Erdoğan'dan Abdurrahman Dilipak'a sert tepki

Erdoğan'dan Abdurrahman Dilipak'a sert tepki
Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Sözleşmesi tartışmalarında kadınlara çok ağır ifadelerle hakaret eden Akit yazarı Abdurrahman Dilipak'a isim vermeden tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin 19. yıl dönümü etkinliğinde yaptığı konuşmada, İstanbul Sözleşmesi'nin tartışmaya açılmasıyla gündeme gelen kadına yönelik şiddet tartışmalarına ve Akit yazarı Abdurrahman Dilipak'ın 'AK Parti'nin papatyaları' yazısında İstanbul Sözleşmesi'ni savunanlara 'fahişe' ifadesini kullanmasına ilişkin konuştu. 

“Son dönemde özellikle yürütülen bazı tartışmalara artık bir nokta koymanın zamanının geldiğine inanıyorum. Bu millete hizmeti geçmiş kimi isimler kendilerine asla yakıştıramadığımız çirkin ifadelerle bu tartışmanın içinde yer almıştır" diyerek sözlerine başlayan Erdoğan, "Biz her türlü fikre, her türlü eleştiriye, her türlü teklife saygı gösteririz. Ama kadınlarımızın onuruna, haysiyetine, kişiliğine, iffetine yönelik en küçük bir saldırıya da müsaade etmeyiz. AK Parti’nin kadınları için 'AK Parti’nin papatyaları' gibi yaklaşımlarla, ben ağzıma almaktan edeb ediyorum, küfri bir ifadeyi kullanmak suretiyle bu tür yakıştırmaların içine giren köşe yazarlarını da tüm kadınlar adına kınıyorum" diye konuştu. 

Erdoğan, son dönemde tartışmaya açılan İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin de "İnsani ve insan onurunu yücelten, aileyi merkeze alan, toplum dokumuza uygun, özgü metinler çıkarmaya ziyadesiyle sahip olduğumuza inanıyorum. Tercüme metinler yerine artık kendi çerçevemizi kendimiz belirlememiz gerekiyor" ifadelerini kullandı. 

Erdoğan, Türk milletinin 'aileerkil' bir millet olduğunu söylerken, "Ailenin temeline dinamit koyan hiçbir anlayış, hiçbir düzenleme, hiçbir ideoloji insani olmadığı gibi meşru da değildir" dedi. 

Edoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"AK PARTİ DELİKANLILARIMIZ KADAR, HATTA DAHA FAZLA GENÇ KIZLARIMIZIN PARTİSİDİR"

Görüldüğü gibi kadınlar için yaptığımız hizmetler saymakla bitmiyor çünkü AK Parti dedelerimiz kadar, hatta onlardan daha fazla ninelerimizin partisidir. Çünkü biz şunu biliyoruz, cennet annelerinin ayakları altındadır. Annelerimizin, özellikle evlatlarına bağışladıkları imkanlar hiçbir zaman hiçbir şeyle mukayese edilemez. AK Parti delikanlılarımız kadar, hatta daha fazla genç kızlarımızın partisidir. Gerektiğinde onların lehine pozitif ayrımcılık yapmaktan çekinmeyerek geldiğimiz bu noktada kadınların elde ettiği kazanımları kimse inkar edemez. Biz bu toprağı kadın erkek hep birlikte vatan yaptık. Bu devleti hep birlikte kurduk. En zor zamanlarımızda birlikte omuz omuza vererek ayakta kaldık. İstiklal Harbi'nde kadınların rolü neyse, 15 Temmuz'da da kadınların rolü aynıdır. İlla bir tanımlama yapılacaksa, Türk milleti aileerkil bir millettir. Nasıl her ferdiyle milletimiz büyük bir aile ise, ayrı ayrı her Türk ailesi vatanımızın, milletimizin, devletimizin, geleceğimizin bayrağıdır.

"TÜM KADINLAR ADINA KENDİLERİNİ KINIYORUM"

Ailenin temeline dinamit koyan hiçbir anlayış, hiçbir düzenleme, hiçbir ideoloji insani olmadığı gibi meşru da değildir. AK Parti'nin kadınları için, öbür tarafta AK Parti'nin papatyaları gibi yakıştırmalarla, yeşil sermaye gibi yaklaşımlarla, ben ağzıma almaktan edep ediyoruz, küfri bir ifadeyi kullanmak suretiyle, bu tür yakıştırmalarının içine giren köşe yazarları noktasında da, tüm kadın kollarım adına ve tüm kadınlar adına kendilerini kınıyorum. Eğer AK Parti'nin Genle Başkanı olarak, ülkemin Cumhurbaşkanı olarak kadınlarımıza sahip çıkmada geri duracak olursak, hiçbir zaman bunun hesabını veremeyiz. Hal böyleyken, inancımızda ve değerlerimizde olmadığı halde toplumsal yapımıza sirayet eden kimi çarpık anlayışların ortadan kaldırılması da en önemli meselelerimizden biri olmuştur.

"Kadınlarımızın onuruna, iffetine yönelik en küçük bir saldırıya da müsaade etmeyiz"

Asırlarca kadını insan dahi saymayan, kız çocuklarını diri diri toprağa gömen o cahiliye dönemlerini biz özellikle lanetlemedik mi? Şimdi biz bu konularda Türkiye'ye kimsenin söyleyecek sözü olamaz. Gerek kadın, gerek erkek özgürlük her insan için kutsaldır. Hak her insan için kutsaldır. Emek her insan için kutsaldır. Bir cinayet işleyeni kim olursa olsun cinayettir, bir şiddet faili kim olursa olsun şiddettir. Hakaret, yapanı kim olursa olsun hakarettir, kadının adeta mülk gibi görülmesi yanlıştır. Gerekirse şiddetle yola getirilebileceğinin sanılması, ya benimsin ya kara toprağın gibi hastalıklı zihniyetlere kurban edilmesi yanlıştır. Bu çerçevede tarihi adımlar attık. Kadınlarımız lehine yaptığımız bunca şey varken, biz avuç sapkına da meydanı bırakmayacağız. Milletimizin millet, ailemizin aile olmasını zedeleyecek anlayışlarla sonuna kadar mücadele edeceğiz. PKK'nın kaçırdığı kız çocukları konusunda tek kelime etmeyenlerin, bırakın kadın meselesini, insana dair hiçbir konuda söz söyleme hakkı olamaz. Her konuda ortaya çıkıp sokaklara dökülen, medyayı seferber eden insan hakları savunucularından bir açıklama işittiniz mi? Meslek örgütlerinden dişe dokunur, açık, net bir tavır sergileyen oldu mu? Bu tavırlarıyla kendi konumlarını kendileri belirliyorlar. Bu konumun tarifi de iki yüzlü, ideolojik saplantılı, milletinin değerleriyle barışamamamış bir çizgidir. 

"KASITLI YAPILIYOR"

"İnsani ve insan onurunu yücelten, aileyi merkeze alan, toplum dokumuza uygun, özgü metinler çıkarmaya ziyadesiyle sahip olduğumuza inanıyorum. Tercüme metinler yerine artık kendi çerçevemizi kendimiz belirlememiz gerekiyor. Kopenhag kriterleri diyeceğimize, Ankara kriterleri der yolumuza devam ederiz. Son tartışmanın kasıtlı bir şekilde alevlendirildiğini düşünüyorum. Bu ateşi körükleyenler kadına şiddetle mücadeleden bir adım geri gideceğimizi sanıyorlarsa şimdiden bilsinler ki hüsrana uğrayacaklardır. Bu fitne ateşini tamamen söndüreceğimize inanıyorum. "