CHP Isparta Milletvekili ve Bayburt'un en uzun soluklu eski Valisi Ali Haydar Öner, partisinin seçim kampanyasına destek vermek adına kente geldi. Bayburt'ta ayağının tozuyla esnaf ziyaretinde bulunan Öner, CHP Bayburt Milletvekili adayları Murat Bülbül ve Önal Aşut'a Bayburtlu seçmenlerden destek istedi. Öner, daha sonra parti binasına gelerek bir açıklamada bulundu.  CHP İl Başkanı Kasım Aydemir, Merkez İlçe Başkanı Hasan Konca, Gençlik Kolları Başkanı Emre Aygün ve partililerin hazır bulunduğu parti binasında konuşan Ali Haydar Öner, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ettiği yeminin aksine tarafsız davranmamakla suçladı. Öner, "Kul hakkı yiyenler, ya da servetlerinin hesabını veremeyenler, ya da yüzüğünü gösterip 'bir gün Recep Tayyip Erdoğan zengin olmuş derlerse bilin ki haram yemiştir' diyenler hangi haldeler? Tarafsız kalması gerektiği halde niye tarafsız kalmayıp meydan meydan dolaşıyor. Çünkü sandıkta kaybederse hukukun egemen olacağını biliyor" dedi. Öner, Bayburt'ta  bulunmaktan mutlu olduğunu ve Bayburt'taki dostlarının parti ayrımı yapmadan kendisine ilgi gösterdiğini belirterek başladığı konuşmasında, "Bayburt'ta olmanın mutluluğunu yaşıyorum, bize ilgisini esirgemeyen parti teşkilatımıza ve hangi partiden olursa olsun Bayburtlu hemşehrilerimizin tamamına gönülden teşekkür ediyorum. Gerçektende sokağa çıktığımızda yakasında farklı rozetler olan hemşehrilerimiz gönülden duygularla kucakladılar. Biz de görev yaptığımız dönemde olduğu gibi hepsini ayrım yapmadan kucakladık. Zihnimizde, kültürümüzde olmayan dışlamalardan uzak durdu" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sert ifadelerle yüklenen Öner, CHP'nin seçim vaatlerine de değindiği konuşmasında Bayburt Üniversitesi tarafından düzenlenen konferansta  'Türk diye bir ırk yoktur' diyen Prof. Yasin Aktay'a ise, "Profesör sıfatı taşıyan gafil, cahil" diye çıkıştı. Öner, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: 

 "Rabbena hep bana demektedir"

"Ülkemiz yeni bir seçim sürecine gidiyor ve sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Seçim sağlıklı bir sonuç vermezse ülkemizin, devletimizin milletiyle birlikte bölünmez bütünlüğü tehlikeye girebileceği gibi hukukun üstünlüğü de sona erebilecektir. Demokrasiden eser kalmayabilecektir. Tiranlığa, diktatörlüğe giden bir sürecin içindeyiz. Sadece kendisini düşen bazı kimseler makam beğenmez oldular. Başbakan, Cumhurbaşkanı şimdi Başkanlık diyorlar. Eğer Cumhurbaşkanlığı'nı beğenmiyorsan niye oldun? Başbakan olarak kalsaydın, anayasayı değiştirseydin ve başkan olsaydın. Türkiye Cumhurbaşkanlığı yetkilerinin çok olduğu bir ülkedir. Parlamenter hükümet sistemlerinde rastlanmayacak kadar Cumhurbaşkanı'nın çok yetkisi vardır. Ancak kibrinden geçilmeyen bir zat, başka kimseyi düşünmeyen, yola çıktığı arkadaşlarını yolda bırakan bir kişi var. Rabbena hep bana demektedir.  Çok yeteneklidir, hitabet yeteneği yüksektir, çalışkandır. İslami terminolojiyi iyi bilmektedir ancak bütün yeteneklerini rahmani değil şeytani kullanmaktadır. Cumhurbaşkanlığı yeminini ederken, 'tarafsız kalacağıma, milletin birliğini gözeteceğime namusum ve şerefim üzerine Türk Milleti önünde söz veririm' dediği halde sözünde durmamaktadır. Namus ve şeref kavramının değerinin farkına varmamış görünmektedir. Ben milletin adamıyım derken milletine küfredenleri kollayan adam olmuştur. Milletin adamıyım diyen kişi Soma'da millete tekme atan danışmanını kollayan biridir. Milletin adamıyım diyip, sarayın safhasına dalan biridir. Son padişah Vahdettin'in konağını mesken olarak kullanan biridir. İnşallah sonu da Vahdettin gibi olacaktır."

