Etkin soruşturma yükümlülüğü, AİHS ve AİHM kararları çerçevesinde Etkin Soruşturma Yükümlülüğü olan haklardan birinin ihlali halinde, iç hukuk bakımından devletin yetkili makamları tarafından, bir hak ihlali ile ilgili olarak gerekli incelemelerin ve araştırmaların yapılarak sorumluların belirlenmesi ve cezalandırılabilmeleri için yargılanmalarının sağlanması şeklinde tanımlanabilir.[1]

Genel olarak ceza yargılamasında etkin soruşturma yürütülmesi ile kastedilen, bir soruşturma ile ilgili tüm iddiaların araştırılması, bu araştırma ile ilgili tüm soruşturma işlemlerinin yapılması ve ilgili özneler hakkında yargılama sürecinin başlatılması halidir. Mutlaka kamu davası açılması şart değildir. Tüm soruşturma işlemleri yapılmasına rağmen olay ve şüpheli ile ilgili olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair bir kararın verilmesi de mümkündür.

Burada önemli olan husus soruşturma aşamasında eksik inceleme ile karar verilmemesi halidir. Şayet tüm soruşturma işlemleri yapılmamış ise, yani eksik inceleme ile karar verilmiş ise, bu durumda soruşturmanın yetersizliğinden söz edilecektir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. Maddesinin birinci fıkrasında, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği ifade edilmektedir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. Maddesinin ikinci fıkrasında ise; Cumhuriyet Savcısının, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır.

Soruşturma aşaması sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bu durumda bir iddianame düzenleyerek kamu davası açacaktır. (CMK md. 170/2)

Cumhuriyet savcısı, soruşturma aşaması sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde ise kovuşturmaya yer olmadığına karar vermek durumundadır. (CMK md. 172/1)

Burada kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edilmesi mümkündür.

Şayet kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli şüpheyi uyandıracak deliller bulunmaması halinde itirazın reddine karar verecektir. Şayet itirazı inceleyen makam, yeterli şüpheyi uyandıracak deliller varlığı halinde ise, itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilmesi mümkündür.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 170. Maddesinin ikinci fıkrasına göre; kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir.

Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 170. Maddesinin ikinci fıkrasına göre; soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları konusunda değerlendirilmeye alınması gerekir.

Bu işlem kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı yönünden yapılmaktadır.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 172. maddesinin üçüncü fıkrasına göre; kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi veya bu karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi üzerine, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi hâlinde yeniden soruşturma açılması gerekmektedir.

Bu yasal düzenleme ile kanun koyucu, etkin soruşturma yapılması zorunluluğunu vurgulamaktadır.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun amaçladığı tek celsede karar verme amacının yerine getirilebilmesi için, adli soruşturmalar sonucunda açılan kamu davalarında, soruşturma aşamasının etkin ve etkili bir şekilde gerçekleştirilmesi ve tüm işlemlerin yapılmış olması çok önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu amacı gerçekleştirebilmek için soruşturma aşamasında, Cumhuriyet savcısının emrindeki adli kolluk görevlileri aracılığı ile veya doğrudan şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri eksiksiz olarak toplaması ve muhafaza altına alınması gerekir.

Şayet deliller zamanında ve eksiksiz olarak toplanmaz ise, bu durum etkili soruşturma yapılamamasına ve toplumun adalete olan güvenin yitirilmesine veya sarsılmasına neden olabilecektir.

Soruşturma aşamasında bazen bu konuda aksaklıklar yaşanabilmektedir. Bu nedenle soruşturma aşamasında yaşanabilecek eksiklikleri gidermek önemli bir mesele haline gelmektedir.

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ VE AİHM KARARLARI

Etkin soruşturma yükümlülüğü Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde açıkça hüküm altına alınmış değildir. Bu yükümlülük daha çok Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları ile gündeme gelmektedir.

AİHM, Sözleşme’nin 2. maddesi ile koruma altına alınmış olan yaşam hakkı ile 3. maddesinde düzenlenmiş olan işkence ve kötü muamele yasağına yönelik ihlal iddialarına ilişkin olarak, Sözleşme’nin tarafı olan devletlerin etkin bir soruşturma yürütme yükümlülüğü altında bulunduğunu hüküm altına aldığı kararları bulunmaktadır.[2]

AİHM bu kararlarında, Sözleşme’nin tarafı olan devletlerin, 2 ve 3. maddelerine yönelik bir ihlal iddiasının varlığı hâlinde, bu iddiaları etkin bir biçimde soruşturma yürütme yükümlülüğü altında bulunduğunu hüküm altına almıştır.

Bu kararlardan sonra da AİHM verdiği pek çok kararlarda bu anlayışını sürdürmüştür. AİHM son zamanlardaki kararlarında, 4. maddede düzenlenen kölelik ve zorla çalıştırma yasağı ile 8. maddede düzenlenen özel hayat ve aile hayatına saygı hakkının ihlali hâlinde de taraf devletlerin etkin soruşturma yürütme yükümlülüğü altında bulunduklarını dile getirmiştir.[3]

AİHM, bir ceza soruşturmasının etkin olarak nitelendirilebilmesi için uyulması gereken bazı hususların varlığına işaret etmektedir.

AİHM, soruşturmanın herhangi bir talep olmasa bile kendiliğinden ve ivedilikle başlaması, bağımsız organlarca, kamunun denetimine açık olarak ve makul bir özen ve hızla yürütülmesi gibi unsurların, bir soruşturmanın etkinliğinin sağlanmasına hizmet edeceğini ifade etmektedir.[4]

Sözleşmenin 13. maddesinde de etkin soruşturma yürütme yükümlülüğü bağlamında taraf devletlere bazı yükümlülükler yüklenmiştir.

Bu yükümlülüklerin başında da, olayın sorumlularının teşhis edilmesini ve cezalandırılmasını sağlayacak kapsamlı ve etkin bir soruşturmanın yürütülmesi gelmektedir.[5]

Soruşturmayı yürüten makamların, ihlali gerçekleştiren görevlilerden bağımsız olması ve şikâyetçinin soruşturma sürecine erişimine imkân sağlanması gibi mutlaka gerekli gördüğü hususların da bu hakkın kapsamına dâhildir.[6]

Etkin soruşturmanın koşulları

AİHM etkin soruşturma yükümlülüğü için minimum standartlar getirmiştir. AİHM’ye göre bir soruşturmanın etkin olduğunun söylenebilmesi için şu koşulları taşıması gerekmektedir:

1) Soruşturmanın bağımsız olması gerekir

2) Soruşturma tarafsız olmalıdır.

3) Soruşturma kamu denetimine açık olmalıdır.

4) Soruşturmada yetkili makamların özenli ve hızlı çalışması gerekir.

Etkin bir soruşturmanın varlığından söz edebilmek için yukarıda belirtilen koşulların sağlanması gerekir.

Usule ilişkin yükümlülükler (iddiaların ciddiye alınması ve adil bir sonucun garanti edilmesi)

Devletin bireyleri koruma yükümlülüğü sadece esasa ilişkin değildir; koruma yükümlülüğünün usule ilişkin boyutu da bulunmaktadır.

Usule ilişkin yükümlülükler, AİHS’de düzenlenen hakların teorik veya hayali olmayıp etkili ve uygulanabilir olmasının zorunlu bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Aksi takdirde polis veya diğer kamu görevlileri tarafından yapıldığı ileri sürülen kötü muamele yasağının ihlali iddialarının soruşturulması, kötü muamele yasağının temel ve mutlak niteliğine rağmen uygulamada etkisiz kalacak ve bazı durumlarda devlet görevlilerinin cezasız kalmasına yol açacaktır.

AÎHM, insan hakları ihlalleri ile ilgili iddialarda soruşturma yükümlülüğünün mutlaka iddiayı kabul etme anlamına gelmediğini ancak iddiaların ciddiye alınması ve adil bir sonucu garanti eden bir usulle soruşturulması gerektiğini birçok kararında dile getirmiştir.

