"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ela ile Sırma

Muzaffer KARAHİSAR
19 Şubat 2019, Salı 00:09
Çetin kış şartlarında, alaca karanlıkta büyüklerinin elinden sıkıca tutan küçük çocukların koşuşturmaları okul yolunda başlar.

Her çocuğun farklı dünyası, hayalleri, hülyaları, tutkuları vardır. İnsanların iç âlemindeki yetenekler, çekirdek gibi küçük yaşlarda filizlenmeye başlar. İyilere, doğrulara ve güzel olanlara yönelmenin o çağlarda başladığı herkesçe bilinir.

Elanur’a kısaca Ela diyoruz. O, her günün erken saatlerde okul çantasını hazırlar, harçlığını (iyilik miktarıyla) yanına alır… Elimden tutar, sabah duâsını eder, konuşarak, sevinçle okul yoluna koyulurdu. O hep kışın soğuk havalarda zahmet çeken sokak hayvanlarının çektiği sıkıntılara, zahmetlere, açlıklara üzüldüğünü söyler. Onlara yardımcı olmak için veteriner olmak istiyor.

Okul yolundaki sokakta önüne çıkan bir sokak köpeği ile dostluk kurmuştu. “Köpekler, zararsız insanları kokusundan tanırmış.” diye ona elini uzatıp koklatır, konuşur, başını okşayıp severdi. Adını Sırma koymuştu. Gözleri her sabah aynı sokakta gördüğü Sırma’yı arardı.

Sırma, kahve rengi tüyleri olan, sempatik duruşu, keskin hisleri ve bakışları olan güzelce bir sokak köpeği. Onun masum duruşu, uysal, vefalı, sadâkatli tavırları Ela’yı çok etkilemişti. Her yiyeceğe atılmaz, şımarmaz, söyleneni anlarcasına “Ben okula gidiyorum, hadi sen de yerine git!” deyince döner giderdi. Yüksek apartmanın arkasında eski bir kömürlüğü mekân tutmuştu. 

Ela, Sırma’yı kucakta taşınan, arabaya bindirilen, evde barındırılan köpeklerle kıyaslardı. O çok terbiyeli, kucağa gelmez, eve girmez temiz bir hayvan derdi. Soğuğa, sıcağa, açlığa katlanan güçlü bir köpek olduğunu söylerdi.  

Ela okul çıkışında geçerken Sırma’yı görüp seslenmiş. Köpek gelmiş, elini koklamış, güvenli dost olduğunu anlayınca kaldığı yere doğru kesik kesik havlamış. Ela’ya beklemediği bir sürpriz yapmış. Ela çok şaşırmış! Sırma’nın kendisi gibi güzel, alımlı, tatlı, sempatik, gürbüz bir de yavrusu varmış. Ela, yavruya dokunmuş, sevmiş, okşamış, konuşmuş. “Hadi bakalım yerine git!” diye göndermiş. 

Eve gelince sevinçten Sırma ve yavrusunu uzun uzun anlatmıştı. Günler böyle geçiyordu. Küçük Ela’nın dünyasında bir sokak köpeği ile yavrusu vardı. O yer yüzündeki bütün canlıları Allah’ın güzel yarattığını, sevdiğini, koruduğunu ve yiyecek verdiğini öğrenmişti. 

12 Şubat’ta hava bulutlu ve karla karışık yağmurlu bir gündü. Ela, elimi bırakıp arkadaşlarına doğum gününü hatırlatmak için okula koşarak gitti. Geri döndüğümde Sırma’yı çok telâşlı, endişeli ve huysuz gördüm! Hiç yapmadığını yapıyordu! Delicesine havlıyor, koşuyor, yerleri kokluyor, beyaz arabalara koşuyor, koklayıp geri dönüyordu… 

“Bu hayvana ne oldu acaba!” diye hayıflanırken çocuğun biri: “Abi, onun yavrusunu beyaz bir taksi ile iki kişi kaçırdı…” Sırma’nın delice huysuzluğunun sebebini anlamıştım. Anne şefkatiyle ve evlât acısıyla çaresiz bir o tarafa, bir bu tarafa havlayıp gelip geçen beyaz arabalarda yavrusunun kokusunu arıyordu. 

Onun yüksek sesle havlayıp koşarken saldırmak için geldiğini sanan okul çocukları “Anneee!..” diye korkup bağırıp kaçıyorlardı. Çocuklar okula girinceye kadar orada bekledim. Gelip geçenlere: “Saldırmaz… Yavrusunu kaçırmışlar, telâşla onu arıyor. Bak size koşmuyor. Durmadan yerleri kokluyor.” diye herkesi rahatlattım. Sırma durmadan, dinlenmeden, delicesine havlayıp koşuşturuyordu.

Site yönetimi ve komşuları belediyeye telefon etmişler. “Burada bir sokak köpeği var, çocuklara, kadınlara saldırıyor!” diye üst üste şikâyetler gitmiş… Köpekten korkan çocuklara belki yardımım dokunur diye okul çıkış saatinde Sırma’nın olduğu sokağa gittim.

Belediye görevlileri, uzun bir sopanın ucundaki halatı Sırma’nın boynuna sıkı sıkı bağlamışlar. Mavi renkli pikaba doğru sürüklüyorlardı. Zavallı Sırma’nın gözleri çanağından çıkacak gibi çaresiz kıvrılarak etrafına bakınmaya çalışıyordu… Masumlaşmış, bunalmış, tüyleri bozulup karışmış, durgun ve bitkin vaziyette sokaktan ayrıldı. 

Hiç kimseye derdini anlatamayan sahipsiz bir sokak köpeği Sırma’nın son haline üzüldüm. O masumun vebali düşündürdü. 

İnsanlar için söylenen: “Zalim ve cahildir.” gerçeğini hatırladım. Yavruyu kaçıranlara vicdansız zalimler, gerçeği bilmeden suçlu gibi Sırma’yı haraç mezat sürükleyip götürenlere de merhametsiz cahiller, demek içimden geçti.

Olan bitenlerden haberi olmayan Ela, bu yazıyı okuduktan sonra Sırma’nın başına gelenlere! Onun çocuk kalbi kim bilir ne kadar üzülüp feveran edecek!

Okunma Sayısı: 1577
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı