Dolar bu kez ekonomimizi derinden sarstı...
Döviz fırladı.
Enflasyon fırladı.
Faizler fırladı...
Borsa aşağıda.

Bu ilk krizi değil... 2001'deki koalisyon hükümetinde Ecevit'in başbakan olduğu dönemde kur artışları hükümeti sarsmış erken seçim kararı almak zorunda kalmıştı...
O günlerde de manipülatörler, yabancı fonlar, sermaye ve finans piyasalarını ele geçirmişler her türlü para numaralarını yapıyorlardı...
Spekülatörler piyasalarda cirit atıyordu...
Ecevit hükümetine diz çöktürmüşlerdi...
Krizde kurtarıcı olarak Kemal Derviş getirilmişti. Derviş ekonomik programını yapmış, çıkışı IMF ile yaptığı stant-bay anlaşılmalarını imzalamıştı...
Program adı 'kemerleri sıkmaydı.'

Başbakan Ecevit ekonomiden sorumlu bakan Kemal Derviş'e ulaşmıyordu...
Ecevit bunları anlatmıştı...
Kısacası, Türkiye küresel sermayenin kucağına oturtulmuştu...
Ecevit o günlerde yalnız bırakılıvermişti.
Devlet Bahçeli'nin erken seçim kararı dengeleri alt üst etmişti...
O zaman merkez bankasının kontrolünde olan günlük izlenen sabit kur yüksek faiz politikası vardı. Krizden çıkmak için Derviş çağrılmış, IMF'nin reçeteleri uygulamaya konulmuştu.
Dar gelirli ve emekliler kemer sıkarlarken, ülkenin ekonomik kaynakları özelleştirme adı altında sermaye ve finans kesimlerine transfer ediliyordu.

Kısacası ülke soygun düzeni ile karşı karşıya kaldı. İşte bu şartlar altında yapılan erken genel seçimlerinde DSP, MHP, ANAP, DYP, Genç Parti, Fazilet Partisi, baraj altında kalırken yeni kurulan AKP, seçmenden tepki oylarını da alarak % 36 oy oranı ile tek başına iktidara geliverdi.
O günden bu güne sürekli tek başına iktidar...

FAİZE KARŞI BİR DURUŞ...
Başkan Recep Tayyip Erdoğan her zaman faize karşı bir duruşu vardır. Bunu biliyoruz...
Çok da hoşumuza gidiyordu…
Ancak nedense Sayın Erdoğan, konuştukça faizler % 8'den % 25'lere kadar yükseldi, yükseldi...
Buna rağmen enflasyon da aşağıya bir eğilim göstermedi. Enflasyon % 25, faiz % 25. Faizle enflasyon eşitlendi.
Yani, tasarruflar faizle para kazanamıyor. O halde enflasyona neden ne oldu?
Dövizin fırlaması.
Peki, kurları aşağıya neden gelmiyor bunca faize rağmen?
İşte bu sorunun yanıtı çok derinlerde…
MEVDUAT VE KREDİ FAİZLERİ PATLADI
Faiz artışından sonra ticari kredilerin yıllık maliyeti yüzde 38'leri buldu. Bu oranlarla sanayici nasıl yatırım yapacak? Bankalar tüketici kredilerinde de bir faiz ayarlaması yaptı... Bu yeni oranlarla tüketici nasıl kredi çekecek?
Merkez Bankası'nın faiz artışı mevduat ve kredi faizlerinde hemen yükselişe yol açıyor.
Dolayısıyla bu faiz oranı dolaylı olarak bankaların maliyetlerini artırıyor ve mevduat faizlerini ve kredi faizlerini de etkiliyor. Merkez Bankası verilerine göre, 7 Eylül ile biten hafta itibarıyla TL ticari kredi faizleri ağırlıklı ortalama yüzde 32.57'e çıktı. Oysa 27 Nisan'da yüzde 16.32 seviyesindeydi. İhtiyaç kredilerinde ise ağırlıklı ortalama faiz oranı yüzde 33.82'ye kadar çıktı. Ağustos sonunda bu oran yüzde 30.29'du. Yükselişe geçtiği 27 Nisan'da ise yüzde 19.96 seviyesindeydi, tam % 13.86 puan arttı. Bunun temel nedeni TL'nin dış ve iç değerindeki hızlı değer kaybı ve geleceğe ilişkin risklerdeki artış eğilimiydi.
Ocak ayındaki Merkez Bankası Beklenti Anketine göre 2018 sonu için Dolar/TL kuru beklentisi 4,12, enflasyon beklentisi yüzde 9,55 idi.
Eylül ayında yapılan ankette bu beklentiler kur için 6,59'a, enflasyon için yüzde 19,61'e yükselmiş bulunuyordu.
Riskleri ölçmekte kullanılan CDS primi yılbaşında 161 iken Merkez Bankası'nın kararı öncesinde 523 dolayında seyrediyordu.
Dolayısıyla bu beklenti büyük ölçüde gerçekleşecek olanı yansıtıyor. Bu aşamada Merkez Bankası'nın bu olumsuz beklentiyi kırması gerekiyordu.
Merkez Bankası bu aşamaya kadar faiz artışı dışındaki yolları denedi ve bu beklentiyi kıramadı ve sonuçta faizi artırmaktan başka çaresinin olmadığını gördüğü için faizi artırma yoluna gitti.
Bu durumda Merkez Bankası'nın enflasyon yaratan kuru denetim altına alması için de bu faiz artırımına ihtiyacı vardı.
Merkez Bankası aslında sabit kur politikası izlemiyor. Bırak bakalım nereye kadar gidecek. Dalgalanmanın frekansını ölçmeye çalışıyor... Enflasyon, kuru izliyor. Toplumda çok önemli bir algı yaratıyor. Gözler foreks ekranlarında. Yarın dolar ne olacak diye?
FAİZİ ARTIRMAK SORUNU ÇÖZER Mİ?
Faiz artışı öncelikle kurlardaki tırmanışı tersine çevirip enflasyon beklentisini kırabilir mi? Bu sorunun yanıtı çok uzun… Bir ömrü alır vallahi. Merkez bankası şimdiye kadar tutturamadığına göre... Şimdilik burada noktayı koyalım. Ürettiğinden fazla tüketen toplumun başına bunlar gelir. Ne demişti Demirel. 'Borç yiğidin kamçısıdır'!..
Durum anlaşılmıştır herhalde, hem de baş ustalık döneminde. Dolar 6.20... Enflasyon % 25... Faiz % 25...
Birde, Ali Babacan yönetimindeki ekonomik tablolara bakın... Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne demişti... 'Sabır bir yere kadar'!
Halkın sabrı bir yere kadar...
Başka söze gerek var mı?