Diğer taraftan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 13. maddesi uyarınca da, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kimselere etkili bir başvuru yapma hakkı tanınması zorunlu olup, anılan hükmün uygulanmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında, etkili başvuru yolunun hem teoride, hem pratikte erişilebilir, yeterli ve etkili olması gerektiği belirtilmektedir.[10]

SORUŞTURMA AŞAMASINDA ETKİNLİĞİN SAĞLANABİLMESİ BAĞLAMINDA YAPILABİLECEK SORUŞTURMA İŞLEMLERİ

Soruşturma aşamasında etkinliğin sağlanabilmesi bağlamında yaşanabilecek ve mutlaka giderilmesi gereken bazı soruşturma işlemleri ile ilgili konuların ele alınması faydalı olacaktır.[11]

Olayla ilgili araştırma işlemlerine başlama

Savcılık makamı bir suç işlendiğine dair ihbar ve şikâyet alması halinde, hızlı bir şekilde adli kolluk görevlileri aracılığı ile veya doğrudan kamu davasını açmaya yer olup olmadığı hususunda karar verebilmek için olayla ilgili araştırmaya başlaması gerekir. Bu aşamada deliller hızlı bir şekilde toplanmalı ve kamu davası açılıp açılmayacağı hususu değerlendirilmelidir.

Şüphelinin lehine ve aleyhine olan delillerin toplanması

Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğe ulaşabilmek ve adil yargılanmayı tesis edebilmek için şüphelinin lehine ve aleyhine olan tüm delilleri toplamalı ve bu delilleri muhafaza altına almalıdır.

Soruşturmanın gizlilikle yürütülmesi

Soruşturma işlemlerinin hukuka uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi ve suçsuzluk karinesine uyularak, şüphelinin lekelenmeme hakkının korunabilmesi için soruşturmanın gizlilikle yürütülmesi gerekmektedir. Soruşturma aşamasında gizlilik ilkesine uyulması büyük önem arz etmektedir ve bu konuya özen gösterilmesi şarttır.

İfadesi alınacak öznelerin sıfatlarının tespiti ve ifadelerinin alınması

Soruşturma işlemleri sırasında ifadesine başvurulan kişinin şüpheli, müşteki, tanık vs. taraf sıfatının öncelikle tespit edilmesi ve buna göre ifadesinin alınması gerekmektedir.

Şikâyetin açıklattırılması ve tespiti

Öncelikle mağdura/müştekiye şikâyetine konu eylemin kuşkuya ve duraksamaya mahal vermeyecek şekilde açıklattırılması ve şikayetçi olup olmadığı hususunun da mutlaka sorulması gerekir.

Suç tipine göre detaylı ve somut eylemi açık bir şekilde belirleyecek şekilde ifade alınması zorunluluğu

Şüpheli savunması ile müşteki, tanık ve ifade sahibi beyanları, suç tipine göre detaylı ve somut eylemi açıkça ortaya koyacak şekilde alınmalıdır. Bu husus soruşturmanın hangi yönde ilerleyeceği ve yapılacak işlemler konusunda yol gösterici olacaktır.

Müştekinin şüpheli haline gelmesi

Müşteki olarak dinlenen kişiler, soruşturma süreci içerisinde şüpheli hâline gelmesi durumunda, müşteki ifadesiyle yetinilmemeli, isnat edilen suçlamalarla ilgili müştekinin şüpheli sıfatıyla da ayrıca savunmasının alınması gerekmektedir.

Şüphelinin soruşturma sürecinde yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı

Şüphelinin, soruşturma sürecinde yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıkarsa, bu işlemin yerine getirilmesi kolluğa bırakılmamalıdır. Bu durumda şüphelinin ifadesi bizzat Cumhuriyet savcısı tarafından alınmalıdır.