  "Mazotu çiftçiye 1.5 liradan vermeyi taahhüt ediyoruz"

"Bir yandan dezavantajlı grupları kollayan ekonomik refahı dengeli dağıtan, refahı tabana yayan bir anlayışla yoksul yurttaşları, çalışanları, işsizleri, emekçileri kollayan, alın terlerinin karşılığını veren bir anlayışı egemen kılma istemekteyiz. Bayburt'ta 1 milyon hektar arazi var, yarısı kullanılmıyor, kullanılan yarısı da nadasa bırakılıyor. Çiftçi mazotu dünyanın en pahalı fiyatına alıyor. Biz çiftçiye 1.5 liradan vermeyi taahhüt ediyoruz. 1 lira 21 kuruşa mal olan mazotu nasıl 1.5 liraya satacaksınız diyorlar. Kim diyor? Mücevherden, altından, pırlantadan vergi almayanlar diyor, gemilere mazotu 1 lira 20 kuruştan verenler diyor. Emekliler ve asgari ücret bin 500 lira olacak ve bunlardan vergi alınmayacak. Ayrıca emeklilerimize Ramazan ve Kurban bayramlarında birer ikramiye vereceğiz. Nerden vereceğiz. Saraya tanesi bin lira olan kadeh alanlar, sarayda kilometrelerce koruma duvarı örenler bunu soruyorlar."  "Bu şirk değil mi sevgili Bayburtlu hemşehrilerim?" "Evlerindeki paraları 24 saatte sıfırlayamadılar. 5 tane tape var, 5'i de gerçek. 17 Aralık sabah 08.00'de, 10'da 11'deki gerçek. Akşamkiler yine gerçek. Kul hakkı yiyenler, ya da servetlerinin hesabını veremeyenler, ya da yüzüğünü gösterip 'bir gün Recep Tayyip Erdoğan zengin olmuş derlerse bilin ki haram yemiştir' diyenler hangi haldeler? Tarafsız kalması gerektiği halde niye tarafsız kalmayıp meydan meydan dolaşıyor? Çünkü sandıkta kaybederse hukukun egemen olacağını biliyor. Hesap vermek zorunda kalacağının farkında. Sıffın savaşında Muaviye'nin yaptığını yapıyor, elde Kürtçe Kuran dolaştırıyor. Milletvekillerini kendi seçmiş. Biri diyor ki, Recep Tayyip Erdoğan'a dokunmak sevaptır.' Bir diğer 'Tanrı'nın bütün vasıflarını sütünde toplamış lider?' diyor. Bu şirk değil mi sevgili Bayburtlu hemşehrilerim? AK Parti ak değil arkadaşlar. AK Parti inancımız bakımından günaha, hukukumuz bakımından suça bulaşmış bir partidir. Bu dünyada ve öteki dünyada hesap verecektir. Kul hakkı yiyenlerin şahadetleri bile kabul edilmediğine göre Bayburtlu hemşehrilerimizin referandumda yüzde 80 evet veren, seçimlerde yüzde 50'den fazla oy veren hemşehrilerimizin 13 yıldır verdikleri oyları AKP iktidarı hak etmiş midir, bir daha değerlendirmelerini talep ediyoruz. Bayburtlu hemşehrilerimiz 2002'de ne durumdaydılar, şimdi ne haldeler? Bayburt'ta sadece bina çoğalmış. 13 yılın karşılığını almış mı Bayburtlu hemşehrilerimiz? Kurtuluş aziz hemşehrilerimizin kendi elindedir. Aklıyla vicdanının muhasebesini yapacak, elleriyle kendi geleceğini hem hukuka, hem ilahi buyruğa uygun hale getirecek." 

