1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Uzaktan eğitimde EBA krizi devam ediyor

13 Ocak 2021

Milli Eğitim Bakanlığı, uzaktan eğitim gören öğrencilere yüz yüze sınav yapılmayacağı ve EBA’daki performansa göre not verileceğini açıkladı. Altı milyon öğrencinin sisteme giremediğini hatırlatan eğitimciler tepkili.

https://p.dw.com/p/3npxl
Bakanlığın karne notu kararı tepki çekiyor.
Bakanlığın karne notu kararı tepki çekiyor.Fotoğraf: Felat Bozarslan/DW

Türkiye’de ilk koronavirüs vakasının açıklandığı 2020 yılının Mart ayında örgün eğitime ara verilip, uzaktan eğitime geçildi. Milli Eğitim Bakanlığı’nca kurulan EBA platformu üzerinden verilen uzaktan eğitimdeki krizler ise bir türlü aşılamadı. Bakanlık verilerine göre; Türkiye’deki 18 milyon öğrenciden altı milyonu çeşitli sebeplerle EBA sisteminden yararlanamadı. Sistemdeki yeni kriz, öğrencilere verilecek karne notları nedeniyle çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı, uzaktan eğitim gören öğrencilerin yüz yüze sınava alınmayacağına karar verdi. Yeni uygulamada öğrencilere EBA platformuna giriş, derste kalış süresi ve sistemde yaptığı ödevlerin performansına göre not verilecek. Öğretmen, her bir kriter için öğrenciye ikişer not verecek. Peki, maddi olanaksızlıklar veya altyapı eksikliği nedeniyle hiç EBA sistemine girememiş öğrencilerin durumu ne olacak?

Not sistemi öğrencilerin tüm hayatını etkileyecek

EBA sistemi, kurulduğundan beri tartışmaların odağında. Milli Eğitim Bakanlığı’nın karne notu kararı tartışmaları daha da artırdı. Eğitimciler, kararın EBA’dan yararlanamayan altı milyon öğrencinin hiç not alamaması ya da düşük not alması anlamına geldiğini savunuyor. Eğitim-Sen, bu sistemin öğrencilerin bütün eğitim hayatını etkileyeceği görüşünde. Eğitim-Sen Diyarbakır 1 nolu Şube Başkanı Sadrettin Kaya, sistemin öğretmene hiç görmediği öğrenciye not vermeyi dayattığını söylüyor. Bu uygulamanın, yoksulluk nedeniyle interneti, tableti, bilgisayarı olmayan çok sayıda çocuğu cezalandırmak olduğunu savunan Kaya, bunun ne vicdani ne ahlaki ne de pedagojik olarak doğru olduğunu savunuyor:

"Evinde akıllı telefon bile olmayan bir öğrenci internete nasıl girecek? Öğrencinin yoksulluğu, bütün hayatını etkileyecek bir noktaya gidiyor. Bu puanlar diplomalara yansıyor. Diploma notları sınavlarda belirleyici oluyor. Elemeci bir sınavda puanları düşük vereceğiniz öğrenci otomatikman elenecek. Bu çocuğun geleceğini karartıyorsunuz. Bu çocuk sınava girdiğinde o düşük notlar yüzünden başarılı olma şansını ortadan kaldırıyorsunuz. Bu çok ciddi bir sıkıntıdır. Bakanlık bundan vazgeçmelidir."

Eğitimciler ve veliler not uygulamasının kaldırılmasını istiyor.
Eğitimciler ve veliler not uygulamasının kaldırılmasını istiyor.Fotoğraf: Felat Bozarslan/DW

Diyarbakır’da 200 bin öğrenci EBA’ya hiç bağlanmadı

Eğitimcilere göre, EBA sistemine girişin en az olduğu yerlerin başında, gelir seviyesinin düşüklüğü ve altyapı eksikliği nedeniyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi geliyor. Genellikle dağlık olan bölgenin coğrafi yapısı ve kırsal kesimlerde telefonun bile çekmemesi, öğrencilerin uzaktan eğitim alması önündeki en büyük engellerden biri. Bölgenin düşük gelir seviyesi de uzaktan eğitim için gereksinim duyulan cihaz ve internetin alınamamasında önemli bir etken. Bölgenin en büyük kentlerden biri olan Diyarbakır’da, 492 bin 975 öğrenci eğitim görüyor. Ancak bunlardan 200 bine yakını bugüne kadar hiç EBA sistemine bağlanamadı.