Şüphelinin gözaltına alınması halinde işlemlerin yerine getirilmesi

Gözaltı süresi, yakalamadan itibaren başlamaktadır. Bu süreye Cumhuriyet Başsavcılığında geçecek süre de dâhildir. Bu hususlar gözetilerek soruşturma işlemlerinin tamamlanmasının ardından, şüphelilerin ivedi olarak tutuklanmak veya adli kontrol altına alınmak üzere sulh ceza hâkimliğine sevk edilmesi veya serbest bırakılması suretiyle yasal süreye riayet edilmesi gerekir.

Arama kararı verilmesi gereken haller

Nitelikli olaylarda, suç delillerinin elde edilmesi ve şüphelinin yakalanması amacıyla sulh ceza hâkimliğinden arama kararı talebinde bulunulmalıdır. Şayet gecikmesinde sakınca bulunan hal var ise, bu karar Cumhuriyet savcısı tarafından verilmelidir. Özellikle silah ile işlendiği iddia edilen suçlarda silahın bulunabileceği yerlerde arama yapılması soruşturmanın etkinliğini artıracaktır.

Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemeleri

Suça sürüklenen çocukların büyüklerle birlikte suç işlemeleri hâlinde, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 17 nci maddesi gereğince, soruşturmanın iki ayrı dosya üzerinden yürütülmesi gerekir. Bu yasal bir zorunluluktur. Bu durumda her iki soruşturma dosyasına da aynı evrakın mutlaka takılması ve bu durumun iddianamede açıkça belirtilmesi gerekmektedir.

Cinsel istismar suçlarında soruşturma işlemleri

Cinsel istismara uğradığını beyan eden veya uğradığından şüphelenilen çocukların kendisi, yakınları veya ilgilileri ile ilk olarak kolluk kuvvetine başvurmaları hâlinde, çocuğun ifadesi alınmaksızın, çocuk izleme merkezine (ÇİM) gönderilmesi ve soruşturmanın burada tamamlanması temin edilmelidir. Ancak çocuk izleme merkezinin bulunmadığı yerlerde, ikincil mağduriyetin önlenmesi için ifadenin bir seferde tamamlanmasına dikkat edilmelidir.

Yeteri kadar büro kurulmak suretiyle soruşturmaların etkinliğinin sağlanması

Savcılık makamı, suç ve suçluluk ile gerçekten mücadele edebilmesi için ilgili adli kolluğun şube veya bürolarıyla koordinasyon hâlinde olması gerekir. Bu nedenle, Cumhuriyet başsavcılığına intikal eden suçların niteliği ve sayısı da gözetilerek yeteri kadar büro kurulmak suretiyle soruşturmaların etkinliği sağlanmalıdır.

Kollukla işbirliği ve iletişim

Savcılık makamı, adli kolluk amir ve memurlarıyla gerekli iş birliği temin etmelidir. Kolluk birimlerinin Cumhuriyet savcısına zamanında ulaşabilmeleri için gerekli önlemler alınmalı ve bu konuda hiçbir yakınmaya neden olunmamalıdır.

Bilişim yoluyla işlenen suçlarda delillerin toplanması

Kısa mesaj veya sosyal medya paylaşımları ile işlenen suçlarda, suça konu içeriklerin tam olarak dosyaya konulması gerekir. Özellikle internet yolu ile işlenen suçlarda sayfa görüntüleri alınmalı (URL adreslerinin gösterilmesi) ve dosyaya delil olarak konulmalıdır.

Çok taraflı suçlar

Çok taraflı suç soruşturmalarında, öncelikle eylemlerin kişilere göre ayrıştırılması gerekmektedir. Çok taraflı suç soruşturmalarında hangi failin eylemi gerçekleştirdiği ile ilgili sorunlar çıkabileceğinden failin teşhisi önemli bir konudur. Bu nedenle failin teşhisi açısından teşhis ile ilgili kurallara gerekli özen gösterilmeli ve olaya dair görüntüler ve bu görüntüleri içeren CD kayıtlarının dökümünün mutlaka çıkartılarak soruşturma dosyasına eklenmelidir.

