Beyoğlu 6. Olağan İlçe Kongresi'de katılan Cumhurbaşkanı CHP'ye yönelik "CHP'nin Genel Başkanı ve yöneticileri o kadar çok yalan, yanlış, iftira dile getiriyorlar ki biz artık takibi bıraktık. Bunlar değil miydi Afrin'e girişimizin doğru olmadığını söyleyen? 'Afrin'e girmek yanlıştır' diyen bunlar değil miydi ama Afrin zaferi ilan edilince bu sefer de utanmadan, sıkılmadan Afrin zaferini kutlamaya kalktılar. Sıkıysa kutlama" dedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Beyoğlu 6. Olağan İlçe Kongresi'ne katıldı. Kongrede bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burası birilerinin ısrarla sembolleştirmeye çalıştığı bir yer olmasına rağmen, tercihini daima Ak Parti'den yana kullanarak adeta herkese ders veren bir ilçemizdir. Beyoğlu bu. Beyoğlu'nda Ak Parti bayrağını daha yükseklere çıkaracağınız hususunda ben sizlere güveniyorum. Çünkü hatırlayın biz burada geçmişi itibariyle bir şeyler yaşadık. Neydi bu? 89 belediye seçimleri. Bizim geçmişimizde hakikaten aslında çıkışımızın başladığı bir yerdi. 89'da oyunlar oynandı. Ama 94'de bu oyunlar kökünden bozulmuş oldu. Türkiye gerçekten çok tarihi günler yaşıyor. Yaşadığımız her başarı, her tecrübe, indirdiğimiz her maske, girdiğimiz her in unutmayın karşımızdaki tehlikenin ne kadar büyük olduğunu bize bir kez daha teyit ediyor" dedi. 
 

"BİZ BUNLARI GÖZLERİNDE, CİĞERLERİNDEN TANIRIZ"

Erdoğan, "'Türkiye'nin sınır ötesinde ne işi var' diyen her kişi ve kesim aslında birliğimizden, bütünlüğümüzde, geleceğimize güvenle bakmamızdan, bundan rahatsızlık duyuyorlar. Bu tür ifadeler her adımda ülkemizi engellemek, bunu başaramazsa karalamak, ondan da netice alamazsa kafaları karıştırmak için atmadık takla bırakmayanların argümanlarıdır. Biz bunları nereden tanırız? Taksim'de Gezi olaylarından tanırız. Biz bunları 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişiminde tanırız. Biz bunları çukur eylemlerinden tanırız, biz bunları 15 Temmuz'dan tanırız. Biz bunları gözlerinde, ciğerlerinden tanırız. Türkiye'de 15 yıldır ne yaptıysak, bunlara rağmen yaptık. Eğer biz bu ihanet çetelerine teslim olmuş olsaydık tek bir adım dahi atamazdık. İşte o zaman Türkiye, çevremizde bolca örneği olan, o felaket görüntüleriyle gündeme gelen bir ülke durumuna düşerdi. Milletimizle birlikte bu oyunu gördük. Karşımızdaki şer ittifakı ile göğüs göğse mücadele ederek hamdolsun bugünlere geldik. Bundan sonra işimiz daha kolay. Çünkü artık toplumumuzun hemen her kesimiyle, tüm kurumlarıyla hedeflerine kilitlenmiş bir Türkiye var, bir Beyoğlu var. Allah'ın yardımı ve milletimizin kararlılığıyla, hiçbir konuda, hiçbir alanda geriye gidiş söz konusu olmayacaktır" diye konuştu. 
 