Donat ailesinin çocukları on aydır eğitim görmüyor.
Donat ailesinin çocukları on aydır eğitim görmüyor.Fotoğraf: Felat Bozarslan/DW

On aydır eğitimden uzaklar

Milli Eğitim Bakanlığı’nın maddi durumu kötü olan öğrenciler için gönderdiği tabletler Diyarbakır’a da ulaştı. Ancak yarım milyon öğrencinin yaşadığı kente gönderilen tablet sayısı dört bin 800 ile sınırlı kaldı. Milli Eğitim yetkilileri, tabletlerin ihtiyaç sahiplerine dağıtıldığını söylüyor. Ancak, alt gelir grubundaki insanların oturduğu Şehitlik semtinde yaşayan ve altı çocuklarından dördü öğrenci olan Donat ailesine hiç tablet verilmemiş. İnşaat işçisi baba Tahsin Donat, pandemiden sonra işsiz kalmış. Gündelik işlerle az miktarda para kazanan Donat’ın eve internet çektirecek veya çocuklarına tablet alacak parası da yok. Bu şartlarda yaşayan çocuklar da Mart ayından beri eğitimden uzak. Büyük oğlu okumadığı için inşaat işçisi olan anne Melet Donat’ın tek isteği diğer çocuklarının okuması:

"Okullar kapandığından beri çocuklarım uzaktan eğitim yapamıyor. Çünkü internet yok, tablet yok, bilgisayar yok. Maddi durumumuz kötü olduğu için alamıyoruz. Okuldaki tabletleri de kime verip, kime vermediklerini bilmiyoruz. Yazıktır bu çocuklara. Eğitimsiz olmuyor öyle. Biz bu yaşa kadar eğitimsiz geldik. Çocuklarımın eğitimsiz kalmasını istemiyorum. Eğitim olmazsa çocuklar sokaklara düşecek."

Sivil toplum örgütleri Milli Eğitim Bakanlığı’nın kararına tepkili.
Sivil toplum örgütleri Milli Eğitim Bakanlığı’nın kararına tepkili.Fotoğraf: Felat Bozarslan/DW

STK'lardan uygulamaya tepki

Sivil toplum kuruluşları ve eğitimciler de bakanlığın karne notu kararına tepkili. 42 sivil toplum örgütü ve siyasi partinin katılımı ile kurulan Diyarbakır Eğitim İzleme Kurulu bir açıklama yaparak, bakanlığın kararını geri almasını istedi. Eğitim İzleme Kurulu’na göre, pandemi döneminde ekonomik ve sosyal koşullar nedeniyle internete, bilgisayara ya da EBA’ya erişemeyen öğrencilere performansa göre not verilmesi fırsat eşitsizliğini derinleştiriyor.

Öğrencilerin notlardan ibaret olmadığını söyleyen Kurul Sözcüsü Zuhal Sezer, "Katılamadıkları dersler üzerinden öğrencilere not verilmesi doğru değil. Adil olmadığını bile bile not vermek, değerlendirme değil, cezalandırmadır. Bakanlık, uzaktan eğitim döneminde yapılacak performans değerlendirmelerini iptal etmeli ve bununla ilgili gerekli düzenlemeleri yapmalıdır" dedi.

Eğitim-Sen: Çözüm, tedbir alınarak yüz yüze eğitimde

Sadrettin Kaya
Sadrettin KayaFotoğraf: Felat Bozarslan/DW

Eğitimciler ve aileler bakanlığın kararına tepkili. Peki, öğrenciler arasında fırsat eşitsizliği yaratacağı söylenen bu sorun nasıl çözülebilir? Eğitim-Sen’e göre çözüm basit. Diyarbakır 1 nolu Şube Başkanı Sadrettin Kaya, yeterli bütçe ayrılması ve tedbirler alınarak yüz yüze eğitime geçilmesi durumunda bu sorunun kalıcı olarak çözüleceğini düşünüyor:

"Şubat ayında seyreltilmiş 15 kişilik sınıflarda veya her metrekareye bir öğrencinin olduğu sınıflarda eğitimler verilir. Bu eğitimlerin kazanımları bazen azaltılabilir. Milli Eğitim’de gereksiz bir sürü bilgi yükleniyor. Bunlar ayıklanır. Pandemi koşullarına göre yeni bir değerlendirme yapılır. Öğrenci yeniden verdiklerimiz üzerinden sorumlu olur. Bu şartlarda yüz yüze eğitimi başlattıktan sonra, koşullarını yaratın, o zaman çocuklara verdiklerinizin karşılığını isteyebilirsiniz."

Felat Bozarslan

© Deutsche Welle Türkçe