İfadelerde ismi geçen kişilerin dinlenilmesi

Soruşturma işlemleri sırasında belgelerde veya ifadelerde adı geçen kişiler varsa, bu kişilerin konumuna göre, bilgi ve görgü sahibi kişiler olarak şüpheli, mağdur veya tanık olarak mutlaka dinlenilmeleri gerekir.

Vücut izi tespit edilmesi

Yürütülen soruşturma ile ilgili olarak, olay yeri incelemesi yapıldığında vücut izi tespit edilmesi halinde, mutlaka taraflardan parmak izi alınarak mukayese yoluna gidilmelidir.

Kriminal rapor alınması gereken haller

Soruşturma sırasında bazen ele geçen suç eşyaları ile ilgili olarak kriminal rapor alınması gerekebilir. Şayet kriminal rapor alınmasını gerektirir deliller varsa, gecikmeksizin ilgili kriminal inceleme dairesine bu unsurlar gönderilerek raporun temin edilmesi gerekir. Örneğin, narkotik madde ele geçmiş ise, bu madde hakkında kriminal rapor alınması gerekecektir. Zaten bu konuda rapor alınmadan dava açılması da pek mümkün gözükmemektedir.

Müştekinin iletişim tespitine rıza gösterip göstermediği hususunun sorulması zorunluluğu

Telefon ile rahatsız etme, hakaret ve tehdit ile çalıntı ve kayıp telefon olayları ile ilgili olarak yürütülen soruşturma işlemleri sırasında, mağdur veya müştekinin ifadesi alınırken, iletişim tespitine rıza gösterip göstermediği hususu özellikle sorulmalı ve ilgili öznenin beyanı tutanağa mutlaka geçirilmelidir.

Yaralamaya ilişkin raporların alınması zorunluluğu

Yaralama olaylarında alınan geçici raporların ilgili sağlık birime sevk edilerek kesin rapora çevrilmesi gerekmektedir. Ancak kesin raporun alınamadığı hallerde ise olay tarihli muayene ve konsultasyon raporlarının mutlaka temin edilerek dosyaya ilave edilmesi şarttır. Uygulamada da genelde yaralamaya ilişkin olarak geçici raporlara istinaden kesin raporlar alınarak eylem değerlendirilmektedir.

Siber suçlar

Siber suçlarla ilgili olarak yürütülen soruşturmalarda şu hususlar mutlaka araştırılmalıdır:

1) Müştekiye ait hesabın nerede bulunduğu,

2) Paranın nereden çekildiği,

3) Harcamanın nereden yapıldığı,

4) Harcamaya konu ürün bilgisi,

5) İnternet ortamında yapılan alışverişlerde IP ile LOG kayıtları,

6) Ürün teslimat bilgileri,

7) Olay tarihli görüntü kayıtları.

Siber suçlarla ilgili yapılan soruşturma sırasında yukarıda yer alan bilgi ve belgelerin mutlaka temin edilmesi gerekmektedir. Bu konu ile ilgili kolluk araştırması, ilgili kurumlara yazılacak yazı ile soruşturma işlemleri yürütülmeli ve bu konudaki eksiklikler giderilmelidir.

Bu hususlar ile ilgili elde edilecek veriler ışığında somut olay değerlendirilmeli ve bir sonuca varılmalıdır.

Soruşturma akıbetinin sorulması/evrakın akıbetini sorma

Yürütülen soruşturmanın makul süre içerisinde sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu nedenle kolluk tarafından yapılması istenilen soruşturmaların akıbetinin veya ilgili kurumlara yazılan yazının akıbetinin uygun zaman aralıklarıyla sorularak evrakın sürüncemede bırakılmasının önüne geçilmesi gerekmektedir.

Nezarethanelerin denetimi

Nezarethane kayıtlarının, Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliğinin 12 nci maddesindeki unsurları ihtiva edecek şekilde tutulması gerekir. Bu nedenle kayıtların usul ve yasaya uygun şekilde tutulup tutulmadığının belirlenmesi ve bu konudaki hususların yerine getirilmesinin sağlanması ve nezarethanelerde kurulu kamera sistemlerinin işlerliği hususunda gerekli denetim sıklıkla yapılmalıdır.