"ETKİSİZ HALİNE GETİRİLEN TERÖRİST SAYISI 3 BİN 732 OLDU"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz ülkemize ve milletimize yaptığımız hizmetleri her alanda çoğaltmanın gayreti içindeyken birileri de kendilerince ülkemize çelme takmakla meşgul. Türkiye'nin Afrin operasyonundan herkesin rahatsız olmaya hakkı olabilir. Ama bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur. İşte geldiğimiz nokta ortada. Biz terör örgütleriyle mücadelemizi verdik. 35 bin insanımız ne yazık ki teröre kurban gitmişti. Biz ne yaptık, Gabar'a, Cudi'ye, Tendürek'e girdik. Ne dedik, 'bunlar nereye giderse gitsin, inlerine gireceğiz, biz bunları kovalayacağız'. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Ve ne oldu, onlar Suriye'ye kaçtılar. Önce Fırat Kalkanı harekatında bunları kovaladık ve orada 3 bin DEAŞ'lıyı derdest ettik. Oradaki 2 bin kilometrelik alana oranın gerçek sahiplerini yerleştirdik. Ardından Afrin olayı başladı. Biz bunu Amerika ile, koalisyon güçleriyle, aynı şekilde Rusya'yla hep birlikte görüştük, konuştuk. Daha Obama döneminde görüşmeye başladık. Ama ne yazık ki onlar bizi aldatmaya kalktılar ve netice alamadı. Bu dönem başlayınca 15 Mayıs 2016, 'gelin bunu beraber yapalım, Rakka'ya biz Amerika ile beraber girelim'. Ama ne yazık ki bunlar  PYD, YPG'yi tercih etiler, 'peki siz yolunuza, biz yolumuza' dedik. Neticede ne oldu? Biz 'bir gece Afrin'e girebiliriz' dedik ve girdik. Şu an itibariyle Afrin ve Sincar'daki etkisiz haline getirilen terörist sayısı 3 bin 732 oldu" şeklinde konuştu. 


"BU TÜR TERÖRİST ÖĞRENCİ OLDUKTAN SONRA BUNLAR O MARKAYA LEKE SÜRÜYOR"

Erdoğan, "Bir üniversitemizde şehitlerimizin hatıralarını yad etmek için düzenlenen etkinliğe tahammül edemeyen zihniyet bu ülkeye ve millete ait değildir. 'Efendim bu üniversite çok popüler bir üniversite, çok kalite bir üniversite, bu üniversite marka bir üniversite...'

Tamam da bu üniversitesin içinde affedersiniz bu tür teröristler olduktan sonra, bu tür terörist öğrenci olduktan sonra bunlar o markaya leke sürüyor. Şu anda biz onlarla ilgili gereğini yapıyoruz, yapacağız da... Ben bu üniversitemizi lekelememek için ismini anmıyorum. Rektörün samimi gayretlerini de biliyorum. Şu anda üzerine üzerine gidiyoruz. Ve bu terörist öğrencileri kamera çekimlerinde bulup, çıkarıp onlara da gereğini yapacağız. Bu üniversitelerimizdeki hocalarımızın da çok daha dikkatli olması gerekir. Eğer bu üniversitelerimizdeki hocalarımızın bu öğrencilerle iltisaklı olduğunu belirlediğimiz anda onlarla ilgili de gereğini yaparız. Kaliteli öğrenci vasıflı öğretim üyesinden gelir. " diye konuştu. 


"KULAKLARINDAN TUTAR AİT OLDUKLARI YERE FIRLATIRIZ"

Erdoğan, "Benim Mehmet'in, benim askerim, bu milletin evladı Afrin'e niye gidiyor. Bu ülkenin huzuru için gidiyor, huzuru sağlamak için gidiyor. Sınırlarımıza saldıranlara karşı gerekli dersi vermek için gidiyor. Bunu yapmak isteyenlere karşı bu üniversitede kalkıp ta bu tür bir adımı atan, bir leyle-i Regaip öncesinde lokum dağıtanlara kalkıp farklı bir şekilde davrananlara haddini bildirmek, birinci derecede benim ve devletin görevidir. Ve bunu da yapacağız. Ülkemizdeki üniversiteler de FETÖ döneminde yuvalanan bir kısım terör örgütü yandaşlarının benzer densizlikler içinde olduğunu duyuyoruz. Okul koridorlarında, kantinlerinde, bahçelerinde adeta terör estiren bu çapulculara kesinlikle meydanı bırakmayacağız. Bu da böyle biline. Marjinal örgütler tarafından bazı üniversitelerimizin asli görevinde uzaklaştırılmasına, kimi grupların eylem alanına dönüştürülmesine asla müsamaha göstermeyeceğiz. Zaman zaman Beyoğlu sokaklarında da arzı endam ettiklerini gördüğümüz bu marjinaller edepleriyle durdukları müddetçe bu ülkenin renklerinden biri olarak kalabilirler. Ama baskıya, kendilerinde olmayanlara tahammülsüzlüğe, saldırıya, şiddete vardırırlarsa hiç kimse kusura bakmasın, kulaklarından tutar ait oldukları yere fırlatırız. Olay budur. Bu ülkenin huzurunu bozmaya, bu milletin değerlerine saldırmaya kimsenin hakkı yoktur" şekliden konuştu. 

