler kullandı.

ÜST KATTAKİ KOMŞU: "BİRBİRLERİNİ DÖVDÜLER"

Telefonla ulaştığımız üst katta oturan Nuran Arslan’ın anlatımları ise oldukça farklı. Arslan, kendisinin de kiracı olduğunu 25 yıldır mahallede oturduğunu söyleyerek, “Orada üç çocuk var. Biz kucak açtık kardeş gibi. Evindeki koltuklar benim. Mahalleli benim eşyamı tanıyor. Koltuklar, yatak, dolap benim. Fırıncılara dedim ki, ben yokum işteyim, bayat ekmeğiniz olursa bu kadına verin dedim. Belediyelerden yardım gelirse alıp onlara veriyorum. Benim onlarla bir husumetim yok” dedi.

Olayı sorduğumuz Arslan, “Kadın sabahın dördünde duvara vura vura bağırdı, ‘Nuran abla, bizi kurtarın, polis çağır. Bunlar bizi öldürdüler. Beni dövüyor kocam’ dedi. Kadının WhatsApp’ta ses kaydı var Kürtçe. Ben de Kürt’üm. Kadın tekrar aradı dedi ki ‘Nuran abla polisi arama ben yarın boşanıyorum artık, İstanbul’a gideceğim’ dedi. Polis yola çıkmıştı zaten. Polis gelinceye kadar evin içi boşaldı. Karı koca kaldı sadece. Kadın ‘Biz bağırdık biraz karı koca’ dedi, her şeyi inkar etti. Gece yalnız değillerdi, içeride bir sürü insan vardı. Yasak masak bilmiyorlar, bütün komşular görüyor. Kadın polise ‘Ben şikayetçi değilim yarın boşanıyorum’ dedi. Polisin ifadelerinde bile var. Polis gitti. Ertesi gün aşağıda yolda cenaze var. Ben ve eşim yalnızız. Eşim şeker hastası ilacını verdim. Ben namazda idim. Feryat figan, çoluk çocuk sesi yeri göğü aldı. Eşim ‘Bırak o pislikleri, dün de polis geldi, inkar ettiler. Bırak birbirlerini kırsınlar’ dedi. Kadın o kadar bağırdı ki telaşla perdeyi çekerken saksı düştü. Bir adam aşağıda ağzını siliyordu koluyla, başı eğikti. Saksı düşünce başını kaldırdı, ağzı yüzü kan. Koşarak yalınayak aşağıya indim. Daha içeridekiler çıkmamıştı. Adam bana yumruğu bir vurdu. Sen niye polis çağırıyorsun dedi. İçeriden çıkan bana saldırdı. Eşim geldi. Feri yok (gücü yok). İnşaatçıydı ama çalışamıyor, evde. Şekeri 600’e çıkıyor. Borcum, harcım var. Baktım eşim yerde. Bağırtımızla küçük oğlum cenaze evinden geldi. Bir dolap vardı bahçede, bahçe kapısının önüne çektiler. Bahçeyi ikimiz ortak kullanıyoruz. Kapıyı kapattılar çıkamayalım diye. Oğlum bahçe duvarından atladı. Çamaşır ipine takıldı yere düştü. Koluna vurdular. O esnada içerideki 4-5 genç duvardan atlayıp kaçtı. Polis geldi orada ne kadar Suriyeli olduğunu gördü. Biz neden onlara husumet olalım, niye kavga edelim. Bunlar birbirlerini dövdüler benim oraya düşen çiçeğim tuz biberi oldu. Muhtar beni iyi biliyor. Oğlumda kas yırtığı var, kol çıkığı var” dedi. Muhammed’in nasıl hastanelik olduğunu sorduğumuzda, “İçeride birbirlerini dövdüler kumar için” dedi.

Reklam