Korkusuz

Erdoğan’ın radarına takılan “Fireciler”...

Erdoğan’ın radarına takılan “Fireciler”...
Rusya Devlet Başkanı Putin sadece dış politikada değil iç politikada da yaptığı stratejik hamlelerle dikkatleri üzerinden ayırmıyor. Radikal ve yeni bir anayasa reformunu açıklaması, parlamento ve başbakanın rolünü genişletmeyi hedeflemesi farklı yorum ve tahminlere yol açsa da bölgenin geleceğine önemli etkiler yapacağı çok açık seçik...B urada esas ıskalanmaması gereken nokta ise  Türk dünyasının  ak saçlı  lideri Nursultan Nazarbayev’in Cumhurbaşkanlığından istifası ve sonrasında ülkesi için attığı adımlar...

Putin’in “beklenmeyen” hamlelerinin ardından doğal olarak gündeme gelen bir soru var;

Türkiye’de Tayyip Erdoğan ne yapar?.. Yakın dostunun bu hamlelerini kendisi için bir örnek teşkil edebilir mi?..

Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş, referandumdan 2 gün sonra tekrar tartışılmaya açıldı ve 24 Haziran 2018 seçimlerinden bu yana hiç gündemden düşmedi. AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde revizyon çalışmaları yapıldığını duyurdu ama iktidar ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sıkıştırmaları yüzünden sonucun ne olduğunu hala ilan edemedi. Üstelik, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek isteyen sadece muhalefet partileri değil... İktidar partisi içinde de hiç azımsanmayacak bir grup da mevcut sistemden çok şikayetçi... Çok kısık sesle konuşsalar da iktidar içinde bazı önemli isimler, Tayyip Erdoğan’ın rahat ve kendi haline bırakılmadığını, “zincirlerinden bir kurtulabilse” ilk fırsatta güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmekte tereddüt etmeyeceğini iddia ediyor.

Bir taraftan Devlet Bahçeli diğer taraftan yeni parti oluşumları ile sıkıştırılan Tayyip Erdoğan’ın doğrusu işi pek de kolay gözükmüyor. Geçenlerde sohbet ettiğim bir saray kaynağım, Erdoğan’ın parti içinde fire tehdidi ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Bugünkü şartlarda AKP içinde mevcut milletvekillerinden istifalar olup Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu Gelecek Partisi’ne veya Ali Babacan tarafına geçebilirler mi?.. Siyasi kulislerde böyle bir havaya rastlamadım. Rastlayana da şahit olmadım. Ancak, AKP içinde mevcut bazı milletvekillerinin her iki yeni oluşum ile temasta olduğu biliniyor ve bunlar saray tarafından yakından takip ediliyor. AKP içindeki firecileri konuşurken saray kaynağımın şu sözleri çok ilginçti:

“Bazı milletvekillerini yeni oluşumlara katılma konusunda sağda solda yaptığı konuşmalar ve tehditler reisin kulağına geliyor. Hatta bir milletvekili, geçenlerde, ‘Tayyip bey sayıyı çok merak ediyorsa, son bir senedir hiç görüşmediği ve randevu vermediği milletvekillerine’ baksın demiş. Reis bu sözleri duyunca çok öfkelendi.”

Siyasette transferlere çok sinirlenmesi ile bilinen (!) Tayyip Erdoğan, geçen Salı günkü grup toplantısında 5 belediye başkanını partisine katmıştı. AKP’nin, muhalefet partilerinden yaklaşık 100 dolayında ilçe ve belde belediye başkanını transfer etmek için harekete geçtiği de haberlere yansımıştı. Acaba, Erdoğan fireci milletvekillerine “yerinizi çok kolay doldururum” mesajı mı veriyor?..

AKP kulislerinden gözlemlediğim; iktidar milletvekilleri tekrar önemli olmak istiyorlar. Çünkü, işleri eskisi gibi yürümüyor!.. Kendilerini önemsetmek isteyen iktidar milletvekilleri AKP’den kopup Ahmet Davutoğlu’nun veya Ali Babacan’ın yanına  mı giderler?.. Yoksa hep birlikte hareket edip Meclis’te bağımsız bir grup kurup, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişi zorlamak için yeni bir organizasyon mu kurarlar?.. Tüm bu sorulara yanıt alabilmek için 7 Temmuz 2020’nin beklenmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Neden mi?.. Çünkü; milletvekilleri müktesep haklarını o tarihte elde ediyorlar. Yani 2 yıllarını tamamlamış oluyorlar. Bizdeki mebuslar müktesep haklarını elde etmeden kolay kolay maceraya atılmazlar!.. Erken seçimi de hiç sevmezler!..

★★★

Burnumuzun dibinde neler olup bittiğini daha iyi anlayabilmek adına sizlere çok önemli bir makaleyi okumanızı önereceğim. 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nden Rusya-Türkistan araştırmaları uzmanı Suinbay Suyundikov kaleme almış. “Parlamento Güçlenecek, Ancak Rusya Parlamenter Cumhuriyet Olmayacak” başlıklı makalesinden bir bölüm;

“Rusya Devlet Başkanı V. Putin’in Devlet Anayasası’nı değiştirme önerisi çok uzamadan, uygun görülen değişiklikler yerini bulacaktır. Devlet sisteminde mevcut olan değişiklikler Kazakistan’da 2019 yılının ilk yarısında gerçekleşmiştir. Kazakistan’da 28 yıl devlet başkanlığını yapan Nursultan Nazarbayev - Orta Asya’da ve Eski Sovyetler Birliği ülkeleri arasında kendi insiyatifi ile Cumhurbaşkanı olarak kendi görevini fesheden kararnameyi imzalamıştı. Kazakistan Senato Başkanı Kassım Jomart Tokayev’in Parlamentoda yemin ederek Devlet Başkanlığı görevini resmen devralmasının hemen ardından verildi. Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’e, ‘Elbaşı’, yani ‘Milletin Lideri’ statüsü verilmişti. Kazak ilk Cumhurbaşkanı ömür boyu dokunulmazlık hakkı da kazandı. Bu amaçla gündeme getirilen anayasa değişikliği teklifi, milletvekillerinin oy birliğiyle geçti. Statü, Cumhurbaşkanı ve ailesine ömür boyu dokunulmazlık hakkı da tanıyor. Anayasa değişikliği ile N. Nazarbayev, Devlet Başkanlığı görevini bıraksa bile milletin lideri ‘Elbaşı’ statüsünü koruyacaktır. Bu sistemin değişik versyonunu şu anda Rusya’da Devlet Başkanı V. Putin de gerçekleştirebilir. Rusya Anayasa değişikliği olursa, Federasyon Konseyi Rusya Federasyonu’nun en üst seviyedeki yönetim kurumu olabilir. 20 yıldır Rusya Devlet Başkanı ve Başbakanı olan V. Putin kendi isteği ile Devlet Başkanlığından istifa ederek, Anayasa değişikliğinden sonra devletin en üst yönetim kurumu olan ‘Federasyon (Devlet) Konseyi’ Başkanı olabilir. Bu versiyon gerçekleşirse sadece yerleri ve adları değişen Anayasa ve devlet kurumları olacak, V. Putin tekrardan ömrünün sonuna kadar Federasyon Konseyi’nin Başkanı olarak görevine devam edecektir.”

Tahminlerinizi bana yazın...Kimselere söylemeyeceğime söz veriyorum!..