"CHP'NİN GENEL BAŞKANI VE YÖNETİCİLERİ O KADAR ÇOK YALAN, YANLIŞ, İFTİRA DİLE GETİRİYORLAR Kİ BİZ ARTIK TAKİBİ BIRAKTIK"

"Vatanımızın bekası için, 81 milyonun huzur ve emniyeti için canlarını feda eden aziz şehitlerimize hiç kimse dil uzatamaz. Tabi bunların ağa babası, genel başkanından milletvekillerinden il başkanlarına kadar ana muhalefet partisi CHP'dir. CHP'nin Genel Başkanı ve yöneticileri o kadar çok yalan, yanlış, iftira dile getiriyorlar ki, biz artık takibi bıraktık. Bunlar değil miydi Afrin'e girişimizin doğru olmadığını söyleyen? 'Afrin'e girmek yanlıştır' diyen bunlar değil miydi ama Afrin zaferi ilan edilince bu sefer de utanmadan, sıkılmadan Afrin zaferini kutlamaya kalktılar. Sıkıysa kutlama. Çünkü bu millet o zaman Osmanlı tokadını bunlara farklı atar. Şayet hukuki bir takip yapılması gerekiyorsa, avukatlarımız, siyasi bir cevap verilmesi gerekiyorsa da partideki arkadaşlarımız kendileriyle meşgul oluyor. Çünkü bizim ülkenin ve milletin hizmet beklediği bu dönemde  bunlara harcayacak vaktimiz yok. Buna rağmen bazen öyle şeyler söylüyorlar ki, inanın buna cevap vermezsek milletimize haksızlık yapmış olacağımız hissine kapılıyoruz. Mesela bazı CHP milletvekilleri 'Sosyal Güvenlik Kurumu gayri menkullerini satıyor' diye ortalığı yağa kaldırmışlar. Hal bu ki, şöyle bir geriye doğru araştırma yapsalar bu kurumun tarihindeki ilk gayrimenkul satışını hem de yönetim kurulu üyelerinde bir kısmının muhalefetine rağmen genel başkanlarının yaptığını görecekler. Yani Bay Kemal'in yaptığını görecekler. Bu CHP milletvekillerine tavsiyemiz eylemi Balgat'ta Sosyal Güvenlik Kurumu binasının önünde değil, genel başkanlarının makam odasının kapısında yapmalarıdır. Çok daha isabetli olur." dedi.

"YA BU NE TERBİSYESİZLİKTİR"

Erdoğan, "Çanakkale Belediyesi'nin kahraman ordumuzun Afrin başarısını kutlamak için şehirde pilav dağıtma teşebbüsünü engellemesi de bir başka utan verici hadisedir. Ya bu ne terbiyesizliktir. Orada zafer için bir pilav dağıtımını partimizin gençlik kolları STK'lar ile beraber yapıyorlar. Bundan rahatsız oluyorlar ve pankartı söküyorlar. Hal bu ki kendileri geçmişte bölücü örgütün desteklediği partinin güya başarısını kutlamak için şehir merkezinde pilav dağıtmışlardı. Hatta partimizin üyelerini meclisteki toplantıda söz aldılar konuşturmadılar. Salondan kovma yoluna gitti, üstelik bir bayan meclis üyesini. Bende valiye talimat verdim. Bu sene 18 Mart kutlamalarında kesinlikle bu belediye başkanına konuşma vermeyeceksin. Sen seçilmişe orada söz istiyor, konuşturmuyor ve kovuyorsun. Sen burada vali ya da Başbakan sana söz verirse konuşabilirsin. Yoksa konuşamazsın." diye konuştu. 

Erdoğan, "Şimdi yavaş yavaş ittifaklar şekilleniyor. Bölücüleri destekleyenlerle, ülkenin ve milletin yanında saf tutanlar her geçen gün biraz daha ayrışıyor. Biz milletimizle çıktığımız siyaset yolunda hep doğru bildiğimiz istikamette ilerleyerek bu günlere kadar geldik" dedi. 

Editör: TE Bilişim