19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erdoğan ve Albayrak sınav dönemindeler

Oktay Ekşi

Oktay Ekşi

Eski Yazar

A+ A-

M. İlker Yücel: Dolardaki hızlı yükselişin ardından ‘yeni ekonomik model’ açıklayan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın tavrı, “devlet ciddiyetinden uzak” olarak nitelendirildi. Sizce bu açıklamalardaki tutum ve tavır nasıl olmalı?

Oktay Ekşi: Dolardaki füze hızıyla artışın yaşandığı geçen Cuma günü tesadüfen Tv’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önce Bayburt’ta ardından Gümüşhane’de halka hitap edişini izliyordum. O sırada gözüm ekrandaki Dolar ve Euro fiyatlarına takıldı. Baktım Erdoğan ABD’ye saydırdıkça döviz fiyatı artıyor. Nitekim saat 15.01’de Dolar 6 lira 05 kuruş iken 15.02’de 6 lira 09 kuruş, henüz saat 15.03 olmadan 6 lira 11 kuruş oldu.

Aynı dakikalarda Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak İstanbul’daki iş dünyasına “Yeni Ekonomik Model” konulu sunumunu yapıyordu. O konuşmasını bitirmeden de Dolar bir ara 6 lira 87 kuruşu gördü, sonra 6 lira 41 kuruşla günü kapattı.

Bu resmi izleyip de gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Onların Doları varsa bizim de hakkımız ve halkımız var” diyerek konuşması, gerek Berat Albayrak’ın “Gelecek yıl enflasyon tek rakama düşecek” demesi aklı başında olan kimsenin kulak vereceği sözler değildi.

Ama ertesi gün gazetelere bakınca gördüm ki iş dünyamızın “büyük” (!?) isimleri Albayrak’ı dinleyince pek memnun kalmışlar. Hele birinin “enerji bakanıyken yaptıklarına bakarak ekonomiyi de düzelteceğine olan inancını” belirtmesi doğrusu tek kelimeyle komikti.

Tüm bunlarla anlatmak istediğim şu:

Ekonomimiz -maalesef- baş aşağı gitmektedir ve ortada bu gidişi durduracak etkin bir önlem görünmemektedir. Kendisinin “ekonomiyi bildiğini” söyleyen Cumhurbaşkanı ile damadı Berat Albayrak şimdi neyi ne kadar bildiklerini ortaya koyacak bir sınav dönemindeler. Bekleyelim, göreceğiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’nin yaptırımlarına karşı, “yeni müttefikler buluruz” açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Erdoğan bir süreden beri zaten Türkiye için “yeni müttefik” arayışı içindeydi. Bunun ilk işaretini Avrupa Birliği ile yollarını ayırmaya, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Batı dünyasının önemsediği “İnsan Hakları”, “Hukuk Devleti”, “Demokrasi” gibi temel değer ve kurumları ayaklar altına almaya başladığı tarihte vermiş, ardından da gözünü “Şanghay Beşlisi”ne dikmişti.

ABD ile ilişkiler ise NATO üyeliğimiz başta olmak üzere son 60 küsur yılda kurulan sayısız işbirliği nedeniyle özellikle Erdoğan tarafından gevşetile gevşetile bugünkü noktaya geldi.
Bunlara değinmişken belirteyim:

ABD’nin Türkiye ile ilişkilerinde uyguladığı “ikiyüzlü” politikaların (örneğin PKK’ya karşı yurt dışı operasyonlarımızın engellenmesinin, 12 Mart (1971), 12 Eylül (1980) ve 15 Temmuz (2016) darbe teşebbüslerindeki rolünün) bugünü doğurduğunu da belirtmek gerekir.

Tüm bunlardan sonra nereye varırız?

Önümüzde kritik bir dönem olduğu belli. Bu dönemin henüz başındayız. Eğer 2018 ve 2019’u barış içinde yaşarsak gerisini getiririz.
Benim inancım bu.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, tekke ve zaviyelerin kapatılmasının FETÖ ve Adnan Oktar gibi suç örgütlerinin ortaya çıkmasında payı olduğunu söyledi. Diyanet’in tarikatları sosyolojik bir gerçeklik olarak nitelendirmesi hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

Diyanet İşleri Başkanı ne derse desin, FETÖ ile Adnan Hoca’nın (“Menzilci”lerin, “Süleymancı”ların, “Işıkçı”ların, “İskender Paşacı”ların ve benzerlerinin) ortaya çıkmasının nedeni, tekke ve zaviyelerin kapatılması olsaydı, tekke ve zaviyeler açıkken Türkiye’nin hemen her ilinde bir tarikat ve tekke olmazdı. Oysa biliyoruz ki Osmanlı döneminde halkımız tekke ve zaviyeler elinde uyuşturulmuş, çağ dışı bir dünyada yaşamaya mahkûm edilmiştir. Üstelik bu tekke, zaviye ve tarikatlar zaman zaman devlete karşı isyan etmiştir.

O nedenle Diyanet İşleri Başkanı’nın yüreği yetiyorsa önce “doğru” olanı “tam” olarak söylemesi gerekir. Sonra da ona yakışan, bir Cumhuriyet Kurumu başında olduğunu anımsamak ve tekke ve zaviyelerin açılmasını değil, “sosyal bir gerçeklik dediği bu kurumların laik bir Cumhuriyet’te SİYASET YAPMADAN nasıl yaşamaları” mümkünse -örneğin kamu adına nasıl denetlenmeleri gerekiyorsa- onun yolunu göstermektir.