Kolluktan gelen evrakın eksik olması

Kolluktan gelen evrakta herhangi bir eksiklik tespit edilmiş ise, soruşturma evrakının bütünüyle kolluğa geri gönderilmemesi gerekir. Yapılan inceleme sonunda görülen eksiklikler ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından bizzat giderilmelidir.

Bu konuda evrakın ilgisi de belirtilmek suretiyle soruşturma evrakının sadece ilgili kısmının, hangi konuda eksikliklerin bulunduğu ve nasıl giderileceği hususuna ilişkin talimatın da eklenerek ilgili kolluk birimine yazı yazılarak eksikliklerin giderilmesi mümkündür.

Soruşturma işlemleri sırasında tereddütler yaşanması

Savcılık makamının, kolluğun görevini yerine getirdiği sırada tereddüt ettiği hususlarda yol gösterici olması gerekmektedir. Yürütülen soruşturma ile ilgili tereddüt yaratacak bazı hususların açık bir şekilde yazılı olarak ilgililere gönderilerek yaşanabilecek duraksamaların önüne geçilmelidir. Gerek duyulan hâllerde bilgilendirme ve değerlendirme toplantıları yapılarak da uygulamada yaşanan aksaklıklar giderilebilir.

Yukarıda belirtilen hususların yürütülen soruşturmalarda mutlaka gözetilmesi gerekmektedir. Belirtilen hususlara riayet edilmesi halinde soruşturmaların etkinliğini artıracaktır.

Soruşturmaların usul ve yasaya uygun yürütülmesi ve yukarıda belirtilen hususlara riayet edilmesi makul sürede yargılama yapılmasına katkı sağlayacaktır.

YARGITAY UYGULAMASI

Müştekinin bildirdiği firmaya yazılan yazı cevabının beklenmemesi

Yargıtay, müştekinin şikâyeti üzerine başlatılan soruşturmada, müştekiye yönelik hakaret suçunun işlendiği yönünde yeterli şüphenin dosyada mevcut olmasına rağmen fail tespiti bakımından Cumhuriyet başsavcılığınca etkin bir soruşturma işleminin yapılmadığı, müştekinin bildirdiği oyun üretici firmaya yazılan müzekkerenin cevabının beklenmediği, ayrıca şüphelinin tespit edilememesi durumda dahi dosya kapsamındaki suçla alakalı zamanaşımı süresine kadar araştırma faaliyetinin yapılmasının temin edilmediği olayda, müştekinin Cumhuriyet başsavcılığınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yaptığı itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinin hukuka aykırı bulunduğundan kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar vermiştir.[12]

Soruşturmanın eksik yapılmış olduğu gözetilerek, öncelikle soruşturmanın tamamlanması için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi ve soruşturmanın tamamlanmasından sonra, itirazın kabulü veya reddi yönünde bir karar verilmesi gerekmektedir.

Bu nedenle, bu süreç işletilmeden doğrudan kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına karar verilmesi de hukuka aykırı olacaktır.[13]

Müştekinin bildirdiği maillerden gönderici tespiti yoluna gidilmemesi

Yargıtay, müştekinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada, müştekiye yönelik hakaret suçunun işlendiği yönünde yeterli şüphenin dosyada mevcut olmasına rağmen fail tespiti bakımından Cumhuriyet Başsavcılığı'nca etkin bir soruşturma işleminin yapılmadığı, müştekinin bildirdiği maillerden gönderici tespiti yoluna gidilmediği, ayrıca şüphelinin tespit edilememesi durumda dahi dosya kapsamındaki suçla alakalı zamanaşımı süresine kadar araştırma faaliyetinin yapılmasının temin edilmediği olayda, müştekinin Cumhuriyet Başsavcılığı'nca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yaptığı itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunduğundan kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar vermiştir.[14]