 "Profesör sıfatı taşıyan gafil, cahil"

 "Bugüne kadar dini duyguları istismar ederek işbaşında kalanlar, milli duyguları tahrip ederek saltanatlarını sürdürmek istiyorlar. AKP'nin Genel Başkan Yardımcısı 'Türk diye bir ırk yoktur' diyebildi. Bu kadar gaflete düşebildi. Yasin Aktay diye profesör sıfatını taşıyan bir utanmaz Bayburt gibi Oğuz boylarının yerleştiği bir yerde 'Türk diye bir ırk yoktur' diyebildi. Her ırka saygımız var ama adamın biri geliyor ve tarihi inkar ediyor. Profesör sıfatı taşıyan gafil, cahil. Bunu Bayburt'ta diyebiliyor. Bayburtlular'ın zihnindeki soru işaretleri çoğalmıştır. Kendilerine ak diyenlerin öyle olmadığı anlaşılmıştır. İslami duyguları kullandıkları ortaya çıkmıştır. Çaldıklarını sırtlarına yükleseniz taşımayacakları anlaşılmıştır. Halinden memnun olanlar bu düzeni sürdürsünler, halinden memnun olmayanlar üzerlerine düşeni yapacaklardır. Bayburtluları'n da aziz milletimizin de yolu bahtı açık olsun. Temennimiz Türkiye'de hukukun üstünlüğünün, demokrasinin yeniden egemen olduğu, çokça üretilen hakça paylaşılan bir ülke olmamızı, bölünmeden, parçalanmadan refah düzeyimizi artırmamız, çağdaş uygarlıklar içerisinde hak ettiğimiz yeri almamızı temenni ediyoruz. Çok değerli iki arkadaşımız Bayburt adına göreve talip. Bugüne kadar Bayburt'a hizmet edenlere teşekkür ediyoruz. Hizmet anlayışından yoksun olanların da Bayburtlular tarafından kenara çekilmelerini bekliyoruz. Ümit ediyoruz ki gelecek günler bugünlerden daha iyi olacaktır." Bülbül: "Köylerde listeler yapılıyor" CHP Bayburt Milletvekili adayı Murat Bülbül ise, Bayburt'a 7 yıl hizmet eden ve izler bırakan Ali Haydar Öner'i Bayburt'ta ağırlamaktan mutlu olduğunu söylediği konuşmasında, AK Part'inin köylerde yaptığı seçim çalışmasında muhtarlardan istek listesi topladığını iddia etti. Bülbül, şu açıklamayı yaptı:  "Vatandaşlarımız seçimlerden önce köylerde liste tutan bazı partililere kanmadığını ve o vaatleri ciddiye almadıklarını bize söylüyorlar. Muhtarlarımız büyük baskı altında, esnafımız konuşmaz hale gelmiş, öğrencimiz kendini ifade edemiyor, tarımda her yıl düşen bir üretim var, turizmde Bayburt hiç yok. Köylerimizde iktidar partisi liste yapıyor. Köyünüzde ne eksikse yazalım diyorlar. Aldatmaca bir seçim yatırımı, aldatmaca bir anlayış olduğunu söylüyorum. Artık takım tutar gibi parti tutmayın diyorum hemşehrilerimize. Bu dönem çok farklı bir şekilde seçimlere hazırlanıyoruz. Kökünde CHP olan Bayburt özüne döndü. Bu dönem CHP büyük bir patlama yapacak. 8 Haziran'da CHP iktidarına uyanacağız ve Bayburt'un da büyük katkısı olacak. 40 yıldır Bayburt'ta ne iktidara gelebildik, ne de belediye başkanı çıkarabildik. Bayburt hak ettiği yerde değil. Bunun için Bayburtlu hemşehrilerimizden oy istiyoruz"