Ermenistan gerçek bağımsızlığa çok yakın
27 Eylül’de Ermenistan
tarafında Azerbaycan topraklarına
yoğun şekilde başlayan taciz ateşleri birçok Azerbaycan vatandaşının hayatına
mâl oldu. Hemen karşılık veren Azerbaycan güçleri, sahada üstünlük sağlayarak
Ermenistan tarafından 30 yıldır işgal altında tutulan Karabağ bölgesine askeri operasyona başladı.
Güçlü hava ve topçu desteği ve istihbarat temini ile hızlı
ilerleyen Azerbaycan kuvvetleri 7 köyün kontrolünü ele geçirdi.
Azerbaycan Ordusu’nun hızlı hareketini beklemeyen
Ermenistan, Azerbaycan’ın durdurabilmek için uluslararası kamuoyunu yanıltacak iddialar ortaya atarak “mağdur” imajı çizmeye çalışıyor.
“Türkiye, askeri
olarak destek veriyor ve direkt çatışmaların içinde yer alıyor. Türk F-16’ları
Ermeni uçaklarını vuruyor” iddialarını gerek resmi olarak gerek ise Ermeni
Diasporasının öne çıkan neferleri Kim
Kardashian gibi isimleri kullanarak dile getiriyorlar.
Rusya’nın da
altına imza attığı Birleşmiş Milletler
kararlarında Dağlık Karabağ
bölgesinin “Azerbaycan devletinin
toprağı” olduğu ve Ermenistan’ın buradaki işgaline bir an önce son vermesi gerektiği açıkça yazıyor.
Tüm dünya önünde sözde Ermeni
Soykırımı dışında varlık alanı bulamayan Ermenistan hem coğrafyaya hem de
Ermeni halkına ihanet ediyor.
Türkiye’de birçok Ermeni asıllı Türk vatandaşı “demokratik bir sistem” içerisinde “çok rahat” yaşıyor.
Hatta Ermenistan vatandaşı olup Türkiye’ye çalışmaya gelen
kişi sayısı hiç de azımsanacak gibi değil.
Ermenistan Yönetimi, bölge devletleriyle iyi ilişkiler
kurarak Ermeni vatandaşlarının hayat standartlarını yükseltmek yerine halkının
geleceğini, uluslararası hukuku da hiçe sayarak yok ediyor.
Bugün yaşanan çatışmaların bir noktada sonlanması
beklenebilir. Ama en nihayetinde Dağlık Karabağ bölgesi Azerbaycan toprağıdır.
Tüm dünyanın kabul ettiği bu gerçeğe kulak tıkayan Ermenistan Yönetimi, Ermeni
vatandaşların aklıyla alay ediyor. Ermenistan
halkı, ülkeyi yönetmeyenlerin becerisizliklerini örtmek için popülist
politikalar ile savaş tamtamları çalmasına müsaade etmemeli.
Halkını gerçek dışı fanatik duygulara yönlendiren Ermenistan
Yönetimi bu anlayışı nedeniyle dünyanın başına ASALA belasını sarmıştı.
Ermeni devletinin PKK’da içerisinde görevlendirdiği birçok ajanı olduğu birçok uluslararası rapor
ve haberlere de defalarca yansıdı.
Modern devlet yönetimleri arasındaki potansiyelini
keşfedemeyen Ermenistan bu politikaları nedeniyle de bölge için bir istikrarsızlık kaynağı haline geldi.
ABD’nin açıkladığı ve İsrail’in destek verdiği “Şer Ekseni” olarak dünyaya lanse edilen
listeye artık Ermenistan da eklenmeli.
Batı Bloku’nun
Rusya’yı çevrelemek adına Gürcistan
ve Ukrayna’yı ikna etmesi Rusya için
bir “savaş sebebi” sayılmıştı.
Rusya, tampon bölge olarak kullandığı bu devletlerin “saf değiştirmesine” razı gelmemiş ve
askeri olarak müdahalelerde
bulunmuştu.
Bugün Ermenistan; Rusya için, üstü örtülü bir ittifak
kurdukları İran’a kara yoluyla ulaşılmasını sağlayan bir koridor vasifesi görüyor.
Rusya, otoyol olarak gördüğü Ermenistan’ın bölgede hiçbir
dengeyi değiştiremeyeceğini çok iyi biliyor.
Ermenistan halkının artık gerçeklerle yüzleşmesi gerekiyor.
Kendi ülkelerinde resmen “taşeron”
konumundalar...
Ermenistan’ın özgürleşmesi
için ilk şart işgal ettiği Azerbaycan topraklarından bir an önce çıkmasıdır.
Türkiye ve Azerbaycan tarafından ön koşul olarak ortaya
konulan bu durum gerçekleştikten sonra Türkiye’nin Ermenistan ile olan
ilişkisinde hızlı bir toparlanmaya gidilmesi kaçınılmaz görülüyor.
Rusya’nın ekonomik güdümünden çıkarılacak bir Ermenistan,
bölge barışına hizmet edeceği gibi Türkiye ve Azerbaycan’ın gücüne de güç katacaktır.
“Şu an orada bir savaş
var, olur mu hiç böyle bir şey” demeyin.
Türkiye Enerji
Stratejileri ve Politikaları (TESPAM)’da düzenlediğimiz “Türk Yurdu Karabağ ve Bölgesel Dengeler”
panelinde Azerbaycan Milletvekili Prof.
Dr. Elman Nesirov da “Karabağ’ın
boşaltılması sonrasında buradaki Ermeniler Azerbaycan devletinin koruması
altında barış içinde yaşayacaktır” sözleriyle ifade etti.
Türkiye, ülkesini işgal eden Yunanistan ile 10 yıl sonra çok
sıcak ilişkiler kurdu. Azerbaycan da pekala bunu yapabilir.
Geleceği iyi okuyan Türkiye’nin uluslararası arenadaki büyük ve örtülü savaşta sınır cephelerindeki sorunları bir an önce çözmesi, ağırlıklarından kurtularak daha hızlı ilerlemesini sağlayacaktır.