Müştekilere yönelik hakaret teşkil eden yazıların olduğu bildirilen dosyaların getirtilip içeriklerinin incelenmemesi

Yargıtay, müştekiler vekilinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada, şüphelinin müştekilere yönelik hakaret teşkil eden yazılarının olduğunu bildirilen dosyalar getirtilip içerikleri incelenmeden, şüpheliye isnat edilen hakaret iddiasının iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığının belirlendiği, dolayısı ile Cumhuriyet başsavcılığınca etkin soruşturma yürütülmediği gerekçeleriyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesini hukuka aykırı bulmuştur.[15]

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

--------------------------------------------------

[1] Burak BİLGE, AİHM İçtihatları Bağlamında Etkin Soruşturma Yükümlülüğü, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 5 Sayı:2 Yıl 2014, ss. 367-406, s. 368-369.

[2] AİHM, bu konuda ilk olarak 2. maddeye ilişkin Mc Cann/İngiltere ve Kaya/Türkiye davaları ile 3. maddeye ilişkin Aksoy/Türkiye ve Assenov/Bulgaristan kararları ile hükmetmiştir. Cem Şenol, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarında Etkin Soruşturma Yükümlülüğü (CMK M. 172/3), On İki Levha Yayıncılık, 1. Bası, İstanbul, 2013, s. 61 vd.

[3] Şenol, s. 66-67.

[4] YCGK, E:2015/5.MD-1088, K: 2019/78, Teb: 2015/5,KT: 07.02.2019.

[5] YCGK, E:2015/5.MD-1088, K: 2019/78, Teb: 2015/5,KT: 07.02.2019.

[6] Şenol, s. 64, 120 vd.

[7] bkz. Mammadov/Azerbaycan, B. No: 34445/04, 11/1/2007, § 73; Çelik ve İmret/Türkiye, B. No: 44093/98, 26/10/2004, § 55.

[8] Assenov ve diğerleri/Bulgaristan, B. No: 24760/94, 28/10/1998, § 102; Labita/İtalya, §§ 131-136.

[9] Saçılık ve diğerleri/Türkiye, B. No: 43044/05, 45001/05, 5/7/2011, §§ 90, 91.

[10] Örn: Vilko E. - Finlandiya kararı 2007; Sürmeli - Almanya kararı 2006.

[11] Soruşturmanın etkinliği açısından soruşturma işlemleri ile ilgili yapılması gereken hususlar konusunda bkz.; Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün “Adli Kolluk Uygulamaları” konulu, 19120602-5-659-097-2006-E.1337/65608 sayılı ve 27/09/2018 tarihli yazısı.

[12] Y.18.CD,E:2019/6715, K:2019/13392, Teb:KYB - 2019/47776, KT: 30/09/2019: “….Dosya kapsamına göre, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca, müştekiye yönelik internet üzerinden hakaret içerikli sözlerin sarfedildiği belirtilen "Kelimelik" isimli oyununa ilişkin olarak meçhul şüphelinin kullanmış olduğu internet sunucusuna erişim sağladığı IP adres kayıtlarının yurt dışı kaynaklı olması ve soruşturmanın devamı halinde yeni delillere ulaşmaya teknik açıdan imkan bulunmaması nedeniyle kovuşturma olanağı bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmiş ise de, şüphelinin bahse konu oyunda kullandığı "yücesoyy" isimli kullanıcı bilgilerinin ve diğer hususların araştırılarak şüphelinin kimlik bilgilerinin tespit edilmeye çalışılması, bu bağlamda öncelikle müşteki tarafından söz konusu oyunun yöneticisi (admin) olduğu iddia edilen HE2 Y…. Ve O….. Teknolojileri Ltd. Şti. isimli firmaya G…. İl Emniyet Müdürlüğünce yazılan 22/05/2018 tarihli ve 011331 sayılı yazısının akibetinin araştırılması, anılan firmadan gelecek cevabi yazı içeriğine göre şüphelinin tespitinin mümkün olmaması halinde Hollanda Devleti adlî makamları ile istinabe yapılması, bu araştırmaya rağmen de şüpheliye ulaşılamaması hâlinde daimi arama kararı alınarak dava zaman aşımı süresinin sonuna kadar evrakın takip edilmesi gerektiği gözetilmeksizin eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği cihetle, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir….”

