Zaten kısır olan, zaten en kurak mevsimini yaşayan ilim ve fikir dünyamız, 15 Temmuz felaketinden sonra da iyice anlaşıldı ki üniversiteler, malum gurubun fitne-fesat faaliyetleri ile fesada uğramış, bilime fesat karıştırılmış, fikir namusu kirletilmiş ve bu alanda da hırsızlıklar almış başını gitmiş.
Ehliyet ve liyakatin ayaklar altına alındığı, "bizden ise gelsin, değil ise boş ver" anlayışının yaygınlaştığı zaman ve zeminlerde ne bilimsel inkişaflardan ne de fikri açılımlardan söz edilebilir.
Böylesine kurak bir mevsimin hemen ardındaki zaman diliminden geçiyoruz, onun için olayların arka planını okuyacak, isabetli tahliller yapacak, gerekli fikri açılımları ile kitlelerin ufkunu açacak mütefekkirler parmakla gösterilecek kadar az.
Namuslu ilim adamları ve ufuk açıcı fikir adamları ortalarda görünmeyince onların yerini, her nasılsa elde ettiği elma şekerle övünen, oynadığı çelik-çomakla etrafına hava atan, malumatfuruşluk taslayan bay ve bayanlar almış durumda.
Son zamanlarda medyada da bolca boy gösteren bu tipler, memleketin asıl ve asli gündemini idrakten fersah fersah uzak, dolayısıyla ağızlarına birileri tarafından çalınan suni gündemlerle milleti meşgul etmekteler, meşgul ettikleri kadar da primlerini artırmaktalar.
Memleket bunca ağır gündemlerle boğuşurken, kendileri gibi elma şeker yalamayan, çelik-çomak oynamayanlara da alaycı tavırlar takınırlar, tepeden bakarlar ve "vah vah! Bir çelik-çomakları bile yok" modunda kahkahalar atarlar.
Bu tipler hem yazılı hem de görsel medyada bolca yer bulabildikleri için sesleri çok çıkıyor, sesleri çıktıkça da kuru gürültü yaparak milleti asıl gündemden uzaklaştırıyorlar ya da asli gündemi milletten saklıyorlar.
Böyle bir ortamda sen, kılı kırk yar, kırk dereden su taşı, iğne ile kuyu kazı ve dişinle tırnağınla çalış ki yaklaşan tehlikeleri millete duyurabilesin.
Tarih boyunca hep böyle olmuş, uyarıcıların işleri zor.
Ehliyet ve liyakatin ayaklar altına alındığı, "bizden ise gelsin, değil ise boş ver" anlayışının yaygınlaştığı zaman ve zeminlerde ne bilimsel inkişaflardan ne de fikri açılımlardan söz edilebilir.
Böylesine kurak bir mevsimin hemen ardındaki zaman diliminden geçiyoruz, onun için olayların arka planını okuyacak, isabetli tahliller yapacak, gerekli fikri açılımları ile kitlelerin ufkunu açacak mütefekkirler parmakla gösterilecek kadar az.
Namuslu ilim adamları ve ufuk açıcı fikir adamları ortalarda görünmeyince onların yerini, her nasılsa elde ettiği elma şekerle övünen, oynadığı çelik-çomakla etrafına hava atan, malumatfuruşluk taslayan bay ve bayanlar almış durumda.
Son zamanlarda medyada da bolca boy gösteren bu tipler, memleketin asıl ve asli gündemini idrakten fersah fersah uzak, dolayısıyla ağızlarına birileri tarafından çalınan suni gündemlerle milleti meşgul etmekteler, meşgul ettikleri kadar da primlerini artırmaktalar.
Memleket bunca ağır gündemlerle boğuşurken, kendileri gibi elma şeker yalamayan, çelik-çomak oynamayanlara da alaycı tavırlar takınırlar, tepeden bakarlar ve "vah vah! Bir çelik-çomakları bile yok" modunda kahkahalar atarlar.
Bu tipler hem yazılı hem de görsel medyada bolca yer bulabildikleri için sesleri çok çıkıyor, sesleri çıktıkça da kuru gürültü yaparak milleti asıl gündemden uzaklaştırıyorlar ya da asli gündemi milletten saklıyorlar.
Böyle bir ortamda sen, kılı kırk yar, kırk dereden su taşı, iğne ile kuyu kazı ve dişinle tırnağınla çalış ki yaklaşan tehlikeleri millete duyurabilesin.
Tarih boyunca hep böyle olmuş, uyarıcıların işleri zor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024