MENÜ

Ego çatışması

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Galatasaray’daki Cüneyt Tanman krizi, hem Tanman’ın hem de Başkan Dursun Özbek’in birbirleriyle olan iletişimsizliği yüzünden patladı. Öküz altında kimse buzağı aramasın. Özbek her ne kadar yöneticilik yapmış olsa bile bir başkan olarak henüz yolun başında. Hata yapma lüksü var. Tanman ise futbol şubesinde tam yetki istiyor. 30 sene yönetimde bulunmuş isimler bile bu lükse sahip değil. Galatasaray’da başkanlık sistemi var. Gelecek olan her yönetici bunun bilincinde olmalı. Kaldı ki Dursun Özbek, kişisel servetinden Galatasaray için dünyaları harcadı, harcamaya da devam ediyor.

Rakipler kazanır!

Bu krize çok yakın isimlerin anlattıklarına göre Tanman’a da direkt olarak kimse, “Sen Avusturya kampına gitme” dememiş. Bu, Galatasaray’da hep oluyor. Geçmişte de oldu, gelecekte de olacak; kişisel egoların en yüksek olduğu kulüp Galatasaray’dır. Bir de buna iletişimsizlik eklenince böyle istenmeyen tablolar doğuyor. Rakiplerin ekmeğine yağ sürülüyor.

Bundan sonra...

Tanman için yapılacak bir şey yok. Ancak Başkan Dursun Özbek için bu bir ders olmalı. Gelecekte karşılaşacağı bu tür iletişim eksikliği ve ego çatışmasına daha dikkatli ve ılımlı bakmalı. Ayrıca şunu kimse unutmasın. Şu anda yaşanacak bir yönetim depreminin telafisi olmaz. Bu hassas günlerde 3 ay önce olduğu gibi kimse elini taşın altına sokmaz. Galatasaray’ın da ciddi bir başkan adayı olmaz. Olsa da alınan hasarın telafisi çabuk olmaz. Tüm camianın insanların ardından kuyu kazmak yerine birleştirici düşünceleri benimsemesi gerekir. Sarı-Kırmızılılar, bunun en güzel örneğini geçen sezon yaşadılar. Neredeyse parçalanmış Galatasaray tek hedefte birleşince iki tane kupa geldi.

Tehlike çok büyük

Dursun Özbek yönetiminin canı pamuk ipliğine bağlı. Lig başladığında alınacak birkaç kötü sonuç, Şampiyonlar Ligi’nde alınacak farklı mağlubiyetler, rayına girmiş tüm projeleri devirecektir. Çünkü ne olursa olsun; önce sportif başarı. Borçların tamamı ödense bile sportif başarı gelmediği sürece, özellikle böyle taze bir yönetimin, yeni isimlerin sürekliliği olma ihtimali yok denecek kadar azdır. Kim gelecekse gelsin Florya’yı büyük bir titizlik, disiplin ve hoşgörü ile yönetmesi gerekir. Nasıl yapılacağını merak edenler, Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak’a danışabilirler.

YORUM YAZ