[13] Y.18.CD, E:2019/5150, K:2019/13455, Teb:KYB - 2019/38134, KT: 01/10/2019.

[14] Y.18.CD, E:2019/7006, K:2019/13388, Teb:KYB - 2019/49277, KT:30.09.2019: “…Dosya kapsamına göre, ….Yolları L…. ofisinde satış müdürü olarak görev yapmakta olduğu sırada müştekinin mail adresine şüpheli tarafından, "Yıllar önce hiçbir iş bilgisi ve tecrübesi olmadan THY Nice gibi bir istasyona müdür olarak atanıyorsunuz", "Arkadaşınızın eşi, şefiniz Ahmet bey'le günlerinizi geçirirken bu evliliğin sonunu da hazırlıyorsunuz. Bir aileyi de bitiriyorsunuz", "Bu yanlışlardan ders alma yerine LYON'da da rahat durmuyor sizden yaş olarak küçük ama bekar Yasin Şahin beyle geçmişin bir değişik versiyonuna giriyorsunuz", "...Yalanlarınızı ortaya saçıyorsunuz. İşinde gücünde insanlara tezgahlar, kumpaslar kuruyorsunuz", "Hayat sizin gibi basit değil", "...Sizin diplomanızın da sorgulanması lazım bence", "Bu bitirdiğiniz insanların evlatlarıyla yıllar sonra çıkar mı acaba karşınıza" şeklinde mesaj gönderildiğinin iddia edildiği somut olayda, mesajların üzerinden gönderildiği internet IP numarasını kullanan şüpheli MY.'ın müşteki tarafından tanınmadığının ve mesajların adı geçen şüphelinin internet hattının kullanılması suretiyle başkası tarafından gönderilmiş olabileceğinin belirtilmesi nedeniyle, şüpheli MY.'ın beyanının alınarak var ise diğer şüpheli veya şüphelilerin tespit edilip ifadesi alındıktan sonra, mevcut delillerin atılı suçtan kamu davasının açılması için yeterli olduğu, delillerin takdir ve değerlendirilmesinin mahkemesince yapılması gerektiği de gözetilmek suretiyle, hukukî durumun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği cihetle, itirazın belirtilen yönlerden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.” Y.18.CD, E:2019/997, K:2019/8348, Teb:KYB - 2019/13339, KT: 06.05.2019:”… Somut olayda müşteki vekilinin şikâyet dilekçesi üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, facebook, twitter, instagram gibi sosyal paylaşım siteleri ile ilgili olarak yapılan istinabe taleplerini Amerika Birleşik Devletleri adlî makamlarının cevaplamadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, twitter adlı sosyal paylaşım sitesindeki profil bilgilerinin ve diğer hususların araştırılarak şüpheli veya şüphelilerin kimlik bilgilerinin tespit edilmeye çalışılması, Amerika Birleşik Devletleri adlî makamları ile istinabe yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir……..İncelenen dosyada; müştekinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada, müştekiye yönelik hakaret suçunun işlendiği yönünde yeterli şüphenin dosyada mevcut olmasına rağmen fail tespiti bakımından Cumhuriyet Başsavcılığınca hiç bir soruşturma işleminin yapılmadığı, kolluk kuvveti marifeti ile fail tespiti yoluna gidilmediği, ayrıca şüphelilerin tespit edilememesi durumda dahi dosya kapsamındaki suçla alakalı zamanaşımı süresine kadar araştırma faaliyetinin yapılmasının temin edilmediği, hal böyle iken müştekinin Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yaptığı itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunduğundan kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir…”

[15] Y.18.CD,E:2018/6732, K:2019/2692, Teb:KYB - 2018/75268, 11/02/2019.