1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Erdoğan faiz indiriminde ısrarcı

7 Temmuz 2019

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TCMB Başkanı Çetinkaya'yı, son iki Para Politikası Kurulu toplantısında faizleri sabit tuttuğu ve 25 Temmuz’daki toplantıda da faiz indirimine yanaşmayacağı için görevden aldığı öne sürülüyor.

https://p.dw.com/p/3Lhod
Türkei Recep Tayyip Erdogan
Fotoğraf: picture alliance/dpa/AP/B. Ozbilici

AKP'li kaynaklar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya’yı görevden alma gerekçesine ilişkin DW Türkçe'ye açıklamalarda bulundu. AKP’den bazı isimler, bunun siyaseten alınmış bir karar olduğunu belirterek Cumhurbaşkanı’nın ekonominin canlanması için faiz indiriminde ısrarcı olmasının bu sonucu doğurduğunu dile getirdi. 

Geçtiğimiz Nisan ve Haziran aylarında yapılan son iki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, Merkez Bankası‘nın faizleri sabit tuttuğunu hatırlatan kaynaklar, Çetinkaya’nın faiz indirimine direndiğini ve  25 Temmuz’daki toplantıda da buna yanaşmayacağı için görevden alındığını ifade etti. AKP kaynakları ayrıca, geçen iki kurul toplantısı öncesinde de Erdoğan’ın Çetinkaya’dan faizleri indirmesi yönünde talepte bulunduğunu, ancak bu talebin yerine gelmemesi üzerine Merkez Bankası Başkanı’nı görevden almaya karar verdiğini ve bu kararı uygulamak için 23 Haziran seçimlerini beklediğini dile getirdi.

Son dönemde ülkeye para girişi ile döviz kurlarının gerilediğini vurgulayan Merkez Bankası kaynakları ise, Çetinkaya’nın döviz kurlarında daha da gevşeme beklediği için faiz indiriminde aceleci olmadığını aktardı.

Gerekçe ihtiyat akçesi değil

Başkan Çetinkaya’nın görev süresinin bitmesine 9 ay kala görevden alınma gerekçesinin, Merkez Bankası’ndaki ihtiyat (yedek) akçenin Hazine’ye aktarılmasına itirazı olduğu iddiaları ise hem TCMB, hem de AKP kaynaklarınca doğrulanmadı. DW Türkçe’ye açıklamalarda bulunan bir Merkez Bankası yetkilisi, ihtiyat akçesi ile ilgili düzenlemenin tamamen hükümeti ilgilendirdiğini ve Merkez Bankası’nın bu konuda söz söyleme yetkisinin olmadığını ifade etti. Aynı yetkili, görevden alma kararının bir "güç gösterisi" olduğunu savunarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında, "yaprak kıpırdamayan ekonominin canlanması için faizlerin indirilmesini istiyor ve pürüz çıkaran bürokratın gözünün yaşına bakmıyor. Ona göre faizler düşecek, piyasa canlanacak ve enflasyon da düşecek" dedi.

Türkei, Symbolfoto: Währung Türkische Lira
Fotoğraf: Getty Images/C. Mc Grath

Yetkililer, 25 Temmuz'daki PPK toplantısında açıklanacak olan politika faizinde 150 baz puana kadar varabilecek bir indirim yapılmasını bekliyor.

Kemal Derviş döneminde TCMB reformu

Merkez Bankası, 2001 finansal krizinin ardından dönemin Ekonomi Bakanı Kemal Derviş yönetiminde para politikası uygulamasında operasyonel ve enstrümantal bağımsızlığına kavuşturulmuştu. O dönemde asıl görevi fiyat istikrarı olarak belirlenen Merkez Bankası başkanlarının görev süresi 5 yıldı. Geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesinden sonra bu süre 4 yıla indirildi. Ayrıca çıkarılan 375 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle TCMB başkanlarını görevden alma yetkisi de Cumhurbaşkanı’na verildi.

TCMB Başkanlığı gündeme geldiğinde, bu görev için gerekli şartları taşımayan Murat Çetinkaya için ilgili Merkez Bankası kanunu değiştirilmiş ve başkan yardımcılığı için mezun olunması şart koşulan fakülteler arasına iktisat ile işletme dışında, uluslararası ilişkiler bölümü de eklenmişti. Dönemin TCMB Başkanı Erdem Başçı’nın görev süresinin dolması ile başkan yardımcılığından başkanlığa atanan Çetinkaya, kendisi için özel düzenleme yapılan ilk bürokrat oldu. 

Faiz indirimi daha yüksek enflasyon olarak döner

Çetinkaya’nın görevden alınmasına tepki gösteren, TCMB eski Başkanı ve İYİ Parti milletvekili Durmuş Yılmaz, görevden alma gerçekleriyle ilgili olarak DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, "2013’ten bu yana kurala dayalı ülke ve ekonomi yönetimi yok. Merkez Bankacılığının yüzde 50’si tekniktir, rakamdır, analizdir. Diğer yarısı ise, toplumla iletişimdir. Son üç yıldır Türkiye’de iletişim faciası yaşanıyor. Bu görevden almayla, iletişim faciası zirve yaptı" dedi. Yılmaz, faiz indiriminin Türkiye’ye maliyetinin ağır olacağını belirterek, ekonominin daraldığını, vergi toplanamadığını ancak buna karşılık hükümetin sürekli harcama yaptığını dile getirdi.

Kamu finansmanı açısından ülkenin zor durumda olduğunu ve hazinenin kaynağa ihtiyaç duyduğunu belirten Durmuş Yılmaz, yapılabilecek tüm zamların yapıldığını ve geriye sadece iç ve dış borçlanmanın kaldığını ifade etti. Yılmaz, "Dolayısıyla hükümete borçlanmaktan başka çare kalmadığı için faizlerin düşmesini istiyor. Enflasyonun ve işsizliğin dünya ortalamasının üç katı olan bir ülkede, vatandaşın cebine koyduğunuz paranın itibarını korumazsanız, Merkez Bankası başkanına baskı yaparak faizleri düşürürseniz,  3 ay cennete gidersiniz, 30 yıl cehennemde yaşarsınız. Bu politika bize yüksek enflasyon, faiz ve değersiz TL olarak dönecektir" dedi.

Aslı Işık

© Deutsche Welle Türkçe