Evde Minimalizm Nasıl Uygulanır?

Geçen hafta minimalizmle ilgili yazımı okuyanlar bilir, devamı niteliğinde bir minimalizm serisinin ilki olacak bu yazım.

Minimalizmi yeni duyanlar için tavsiyem bundan önceki yazımdır. Kısaca orada bahsetmiştim ama yine de minimalizm nedir dersek; “basit yaşam ve daha az tüketmek” olarak tanımlayabiliriz.

Evde minimalist nasıl oluruz?
Evinde daha rahat nefes almak isteyenler, eşyaların içinde boğulup kalanlar, daha az para harcamak isteyenler ve daha sakin, konforlu ve pratik bir ev isteyenler.

Önce oturup, ciddi ciddi düşünüp, önceliklerinizi belirleyin. Benim için olmazsa olmazlar neler? Bu soruyu kendinize sorduğunuzda liste çok uzun gelmişse üzülmeyin belki bu yazıdan sonra öncelik listeniz kısalmış olur.

Benim için ilk önce bana fayda sağlıyor olması gerekiyor. Ben şekerli gıda tüketen bir insan değilim ve pasta ve tatlı yapma konusunda da pek becerikli değilimdir. Benim evimde kurabiye, kek kalıpları gibi malzemeler çok yer kaplamaz. Alma gereksinimi de duymam. Bu düşünceden yola çıkarsak etrafınıza baktığınızda, dolapları karıştırdığınızda bir çok kullanmadığınız ve kullanmayacağınız eşyalar çıkacaktır. İlk önce bunları eleyin, daha çok kullandığınız ürünlere yer açın. Bunları kullanan birilerine verebilirsiniz ya da kullanılabilir durumdaysa internet sitelerinde satabilirsiniz. Önemli olan evinizde yer kaplamaması ve kafanızı yormaması.

İkinci durum ise evde aynı eşyadan birden fazla olması. Eşyaların içinde o kadar çok kayboluyoruz ki o eşyanın bizde olduğunu unutup tekrardan satın aldığımız olabiliyor. Bir tane varsa ve bu sizin işinizi görüyorsa hadi ikincisine de yedek diyelim ama üçüncüsünü elinizden çıkartın derim ya da tekrardan satın almayın bütçenize yazık. Böylece aldığımız eşyadan maksimum faydayı da sağlamış oluruz ki bizim asıl amacımız bu.

Tüketim toplumunun en berbat olayı da bu aslında. Renginden, şeklinden sıkılıp yeni bir tane alıp, daha önce aldığımızı belki de kullanamadan kenara kaldırıyoruz.

Sırf başkalarında var diye alınan eşyalar. En üzücülerinden biri de budur benim için. Ayşe evine şunu almış, şunu kullanıyor. Fatma evine bunu almış, bunu kullanıyor ben de almalıyım.

Sosyal medyanın etkisi. Sürekli değişen, sürekli yenilenen moda ürünler. Şahit olduğum bir olaydan örnek vermek istiyorum. Otuzlarında yeni evlenmiş çok da tatlı bir kadınımız, 5 yıl içinde sırf modası geçti diye, ikinci koltuk takımını değiştirdiğinden bahsetmişti ve buna inanılmaz şaşırmıştım. Çünkü ben alınan bir koltuk takımının yıllarca kullanılabileceğini biliyorum moda veya her neyse o pek etki etmez o koltuk takımına. Çünkü o alınırken ciddi paralar harcanır. Evet zamana ayak uydurmak ve modernleşmek önemlidir ancak tarz sahibi ve gusto sahibi olmayan her şeyin ve herkesin modası illaki geçecektir. Stil ve tarz burada işin içine giriyor. Aldığınız uzun ömürlü olması gereken eşyaların, o zamanın getirmiş olduğu moda akımına göre değil de stilinize ve tarzınıza uygun olmasına ve modasının asla geçmeyeceği tarzlara yönelin. Bu sadece koltuk takımı için değil aslında hayatımızın bir çok alanında böyle olmalı.

Moda moda diyoruz ya sürekli. Kıyafetlerin sezonu olduğu gibi evinde sezonları olmalı. Yazın hissettiğinizi kışın hissedemiyorsunuz ya da baharda daha farklı . Sezonluk minik parçalarınız olmalı, bir yastık kılıfı, bir biblo ya da bir tablo. Küçük parçalarla kendi sezonlarınızı ve modanızı belirleyebilirsiniz. Böylece her zaman aynı tabloya ya da aynı kılıfa bakıp sıkılmaz sürekli yenilerini almayı bırakabilirsiniz.

Evinizi tazelemek için kendinize bir gün verin belki yorucu olacaktır ama sonunda daha rahat edeceğinize ve daha sonraki temizlik sürelerinizin kısalacağına eminim.

Bence ilk önce şu misafirler için alınmış bilmem kaç parça olan takımınızdaki çorba kasesini çıkarın elden. Ah o çorba kasesi, evin sahibiymiş gibi bir köşede kasıla kasıla duran o çorba kasesi. Adını tahmin ediyorum bu arada umarım doğrudur. Bana kalırsa misafirlere özel yemek takımı olmamalı, ama tamam bu konuyu hemen kapatıyorum.