Eksilmek

Ölüm, hayatı sarıyor, ona bir anlam yüklüyor.

Sonu beklemiyoruz, başı hatırlamıyoruz. İki kapı arasında gidip gelirken bin kapıyla çarpışıyoruz. Bazen çok anahtarsız, bazen hiç kapısız kalıyoruz. Eksiliyoruz, yaşamak diyorlar buna.

“Hep yarım kalır anlatılacaklar” demişti Serçe’nin çok genç şairi Zeynep Elif Kınalı. Çok düz bir cümleydi başta, bir daha okuyunca yokuşlar belirginleşti. Baktım, hayat gibiydi.

Hikayeler bitiyor. Çoğu zaman düşündüğümüz gibi bir final veremeden bitiyor üstelik. Biz yarım kalmak sanıyoruz bu bitişi. Ölüm, bizi yarım bırakıyor oysa sadece. Giden gidiyor, mutlak gidilesiye.

Gitmek değil dönmek demek lazım aslında. Gelmek bile daha uygun ölüm için. Çünkü adres orası, ev orası. Burası garip bir yanılgı.

Yanılgılar gitgide büyüyor; dünya, hayatımızı işgal ediyor. Ölümsüz alanlarda çok reklamlı, çok bankalı, çok uluslu ve çok kanlı bir yanılgı sistemleşiyor. Hırsın ve nefretin kırıldığı, ölümün bir bilinç olarak hayatın ortasına konulduğu çok çiçekli alanlar açmak gerekiyor.
Hikaye bitiyor, güzel sahnelerden geçmek gerekiyor.

Her şey bitince akılda kalan o sahnedir çünkü. O sahneyi iyi yürümek gerekiyor. Şifâ olmak, dost olmak, yoldaş olmak, sırdaş olmak gerekiyor.

***

Asım Hoca çok şey söyledi, ne kadarını anladım, bilmiyorum. Giderken de nasıl gitmek gerektiğini söyledi aslında, gidişe takılıp bu kısmı atlamamak lazım. “Bana ne?” demeden geçti bu dünyadan. Kolları ne kadar uzanıyorsa o kadar sarıldı insanlara, yıkılma sakın dedi ve yıkmadı. Güllaç tepsileri arasına dermanlar, şifâlar, dostluklar gizledi. Dünyanın kirli tekliflerine sırtını çevirip dostun gözyaşını sildi. İyilik neydi, onu söyledi. Sonra birden gitti.

“Bilmem ki neyi beğenmedi
Bir kamyona bindi gitti
Şimdi tek adı kaldı
Bir de söylenen türküsü”*

Bir yeni mesaj. “Güllaç yaptım gelsene.”
Ah keşke.
Bir dergi yaprağında, bir kalem kapağında, bir defter arasında, bir kapı aralığında, bir sohbetin ortasında, bir rüyanın uğultusunda, bir sabahın susuşunda
ansızın hoca!
O gitti bize ağlamak kaldı kala kala.**

Rahmet olsun. Mekanı cennet olsun. Dut ağaçları altında kalsın. Cennette peygambere güllaç yapsın. amin.
***
*Şarkı: Flört - Onun Adı Hasan
**Şiir: Sezai Karakoç - Köşe

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum