Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ankara’da on yıllar geçse de yöntem değişmiyor…

        Sürekli beklentiye odaklı bir politika sürdürülüyor; zam, af, tezkere, seçim...

        Ancak şurası da bir gerçek ki bunlardan biri ağızdan çıktı mı bir şekilde gerçekleşiyor.

        Zamanında ya da zamanından önce…

        Son dönem erken seçim beklentisinde yaşandığı gibi…

        Haziran sonunda veya sonrasında seçim olmasına yönelik beklenti, ilginçtir iktidar ve muhalefet bloklarında kutuplaşmış değil.

        Her ikisinde de olur ve olmaz diyenlerin sayısı eşit…

        Yani Cumhur İttifakı içinde de şartların gerektirmesi halinde seçimin olabileceğini ifade edenlere rastlanıyor.

        SEÇİM OLUR DİYEN 2 GRUP BAŞKANVEKİLİ

        Ancak buradaki beklenti Millet İttifakı’ndaki gibi yüksek değil…

        Nitekim İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan kısa süre önce sosyal medya hesabından “28 Haziran Pazar seçim için nasıl bir tarih?” sorusuyla tartışmayı yükseltti.

        Türkkan, dünkü sohbetimizde tarihle ilgili gerekçesine de açıklık getirdi:

        “28 Haziran dememin nedeni milletvekillerinin 2’nci yıllarının dolmuş olması nedeniyle özlük haklarını kazanacak olmaları; o tarih olmayabilir ama bu yıl içinde bir seçim bekliyorum…”

        Beklenti sadece Türkkan’da yok…

        CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da yakın çevresine bu yıl içinde seçim olacağı beklentisini dile getiriyor.

        Seçimin bu yıl olacağını ileri süren her iki grup başkanvekilinin gerekçesi de neredeyse aynı:

        “2021 sonrası ekonomik açıdan çok daha ağır geliyor; Erdoğan yerel seçim yenilgisinin toplumda yarattığı algı kırılmasını tüketmek ve yeni 2 partinin ayağa kalkmasını engellemek için erken seçimi ister.”

        AYM’NİN REFERANDUM KARARI

        Cumhur İttifakı içindeki erken seçim beklentisinin nedeni ise CHP’li Haluk Pekşen’in, “Anayasa referandumu sırasında, seçme hakkı ve ifade özgürlüğü açık şekilde ve ağır hukuka aykırı kararlarla ihlal edildi” iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı bireysel başvuru.

        CHP, bu konuyu tartışmış, AYM’ye götürmeme kararı almıştı.

        Pekşen’in başvurusunun yakında sonuçlanabileceğini belirten iktidar paydaşlarından bazıları, “AYM’den son dönem umulmadık kararlar çıkıyor. Eğer hak ihlali görürse seçimin gerekçesi olur ve sandık gelir” görüşünde.

        İLÇE SEÇİMDEKİ HAREKET

        İstanbul başta olmak üzere bazı ilçe seçim kurullarında yaşanan hareketlilik de sandık beklentisini tetikliyor.

        MHP lideri Bahçeli’nin FETÖ’nün siyasi ayağı üzerinden başlattığı tartışma da sandıkla bağlantılı görülüyor.

        ERKEN SEÇİM OLMAZ DİYENLER

        Buna karşın her iki partinin içinde seçimin bu yıl içinde olmasını beklemediklerini söyleyenlerin sayısı oldukça fazla…

        Hatta bu kanı yeni kurulan partilerin yöneticilerinde de mevcut…

        Haksız da değiller…

        Çünkü seçimin olabilmesi iki kişiye bağlı Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli…

        Her ikisinin bir diğerini yok sayarak karar alması da olası değil.

        Çünkü MHP böyle bir yola gidip ittifakı bozması halinde, yeniden ittifak oluşturabileceği bir yapı yok.

        Erdoğan’ın da MHP’yi terki halinde TBMM’de çoğunluğu sağlamayacağı için karşılaşacağı sıkıntısı çok…

        SEÇİM KURULLARI STOK TAMAMLIYOR

        Bunlar işin bir tarafı…

        Daha ilerisi CHP’li Bülent Tezcan’ın da dün altını çizdiği gibi, “Erdoğan, 1.5 yıl için niye 3.5 yılını çöpe atsın?”

        Üstelik yerli otomobil, Kanal İstanbul, Libya, Doğu Akdeniz’de sondaj gibi konularda yeniden itibar yükselttiği bir dönem varken.

        İlçe seçim kurullarındaki hareketliliğe gelince…

        CHP’nin YSK’daki temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, her ilçe seçim kurulunun 2 seçim, bir referandum çıkaracak kadar stok tutması gerektiğini belirtti.

        İstanbul seçimi döneminde yaşanan gelişmeler sonrası ilçe seçim kurullarının hem üye yenilenmesi hem de stok düzenlemesi yaptığını belirtti; bunu seçime yormamak gerektiğinin altını çizdi.

        MHP lideri Bahçeli’nin son günlerdeki çıkışı ise sosyolojik tabanın konsolidasyonuna yönelik; bunu Erdoğan’ın geçen hafta iki törendeki CHP’ye dönük sözleriyle birlikte okumak gerek.

        ALTI PARTİNİN KONGRESİ VAR

        Bunlar işin bir yanı…

        Sandığın gelmesini zorlayan başka nedenler de var…

        Bu yıl, AK Parti, CHP, İYİ Parti, HDP, Gelecek Partisi ve Babacan’ın kurmak üzere olduğu da eklendiğinde 6 parti kongre gerçekleştirecek.

        Bir diğer faktör, iktidar ve muhalefetin sandığı kesin garanti gördüğü, birinin diğerine tartışmasız üstün göründüğü ortam yok.

        Dolayısıyla kazanmanın kuralı %50+1’e dayalı…

        Ayrıca yeni gelenlerle birlikte ortaya çıkan iklimin, muhalefetin gürbüzleşmesine mi, yoksa don vurgununa mı yol açacağı da belirsiz.

        Yüzde bir oyun önem kazandığı sistemde bakarsınız başka oluşumların ortaya çıktığına da tanıklık edilir.

        O nedenle kongre veya kurultay süreçlerini görmeden öngörüde bulunmak da zor.

        KILIÇDAROĞLU’NUN GÜCÜ

        Bunu söylerken CHP içinden yeni bir oluşum beklemek de çok gerçekçi olmaz…

        Çünkü ilçe seçimleri de gösterdi ki CHP lideri Kılıçdaroğlu Büyük Kurultaya rakipsiz girecek.

        Cumhur İttifakı’ndaki gibi Millet İttifakı’nın bu süreçte bileşenlerinin ayrışması da olası değil.

        O nedenle ayrışmaya ve birinin diğerine üstün geldiğine tanıklık edilmeyen, bu denli kongrelerle dolu bir yılda olsa olsa partilerin genel başkan dışındaki yönetim kademelerinde değişim olur.

        Yenilenme sonrası da bütün gözler 2021’ye yönelir…

        Siyaset okumasında bir haftanın çok uzun olduğu dönemde bugünden gelecek yıl okunmaz.

        Diğer Yazılar